Bu kadarı da olmaz ama!

YAYINLAMA: 07 Kasım 2012 / 18.00 | GÜNCELLEME: 07 Kasım 2012 / 18.00

Medyanın halini yazmaya başlamışken, kendimi konuya bayağı kaptırmışken önce AK Parti’nin, sonra CHP’nin grup toplantısında duyduklarıma inanamadım adeta nutkum tutuldu!

Salı günleri siyasi partilerin grup toplantıları canlı, çok renkli ve heyecanlı geçiyor. Politikaya ilgi duyunlar için grup toplantıları en çok rating alan dizilerden bile daha heyecanlı, üstelik hikaye falan değil, gerçeğin ta kendisi.
Erdoğan müthiş bir hatip, ileri teknolojinin bütün imkanlarını kullanıyor, ‘bilgi mühendisileri’ diye tanımladığım, fevkalade eğitim görmüş esaslı bir ekiple çalışıyor.
Görünen köye klavuza gerek yok, ekip tasarlanan amaca doğru emin adımlarla ilerliyor. Olaylar öyle hızlı gelişiyor ki, elleri o kadar çabuk ki, bazen yapılanların nedenini bile anlamaktan insan aciz kalıyor!

Kılıçdaroğlu, hatip olarak kendini çok geliştirdi. Söylenen lafların altında kalmıyor, tecrübeli çalışma arkadaşlarının da asisti ile iyi iş çıkarıyor. Tabii, Kılıçdaroğlu’nun en büyük kozu, yalan söylememesi ve güvenilir olması. Ama profesyonel ekibinin Erdoğan’ın ekibi ile henüz kıyaslanacak kalibrede olmadığını düşünüyorum.

MHP lideri Bahçeli’nin hitabet yeteneği kısıtlı! O da zaten bunu bilerek mümkün olduğu kadar az konuşuyor. Ancak, birkaç gün önce yapılan MHP Kurultayı gösterdi ki Devlet Bey yolcu!

Dün Başbakan Erdoğan grup konuşmasında hiç de şık olmayan iki talihsiz benzetme yaptı. Açlık grevlerine destek veren BDP'yi yine nekrofil (ölü sevici) olarak niteledi ve "ölümlerden adeta haz alıyorlar" dedi.
Bu neyse!
CHP için daha ağır ifadeler kullandı.
"Bunu ben söyleseydim dün yine inanmayacaktı Kılıçdaroğlu. Allah'tan ki Fitch böyle bir açıklama yaptı. Bu açıklamayı yaptıktan sonra sen ne yaptın merak ediyorum. Ama sen buna da birşey uydurursun tabi. Çünkü bu konuda çok kabiliyetlisin. Kılıçdaroğlu ne zaman hükümeti yerse dünyadan Türkiye'ye övgüler geliyor. Ülkesine bu kadar yabancı, ülkesine bu kadar ilgisiz bir ana muhalefet partisi olabilir mi? Buna önünü görememek mi denir? Okuma körlüğü mü denir? Kendi ülkesine şaşı bakmak mı denir? Bunu ben milletimin takdirlerine bırakıyorum. Hani varya tam bahtsız bedevi misali. Kılıçdaroğlu, bizim için 'Türk Lirası çok değerli diye, neredeyse göbek atacak' diyor. 'Doların değerini niye düşürüyor' diye soruyor. İşte ulusalcı kafa bu. Biz Türk Lirası'nın değer kazanmasından ötürü göbek değil, can atarız can."

Kılıçdaroğlu da kendi grup toplatısında Erdoğan’a öyle bir yanıt verdi ki, anlayanlar kaçacak delik aradı!
Başbakan'ın “bahtsız bedevi" benzetmesine cevap veren Kılıçdaroğlu, konuşmasında şunları söyledi:
“Benim söylediklerim konusunda terbiyesiz bir açıklama yaptı. Bahtsız bedevi dedi. Libya çöllerinde gezen benim öyle mi? Suriye çöllerinde de gezen benim. Arabistan çöllerinde gezen benim… Bahtsız bedevi de benim! Şimdi soruyorum, Suriye çöllerinde gezen sen değil misin. Libya çöllerinde gezen sen değil misin? Arabistan çöllerinde gezen sen değil misin? Dön aynaya bak, bahtsız bedeviyi göreceksin orada! Ama o çöllerde gezerken aman ha kutup ayılarına dikkat et. Horoza sormuşlar, “Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan çıkar” diye. “ben bilmem ben söyler geçerim” demiş. Ben de söyler geçerim!”
Kılıçdardoğlu’nun tam ne dediğini herkesin anladığını zannetmiyorum. Çünkü, argo olan bu deyim sık kullanılmaz.
İçinde “bahtsız bedevi” ve “kutup ayısı” geçen söz argoda bir deyim ve orjinali şu şekilde: “Bahtsız bedeviyi çölde kutup ayıları s....miş!”
Daha beter bir yorum!
Çöldeki kutup ayısı aslında evindeki, yerindeki, yurdundaki kutup ayısıdır zira kutup bölgeleri de çöldür hatta bazı çöllerden daha kuraktırlar. Bu durumda bedevinin bahtsızlığı daha da artar çünkü kutup ayısı icraatı 50 derecede değil -50 derecede gerçekleştirecektir yani saha ve hava koşulları onun yanındadır, performans o biçimdir…
Horozun söylediklerine hiç girimiyorum çünkü alenen pornoya giriyor!

Anlaşılan iki lider de bu sözü biliyor ve meclis kürsüsünden dile getirmekten çekince duymuyor.
Siyasetteki yozlaşmanın giderek arttığı Ankara’da benzerine öğrenci atışmalarında bile rastlanmayacak düzeydeki bu sözler anlayanları şoke etti! Acaba liderlerin ağzına acı biber mi sürsek!

Bu kadarı da olmaz ama!