Sonun başlangıcı mı?

YAYINLAMA: 30 Ekim 2012 / 18.00 | GÜNCELLEME: 30 Ekim 2012 / 18.00

Başbakan Erdoğan, Almanya ziyareti öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlarken, barikatların Köşk tarafından mı kaldırıldığı sorusunu şöyle değerlendirdi:

Benim o barikatların kaldırılmasıyla ilgili talimatım olmadı. Cumhurbaşkanının talimat verip vermediği konusunda bilgim yok. Ama böyle bir talimat vermiş olacağını düşünmüyorum. Bu zamana kadar bu devleti çift başlı bir yapıyla yönetmedik. Bir Başbakan olarak benim ve Cumhurbaşkanının görevi bellidir.

Eğer hala, “Onlar kardeştir, birisi bir yere aday olunca diğeri hemen çekilir!” fikri saplantısındaysanız, size hayatta başarılar dilerim.

Ben çok kez yazdım. Eşler birbirini sevmiyorsa, erkekler eninde sonunda eşlerine uyarlar!
Bu yalnız Antep’te böyle değil, Türkiye’de de, dünyada da, binlerce yıl önce antik dünyada da hep böyle olmuştur ve bundan sonra da böyle olacaktır.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün daha önce ‘danışmanı’ aracılığı ile ‘adaylık’ konusundaki çıkışı hem bal gibi anlaşıldı, hem de anlaşılmazdan geldi! Oysa, oradaki çıkış son derece önemliydi ve geleceğin şifrelerini içeriyordu! Düşünülmüş, taşınılmış ve risk alarak açıklanmıştı.

Eğer hala mesajı almadıysanız, naïf bir okur olmalısınız!


Fatma Şahin fena yuhalandı

 

Dünyanın en iyi kadın tenisçileri 2012 yılının son önemli tenis turnuvası için İstanbul’da raket salladılar.

Turnuva muhteşem geçti.

Hemen her şey mükemmeldi.

Sinan Erdem Spor Salonu, organizasyon, ‘eagle eye’ denilen, itiraz halinde topun çizgiyle temasının olup olmadığını tespit eden elektronik aygıt ve başta Serena ile Maria’nın hayran kaldığı harika seyirci

                                                           ***

Tenis sporunu izleyenler ve oynayanlara bir gün İstanbul’da Maria Sharapova ile Serena Williams’ın final oynayacağını söyleselerdi herhalde inanmazlardı!

                                                           ***

Ben final maçının peşin neticesini bilerek gittim Sinan Erdem’e! Çünkü Serena formunun zirvesinde, neredeyse erkeklerden daha güçlü servislerle oyun kazanıyor! Maria, uç noktalara giden sert servislere bazen raket bile uzatamadı!

Ama Maria’yı kortta seyretmek, kara bomba Serena’nın servisleri nasıl kullandığını izlemek yetti de arttı bile…

                                                           ***

Her şey bu kadar olumlu seyrederken kupa seremonisinde Bakan Fatma Şahin seyirciye iltifat etmek, 2020 olimpiyat oyunlarının Türkiye’ye kazandrılmasında bu turnuvanın önemli olduğunu söylemek için mikrofonu eline aldığında inanılmaz bir tepki ile karşılaştı! Televizyondan ne kadar duyuldu bilmiyorum ama Sinan Erdem’de yer gök inledi.

Ben ‘eyvah’ derken, baktım Şahin tam bir profesyonel gibi davrandı, hiç istifini bozmadı, hatta sesini bile yükseltti.

Gerçi o sesini yüseltince seyirci de yuhalamanın desibelini artırdı ama, Bakan Şahin siyasetteki  tecrübesini de bu olayla kanıtlamış oldu.

                                                           ***

Bilmem söylemeye gerek var mı, Bakan Şahin sevilen ve takdir edilen bir politikacı. Tepkiler onun kişiliğine değildi, temsil ettiği zihniyet ve özellikle son zamanlardaki olumsuzluklar ağır bir şekilde protesto edildi.

                                                           ***

Benim kişisel düşüncem, spora siyaset karıştırılmamalı.

Ortada mükemmel bir tesis varken, tenis severlerin rüyalarında bile göremeyeceği maçlar birkaç metre önlerinde oynanıyorsa bunun karşılığı ‘yuh’ çekmek olmamalıydı.

Daha önce benzer bir tepki de Galatasaray’ın mabedinin açılışında Başbakan’a yapılmıştı. Hiç de hoş olmamıştı. Dünyanın en güzel statlarından birisinin İstanbul’da yapılmasını sağla sonra açılışa gidince de yuhalan! Bunun yeri spor arenaları olmamalı.

İyi olmadı.

 

 


 

Mehmet Aslan, Arda’yı

Gaziantep’e getiriyor

 

Mehmet Aslan gençliğinde futbol oynamış, şimdi de bu heyecanını televizyon başında sürdürüyor.

Kırmızı-Siyahlı renklere gönül vermiş, ama futbol adına kaliteli maçları da zevkle takip ediyor. İspanyol Atletico Marid’in maçlarını da kaçırmıyor.

 

Aslan, Ocak ayında Arda’yı Gaziantep’e getirecek.

Ama bu Arda, futbolcu Arda değil!

Çünkü, zaman içinde Aslan’ın futbol aşkı ‘Antep Mutfağı’ tutkusuna dönüştüğü için davet ettiği Arda, Arda Türkmen; namı diğer herkesin ilgi ve beğeni ile programını izlediği ‘Arda’nın Mutfağı’ programının yapımcısı ve sunucusu…

                                                           ***

Ekim ayında İstanbul’da yapılan ‘Antep Mutfağı’nı tanıtan “Güneşin ve Ateşin Tadı” kitabının lansmanı o kadar başarılı oldu ve ses getirdi ki Aslan benzerini Gaziantep’te yapıp hem kente olan muhabbetini gösterecek, hem de bu toplantıya uluslararası gurmeleri de davet ederek onların ‘Antep Mutfağı’nı yakından görmelerine fırsat yaratacak.

                                                           ***

Türkiye’nin gurmeleri ile dünyanın ünlü gurmeleri Antep’te buluşup, gördüklerini, tattıklarını bütün dünyaya anlatacaklar.

Bir kent bundan daha iyi nasıl tanıtılabilir ki!

Hem etkili, hem de sudan ucuza maliyetle…

 

Not:

Aslında böylesine ulaslararası bir gurme şölenine firmalarımızın katkıda bulunup sponsor olmaları gerekmez mi? Örneğin bu işten en büyük yararı sağlayacak olan Çağdaş, ev sahipliği yapmalı.

 

 


 

Bayram’dan akılda kalan!..

 

Fadime:

Uyy herufum, haçan pen de kazeta olayidum da

hergün kollarinun arasunda penu de okuyayidun!

 

Temel:

Keşke kazeta olayidun da hergün yenisuni alayidum! 

 

      ***

 

Komutan emir erine:

"Oğlum, bana bir
lazer yazıcı getir!" der. 

Nihayet bir saat sonra bizimki yanında bir başka
erle çıkagelir:

"Komutanım, hem Laz, hem er, hem de yazıcı."

 Komutan: "İyi
ki, scanner istemedim!"

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sonun başlangıcı mı?