AKP, kontrolü kaybetti

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Başbakan Erdoğan, önüne sıralanmış 10 tane ana kuzusunun cenazesi olduğu halde, “Canilere müsaade etmeyeceğiz” diyor.

Boş versenize tanrı aşkına!

Günlerden beri, PKK’nın kontrolüne geçen bölgelerden bahsediliyor.

Siz bunu inkar ediyorsunuz.

PKK, önceki gece Beytüşşebap’a girip, ortalığı savaş alanına çevriyor.

Çatışma sırasında 10 asker şehit olurken, 20 civarında PKK’lı da hayatını kaybediyor.

Bu tablo tüm verileriyle ve sonuçlarıyla, topraklarınız üzerinde çok şiddetli bir savaş yaşandığını gösteriyor.

Ve siz halen, konunun, sorunun tamamen kontrolünüzden çıktığının, AKP iktidarı olarak bu meselenin altında kaldığınızın farkında olmadan, bazı şeylerin müsadenize bağlı olduğunu zannediyorsunuz öyle mi?

                                                            ***

Başbakan Erdoğan, eğer Suriye’deki savaşla ilgilendiği kadar Türkiye toprakları üzerinde devam eden savaşla ilgilenebilse, tüm dikkatini ve enerjisini Esad ile halkı arasındaki ölüm-kalım mücadelesi yerine, kendi halkının barış ve huzuruna odaklayabilse belki meselenin bir hal çaresine bakacak ama, ne yazık ki dikkatini bir türlü içeriye veremiyor.

Aslında belki de Suriye ile kendini oyalayıp, Kürt sorununun çözümü konusunda ipleri tamamen elinden kaçırıp, düştüğü çaresizlik girdabında bir nebze olsun kendini avutmak istiyor.

Ama bu arada, önünden sürekli cesetler geçiyor, kardeş kanı akıyor farkında değil.

                                                               ***

Kürt sorununu” çözmek ve akan kanı durdurmak iddiasıyla bir dönem ağzımıza bir parmak bal süren Başbakan Erdoğan, “Kürt sorununu çözerse Erdoğan çözer” diyen herkesi ne yazık ki hayal kırıklığına uğrattı.

Sorunu bir bütün olarak ele alıp, demokratik çözümler konusunda güçlü bir irade sergileyemedi.

Alacağı oyun hesabı, akan kardeş kanını durdurmanın önüne geçti.

Bugün, bırakın barışçıl çözüm yolları aramayı, parlamento çatısı altındaki milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırarak, onları apar-topar hapislere atmanın yolunu açmaya kalkışarak, ülkeyi başka bir gerginliğin ve çatışmanın içine sürükleme çabası içinde olmaları hayret edilecek bir nokta.

                                                               ***

Karşımızdaki manzara, “Canilere müsade etmeyeceğiz”, “Bunun hesabını verecekler”, “Birlik ve bütünlüğümüzü bozamayacaklar” gibi, beylik ve içi boş laflar etmenin çok daha ötesinde bir vehamete sahip.

Bakın, dün Beytülşebap’ta yaşananlar belki Başbakan gibi olayın ciddiyetini görmezden gelenlere birşey ifade etmeyebilir.  30 seneden beri alıştığımız manzara denebilir.

Ama ne yazık ki ülke bir iç savaşın eşiğinde.

PKK, Beytüşşebap ilçesinin güvenlik noktalarına saldırıyor.

Çatışmada ölen arkadaşlarının cenazesini orada bırakmıyor, alıp götürüyorlar.

Geriye kalan 3 PKK’nın cenazesini halk, güvenlik güçlerine vermemek için direniyor.

Polis cenazeleri güçlükle, silah zoruyla alabiliyor halkın elinden.

Mesele yalnızca silahlarıyla dağdan inip gelenler değil, bölge halkı onların bu mücadelesine destek veriyor, onlara sahip çıkıyor.

                                                               ***

Peki ne yapacaksınız?

BDP’li vekillerin dokunulmazlığını kaldıracaksınız.

PKK ile işbirliği yaptıkları gerekçesiyle hepsini tutuklatıp, cezaevine göndereceksiniz.

Sonra?

Sonra PKK’ya sahip çıkanların köylerini de yakıp yıktınız, gözünüzün gördüğünü alıp içeri attınız diyelim, sorun bitecek mi?

Akan kan duracak mı?

                                                               ***

Siyaset kurumunun tıkandığı, çaresiz kaldığı, tüm kontrolü elinden kaçırdığı bir meselenin çözülmesinin mümkün olamayacağını, size önümüzden her gün onlarcası geçen gencecik cansız bedenler anlatamıyorsa, başka ne anlatabilir?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

AKP, kontrolü kaybetti