Terörü adam öldürerek bitirme mantıksızlığı
Bu ülkede terörün bu kadar yıl sürmesi ve iki taraftan (8 bin asker, polis sivil, 32 bin Kürt ) 40 bine yakın insanın hayatını kaybetmesinde en büyük başarısızlık siyaset kurumunun olmakla birlikte, güvenlik güçlerinin zaafiyet ve başarısızlığını da kabul etmek lazım. Yılarca terörün, köy yakmak, faili meçhuller ve köy boşaltmakla çözüleceği zannedilmekle birlikte, yüzlerce hatta binlerce insan hata ve zaafiyetler yüzünden canından olmuştur. İşte son örnek. Samsun Havza’da düğünden dönen iki kardeş, pusu kuran askerler tarafından yaylım ateşine tutuluyor. PKK’lı sanılan 16 yaşındaki Gökhan yol ortasında can veriyor. 2005 yılında Mardin’de duran 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ve babası da polisler tafarından öldürülmüştü.
***
13 askerin şehit olmasının ardından genelkurmaydan yapılan açıklamada, terörü önlemek amacıyla alınacak tedbirler arasında tecrübeli ve başarılı komutanların Doğu ve Güneydoğu’ya gönderilmesi yönünde karar alındığı açıklandı. Genelkurmay 2007 yılında da bir ara sicili yüksek ve başarılı komutanları Doğu ve Güeydoğu’ya göndermiş. Televizyonların verdiği habere göre, meğer ordu tayinleri için de Doğu ve Güneydoğu sürgün bölgesi olarak görülmüş yıllarca.
***
Nerede başarısız, terfi edemeyen, niteliksiz adam varsa Doğu ve Güneydoğu’ya göndermişler. Başarılı olanlarsa Ankara, İstanbul, İzmir’de rahat koltuklarda oturmuş. Zira Ergenekon ve Balyoz soruşturması başladığından beri bakıyorum gözaltına alınıp, tutuklanan komutanlar ilk günden dökülmeye başlıyor. Hemen hepsi soluğu GATA’da alıyorlar. Kendi kendime “Bunlar amma çürük adamlarmış, bu halleriyle nasıl terörle mücadele için gece-gündüz, aç-susuz-dağ-taş dolaşmışlar” diye söylenip duruyordum. Meğer bu adamcağızlar hayatlarında dağ-taş, dere tepe görmemiş. Bunlar rahat koltuklarda oturup, darbe planlayan ve bölge halkına eziyet planları yapan tayfaymış. Sürgün yeri haline gelen bir bölgede terörü önleme konusunda nasıl başarı sağlanabilir ki?
***
Hatırlarsanız, geçen yıl da Hatay’da kekik toplamaya giden 5 kişiden ikisi bölgedeki askerlerin ateş açması sonucu yaşamını yitirmişti. Daha önce de Gümüşhane’nin bir köyünde güvenlik güçlerinin terörist diye üzerlerine ateş açtığı dört kişiden ikisi ölmüş, ikisi de yaralanmıştı. Terör olayları başladığından beri tüm kayıtları yeniden elden geçirip taramak mümkün olsa acaba bunlar gibi kaç olay ortaya çıkacaktır. Bölgede meydana çıkarılan ve henüz meydana çıkarılmayı bekleyen toplu mezarlar ve faili meçhuller de işin tuzu biberi.
***
Tüm bu olaylar ve daha iki gün önce yaşananlar da bize gösteriyor ki ortada ciddi anlamda bir başarısızlık söz konusu. Nitekim, PKK’yı Diyarbakır cezaevindeki işkenceler yarattı denmiyor mu? Siyasi iradenin sorunu yıllarca askere havale etmesi, güvenik güçlerinin de ellerine geçen yetkiyle ikinci bir terör estirmesi, bölge insanını devletten nefret noktasına taşımaktan başka işe yaramamıştır. Bölgede bunca yıldan beri tecrübe kazanan bir ordunun, önüne gelene terörist diye ateş açması nasıl açıklanabilir?