PAYLAŞMAYI BİLMEK

YAYINLAMA: 06 Temmuz 2023 / 11.00 | GÜNCELLEME: 06 Temmuz 2023 / 11.00

Dini bayramlar, özellikle dostluğun, komşuluğun, kardeşliğin, paylaşmanın ön plana çıkması gereken günlerdir diye biliyoruz. Peki biz paylaşmayı biliyor muyuz? Paylaşacak şeyi az olan insanlar daha kolay mı paylaşır ? Ya da kolay paylaştıkları için mi paylaşılacak şeyleri azdır? Tam da yumurta- tavuk ikilemi değil mi?

Çok çarpıcı bir sosyal deneyden bahsedeceğim : Bir araştırma şirketi elemanlarını evsiz kılığına sokup, önce birini bir pizza satılan restorana gönderiyor. Evsiz orada pizza yiyenlerden bir dilim pizza rica ediyor. Sonuç malum: Yaka paça dışarı atılıyor. Araştırmanın ikinci bölümünde sokaktaki gerçekten evsiz bir adamcağıza önce bir kutu pizza veriyorlar. Bizim araştırma şirketinin  evsiz kılığına girmiş elemanı, büyük bir iştahla ve sevinçle pizzasını yiyen adamcağıza bir süre sonra  yavaşça yaklaşıyor ve bir dilim pizza rica ediyor. Ne oluyor biliyor musunuz? Evsiz ve yoksul adam, araştırma şirketinden gelen ve onun da evsiz olduğunu sandığı adamı yanına oturtuyor ve pizzayı yarı yarıya onunla paylaşıyor. Aynı deney tekrar tekrar yapılıyor. Farklı mahallelerde, farklı tarihlerde, farklı zaman dilimlerinde; sonuç hep aynı: Evsizler daha bonkör ve olanı paylaşmaktan yana.. Çok göz yaşartıcı bir öykü değil mi?

Kısıtlı kaynaklara sahip olan birinin empatisi daha gelişmiştir, yokluğu bilir, zorluktan, açlıktan anlar, kendisi gibi zor durumda olanlara daha fazla destek verir diyebilirsiniz. Kısıtlı kaynaklara sahip olanlar daha fazla dayanışmadan yana olur diyebilirsiniz.

Ya da tam zıddını düşünelim. Paylaşacak şeyi fazla olanlar neden daha zor paylaşır sizce?

Sahip olduğu kaynaklara erişmek için çok çaba harcamıştır, emek vermiştir, paylaşmak istemez, ya da  paylaşacak olursa, sonu gelmeyecek taleplerle karşılaşacağını düşünebilir. Üzerinde baskı hissetmemek için, daha başlangıçta kimseyle bir şeyini paylaşmak istemez.

Oysa paylaşmayı bilmek gerçekten çok önemli:

Paylaşmak, toplum içinde dayanışma ve yardımlaşma kültürünün gelişmesini sağlar. Başkalarıyla kaynakları ve bilgiyi paylaşarak, toplum içinde destek ve yardım ağları oluşturulabilir. Bu sayede insanlar birbirlerine destek olabilir ve güçlü bir toplumsal bağ oluşabilir.

Paylaşmak, başkalarının ihtiyaçlarını ve deneyimlerini anlama yeteneğini geliştirir. Bu beceri, daha sağlıklı ve anlayışlı ilişkiler kurmayı sağlar.

Paylaşma, toplumsal adaletin sağlanmasına katkıda bulunur. Kaynakların eşit ve adil bir şekilde dağıtılması, sosyal dengenin ve hakkaniyetin sağlanmasını destekler. Paylaşma kültürü, farklı sosyal gruplar arasında eşitsizliklerin azaltılmasına ve toplumsal adaletin geliştirilmesine yardımcı olur. Büyüklerimiz boşuna dememiş

“Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar” diye…

Karşılıklı paylaşım, güvenin oluşmasını da sağlar ve bağları kuvvetlendirir.

Paylaşmayı bilmek, kişisel gelişim açısından da önemlidir. Paylaşma, cömertlik, hoşgörü, sabır ve sorumluluk gibi değerleri teşvik eder. Bu değerler, kişinin karakterini ve davranışlarını olumlu yönde etkiler.

Sonuç olarak, paylaşmayı bilmek bireyler arasında olumlu ilişkilerin kurulmasını, dayanışma ve yardımlaşmanın gelişmesini sağlar. Aynı zamanda toplumsal düzeyde adaletin sağlanmasına ve toplumun genel refahının artmasına katkıda bulunur. Ez cümle: Özellikle sosyal adaletin ve ekonomik bölüşümün son derece zarar gördüğü bugünlerde, paylaşmayı yeniden gözden geçirip gereğini yapmak en azından vatandaşlık görevi olmalı diyenlerdenim.

 

PAYLAŞMAYI BİLMEK
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *