ARSAN 40. YAŞINDAN GÜN ALIYOR

YAYINLAMA: 18 Eylül 2025 / 00.00 | GÜNCELLEME: 17 Eylül 2025 / 16.29

Bundan tam 39 yıl önce, 15 Eylül 1986’da TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Güneydoğu Anadolu bölgesinin ilk seyahat acentası olan “Arsan Seyahat Merkezi” nin resmi Seyahat Acentası İşletme Belgesi’ni göndermişti.

Göz açıp kapayıncaya kadar geçen 39 yıl sonunda, 40. yılımızdan gün almaya başlıyoruz.

Bu konuyu defalarca yazıyorum, ama maksadım Türkiye’de çok sık karşılaştığımız bir umursamazlığa dikkat çekip farkındalık yaratmak.

39 yıl önce, bölgenin ilk seyahat acentasını kurma girişimlerim sırasında birçok kişi “Gaziantep sanayi şehridir, deniz yok, kum yok, burada ne turizminden bahsediliyor” demişti. Dönemin Ticaret Odası başkanı bile, “turizm” kelimesinin Gaziantep’le bağdaşmadığını düşünüyordu.

Oysa Gaziantep; tüm medeniyetlerin beşiği, tüm dünyanın çocuk yaşta öğrendiği “Bereketli Hilal” adıyla anılan büyülü zenginliğin; Mezopotamya’nın giriş kapısıydı.

O sebeple Asur, Hitit, Roma medeniyetleri başta olmak üzere neolitik çağdan beri süregelen bir arkeolojik zenginliğin merkeziydi.

Acentalık faaliyetlerimizin ilk zamanlarında Gaziantep sadece lahmacunuyla bilinen bir geçiş noktasıydı. Nemrut’a gitmek isteyen yabancı konuklar bir lahmacun molasından sonra kenti terk ediyordu. Bakanlıkta Gaziantep ile ilgili sadece bir tanıtıcı fotoğraf vardı: Bir lahmacun fotoğrafı… Ne yazık ki o fotoğrafta da lahmacun tabağının iki yanında çatal ve bıçak vardı, oysa lahmacun elle yenen ve yeniş biçimde bile kadim sırlar saklı muhteşem bir zenginlikti.
Gaziantep’in yerli halkı lahmacunu dörde katlayarak yer, dışardan gelen konuklarımız lahmacunu çatal bıçakla yemeğe çalışmıyorlarsa, mutlaka bir ucundan kıvırmaya başlarlar. Biz Gaziantep’in yerlileri, bu yüzden, bir restorana girince kimin yerli, kimin konuk olduğunu hemen buradan anlarız. Sadece bu konunun bile bölgemize gelen insanların çok ilgisini çektiğini söylemeliyim, çünkü kültür turizminin amacı gerçekten toplumların birbirlerini tanımaları, anlamalarına aracı olmak. Bu öğrenme ile sektör güç bulur. Bu tanıtımı çok önemsediğimiz için, konukların da çok sempatiyle sahip çıktıkları bu bilgileri her zaman anlatmaktan mutluluk duyduk, duyuyoruz, duyacağız. Bölgemize gelen konuklarımıza bizim kendi aramızda bazen “Antep” dediğimizi ama dışardan gelenlerin mutlaka “Gaziantep” demelerini rica ettiğimizi, fıstığımıza asla “şam fıstığı” dememelerini, yuvarlamanın da çorba olmayıp baş yemek olduğunu anlatmak çok keyifli oluyor. Sadece gastronomi turizmimizde bile yüzlerce mücevher değerinde ayrıntı var. Buna arkeolojik zenginliklerimizi, etnografyamızı eşsiz kılan, birbirinden anlamlı adetlerimizi eklediğimizde bölgemiz bambaşka boyutlara taşınıyor.

Dünyanın bilinen en eski yerleşimi olması (600.000 yılla Dülük), Doğu Roma İmparatorluğunu en doğu sınırı (Zeugma), dünyanın bilinen ilk heykel atelyesi (Yesemek), büyülü Fırat’ın sarp kayalıklarında tarihe meydan okuyan kalesi (Rumkale), dünyada ilk yazılı anlaşmayı yapan Hititlerin en önemli yerleşimi (Karkamış) zenginliklerimizden sadece bazıları.

Kimselerin aklına bile gelmeyecek ama yurt dışında sadece birisi için bile kmlerce yol katedilen çeşitliliklerimiz var: Arkeoloji aşıkları, fıstık ve üzüm hasadına katılmak isteyenler, kuş gözlemcileri, endemik bitki sevdalıları, Mitras Tapınağı takipçileri, bölgesel gastronomi meraklıları bunlardan sadece bazıları ve Gaziantep’imizin tüm bunlara cevap verecek, mücevher değerinde kaynakları bolca var.

İşte tüm bu zenginlikler içinde bizim “deniz, kum” sayıklamamız, tıpkı elindeki en değerli madeni tezgah altında tozlanmaya bırakıp, herkeste olanları satmaya çalışan klasik satıcılar gibi olmamız demekti.

O halde değerli madenlerimizin üstündeki tozu üfleyip parlatarak turizm pazarına arz etmenin zamanı gelmişte geçiyordu.

İşte 39 yıl önce macera böyle başladı.  “Turizm” i Gaziantep’le ilintilendirmekte zorluk çeken dönemin ticaret odası başkanı bile, gerçekleri görmenin kaçınılmazlığıyla, yıllar sonra bölgeyi tanıtan çeşit çeşit broşürler bastırarak bu onurlu göreve katıldı.  Şimdi müthiş bir turizm destinasyonuyuz. Gaziantep’te yüzellinin, Gap bölgesinde ikiyüzellinin üstünde seyahat acentamız tüm bu güzellikleri tüm dünyaya gururla tanıtıyor, üstelik Gap seyahat acentalarının merkezi de Gaziantep’imizde. GAP BTK yönetim kurulu başkan ve üyeleri, son derece titiz ve donanımlı, bölgemizi tüm dünya turizm pazarında en iyi şekilde, başarıyla temsil ediyorlar. Bölgemize gelen döviz, esnafımıza, lokantalarımıza, otellerimize, ulaşımımıza akıyor. Oluşan ekonomik sinerji herkesi olumlu etkiliyor.

Bunun çok ötesinde ve bence en değerlisi; şehrimizi, bölgemizi, ülkemizi hak ettiği biçimde tanıtıyoruz. Tanımamanın yarattığı yanlış algı ve korkuları yok ediyor, pırıl pırıl, güler yüzlü, çağdaş insanlarımızı, muhteşem gelenek ve göreneklerimizi, Allah vergisi arkeolojik zenginliklerimizi özgürce ve cömertce konuklarımızın bilgisine sunuyoruz.

Bize de böyle “niş” (başkalarının göremediği, özel) bir pazarı yaratıp, sektöre sunmanın gururunu mutlulukla yaşamak kalıyor.

 

ARSAN 40. YAŞINDAN GÜN ALIYOR
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *