CALİGULA
Çocukluğunun çok ağır hasarlı geçtiği bilinen, eğitim almamış, yeteneği olmayan, herkesten şüphe eden, yalancı, doyumsuz, hırsız, öldürülmekten deli gibi korkan, saralı, hasta bir diktatöre ülkeyi teslim ediyorsunuz ve çılgınlıklarıyla ülkeyi batırışını görerek sesinizi çıkartamıyorsunuz. İnanılmaz bir ülkesel hezeyan değil mi? Roma döneminin üçüncü imparatoru Caligula’nın hayatını okuyorum. Dünyaya hükmetmiş Roma halkının akıl tutulmasını anlamak mümkün değil.
Tam adı Gaius Julius Caesar Augustus Germanicus olan Caligula, MS 37'den MS 41'e kadar hüküm süren, Roma’nın üçüncü imparatoru. Caligula'nın babası, ünlü bir Romalı general olan Germanicus. Annesi, Julio-Claudian ailesinin önemli ve çok saygı duyulan bir bireyi olan Yaşlı Agrippina. Baba Germanicus, birinci İmparator Augustus'un evlatlık torunu. Küçük Roma askeri sandaletleri anlamına gelen “Caligula”
(caligae) adını, ona çocukluğunda babasının askerleri takmış. Annesi onu küçük bir muhafız gibi giydirir, Caligula da askerlerin yanında vakit geçirirmiş. Babasının ikinci imparator Tiberius tarafından öldürülmesinden sonra Caligula çok zorluklar çekmiş, korkular yaşamış, annesi ve erkek kardeşleri öldürülmüş, kendisi sürgün edilmiş, ancak talih ne garip bir şey ki bir şekilde ikinci imparator Tiberius’un oğlu aniden ölünce, Caligula’nın hayatı değişmiş. Saraya çağrılmış. Tiberius’un ölümünden sonra da Roma’nın üçüncü imparatoru oluvermiş.
Caligula'nın saltanatı vaatlerle başlamış ve başlangıçta halkın desteğini almış. Çünkü halk, çok sevdikleri ve büyük haksızlık sonunda öldürüldüğünü düşündükleri babası komutan Germanicus’un oğlu diye, onu koşulsuz bağırlarına basmışlar. Ama, zaman geçtikçe davranışları giderek garipleşmiş, kararsız ve zalim olmaya başlamış. İnanılmaz bir güç zehirlenmesiyle çok müsrif harcamalara girişmiş, hazineyi tüketmiş. Çevresinde hoşuna gitmeyen kişilere inanılmaz zulümler yapmaya başlamış. Konsülleri, senatoya danışmadan görevden uzaklaştırmış, hoşuna gidenleri yerleştirmiş. Artık kimseye bir şey sormuyormuş. Cumhuriyet sistemi ayaklar altındaymış. Öyle zalimmiş ki sevmediği senatörleri arabasının yanında resmi kıyafetleriyle koşmaya zorluyor, halkın önünde onları küçük düşürüyor, sonra da onları “İmparatorumuzun izniyle görevden affımızı istiyoruz “ demeye zorluyormuş… Romalıların, imparator olduğunda göz bebekleri olan adam, artık despot bir tiranmış.
İnsanları, öleceklerinin farkında ola ola, acı çekerek son nefeslerini verecekleri şekilde bıçaklatır, “Benden korktukları sürece bırakın halk yaşasın” dermiş. Ama en yoksul biçimde, sürünerek yaşamalarına hiç aldırmazmış. Atı Incitatus'u konsül olarak ataması ve kız kardeşleriyle ensest ilişkilere girmesi de dahil olmak üzere, birçok rezil eylemin merkezindeymiş artık.
Caligula; muhteşem Roma İmparatorluğunu, “İtibardan tasarruf olmaz” diyerek saçma sapan harcamalarıyla beş kuruşsuz bırakması, bir türlü doymaması, müthiş bir sefahat yaşaması, halkı yoksulluk ve açlığa mahkum etmesi sonunda ne yapmış biliyor musunuz? “İhanet yasaları”nı devreye sokmuş. Kızdığı herkesin, devlete ihanet ettiğini iddia ederek, öldürüp mal varlıklarına çöküyormuş. O kaynak da bitince çok acımasız vergiler çıkartmış. Hazine tam takır boşmuş çünkü. Vergiler de suyunu çekip halkın kan alacak damarı kalmayınca, son olarak da Britanya’yı işgale karar vermiş. Sağlıksız ruh durumu orada da kendini göstermiş. İşgal müthiş bir hezimetle sonlanmış. O da “Halka başarısızlığımı anlatamam” deyip kendi askerlerinden bazılarını savaş esiri kılığına sokup Roma sokaklarında yürütmüş. Zavallı halkın büyük bir kısmı buna inanmış elbette, ama bir kısmı da inanmayacak kadar olanların farkındaymış. Senato da artık durumu kavramaya başlamış ve bu paronoyak deliden kurtulmak, yeniden cumhuriyete dönmek gerektiğini dillendirmeye başlamış. Yardımcısı ve amcası Cladius, Caligula’nın en yakınındaki pretorian baş muhafızı Casius’la görüşüp senatonun Roma’nın cumhuriyete dönmek istediğini söylemiş. Baş muhafız ne istendiğini şıp diye anlamış elbette. MS 41’de Caligula, binlerce vatandaşın katılacağı oyunlar düzenlemiş. Oyunların altıncı gününde, 24 0cak MS 41’de, tam arenadan çıkarken yolu, üst düzey muhafızlar ve senatörlerin de bulunduğu bir grup tarafından kesilmiş. Baş muhafız Calicula’yı öldürmüş. Akıllı amca Cladius, çok kurnaz bir planla Romanın yeni imparatoru olmuş. Roma’yı 13 yıl boyunca yönetmiş.
Tüm dünya tarihinde Caligula’nın bu dengesiz cahil, zalim ve başarısız yönetimi, aynı şekilde zalim olan bir çok yönetici ile karşılaştırılır olmuş.