Asıl alçaklar kim?

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Siyasi olgunluğa erişmiş, demokrasi kültürü olan ve de ülkesinin sorunlarına hakim bir Başbakan’ın öfkelenmesi, bağırıp çağırması ve de eleştiren kurumlara “alçak” diye hakarete varacak derecede saldırması pek rastlanan bir durum değildir.

Ancak karşınızda, tek adam olma hırsı ile tüm kontrolü kaybetmiş bir Başbakan varsa, sorunlar çözülmek yerine kördüğüm haline gelmişse ve de o başbakanın bağırıp çağırmaktan, hakaret etmekten, saldırmaktan başka çaresi kalmamış demektir.

Başbakan Erdoğan’ın son zamanlardaki aşırı saldırgan ve hiddetli halini işte bu koşullar dahilinde değerlendirmek lazım.

Yoksa bir adam 25 tane gencin pisi pisine ölmesinin hesabını soranlara alçak der mi?

 

Başbakan Erdoğan’ın son günlerde birbiri ardına yaşanan ölüm olayları karşısındaki öfkesinin, bağırıp çağırmasının, hakaret etmesinin psikolojide tek bir tanımı vardır. O da “acz”

Acz, Bir şey yapamama, elden bir şey gelmeme durumu” olarak ifade edilir. Böyle bir durumda en iyi taktik karşıya saldırmak ve karşıyı suçlamaktır.

                                                               ***

Afyonkarahisar’daki cephanelikte 25 gencecik eğitimli insan pisi pisine ölmüş, 25 eve ateş düşmüş, anaların-babaların, kardeşlerin, eşlerin yüreği kor olup yanmış.

Memleketin basını, yazarı-çizeri, kamuoyu adına böyle vahim bir olayın hesabını sormayacak mı?

Bu çocuklar neden öldü?

O saatte cephanelikte ne işleri vardı?

Cephanelikten bir yere sevkiyat mı yapılıyordu demeyecek mi?

İnsanlar çocuğunu askere gönderiyorsa, illa ölüme mi gönderiyor?

Bu bir kaza ise, yanlış ise, ihmal ise hesabını kim verecek demeyecek miyiz yani?

                                                               ***

Uludere’de 34 gencecik insanın üzerine bomba yağdırıp, param parça ediyorsunuz, aradan 8 ay geçmiş, nedendir, niçindir, sorumlusu veya sorumluları kimlerdir diye kamuoyuna bir açıklama yapma lütfunda bile bulunmuyorsunuz, bunu yapanları “alçak” olarak nitelendirmiyorsunuz, vatandaşınızın canına sahip çıkamamanın utancını yaşayıp, özür dilemiyorsunuz, ama bunun hesabını soranlar “alçak” oluyor öyle mi?

                                                               ***

Başbakan Erdoğan, "Kurumlara yönelik, kurum personelinin motivasyonunu kırmaya yönelik, milleti galeyana getirmeye yönelik bu girişimler en hafif tabiriyle sorumsuzluktur, alçaklıktır" diyor.

Bir Başbakan bu kadar sorumsuz olabilir mi?

Demokratik bir ülkede, kurumlardan, kurumları yönetenlerden yaptıkları hatanın, günahın, ihmalin, verilen canların hesabı sorulmayacak da kimden sorulacak?

O patlamada hesaba almadığın vatandaşın yavruları değil de senin çocuklarından biri ölse tavrın böyle mi olacaktı?

Sen bu ülkenin Başbakanı olarak 8 aydan beri Uludere’deki 34 gencin bombalanmasının hesabını neden vermiyorsun, veremiyorsun?

                                                               ***

ÖSYM’nin başına getirdiğiniz adamın zamanında yaşanmadık skandal kalmadı.

Kurum lime lime dökülüyor.

Adam herşeyiyle beceriksiz, kifayetsiz, ehliyetsiz.

O dolabın beygiri değil!

Bu ne kepazeliktir” diye, vatandaşın çoluğunun-çocuğunun geleceği ile oynayanları görevden alıp, yerine ehliyetli insanlar atayacağına, ÖSYM başkanını eleştirenleri alçak ilan etmek acaba hangi ehliyetli, dirayetli, vatandaşına karşı sorumlu siyasetçinin, devlet adamının harcıdır?

                                                               ***

Alçak kelimesinin sözlük anlamı, “Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain” olarak geçiyor sözlükte.

Malum manzaraya bakıp da bu tanıma kimlerin uyduğunu görmemek mümkün mü?

 

 

 

Asıl alçaklar kim?