MUSA HEYKELİ VE STENDHAL SENDROMU

YAYINLAMA: 04 Aralık 2025 / 00.00 | GÜNCELLEME: 03 Aralık 2025 / 17.21

Dünyanın en şahane heykellerinden biri olan ve şu anda Roma’da, San Pietro in Vincoli Bazilikası’nda bulunan Musa Heykeli’ni yazmadan önce, onun yaratıcısı ünlü yüksek Rönesans dönemi dehası, heykeltıraş, ressam ve mimar Michelangelo (1475–1564)’dan bahsedeyim.

Michelangelo, insan anatomisini ve duygusunu olağanüstü bir ustalıkla eserlerine yansıtan muhteşem bir heykeltıraştır. Stilinde, kendisine özgü olan “terribilità” yani “etkileyici, güçlü, korkutucu ve dramatik estetik etki” anlayışını yansıtır. En ünlü eserlerini Musa, David, Pietà (merhamet) heykelleri, Sistine Şapeli Tavanı, Son Yargı tabloları ve St. Peter Bazilikası’nın Kubbesi’nin mimarisi olarak özetlemek mümkün.

Yaptığı en muhteşem heykellerden biri olan Musa’nın öyküsü de şöyle: Musa peygamber, Sina Dağı’nda Tanrı’dan gelen On Emir’i içeren tableti alır. Hemen heyecanla halkının yanına döner ama halkının altın bir buzağıya taptığını görür. Müthiş bir öfkeye kapılır.

1513 yılında, Papa II. Julius’un anıt mezarı için, Michelangelo, Musa heykelini yapmaya karar verir. Heykelin amacı, hem anıt mezarın dini heybetini pekiştirmek hem de dramatik bir etki yaratmaktır.

Michelangelo, tam da Musa’nın Sina Dağı’ndan döndüğü anı tasvir eden bir heykel yapmayı düşünür. Her an yerinden fırlayacak gibi oturan dev bir Musa heykeli tasarlar. Musa’nın gücünü tasvir etmek için mükemmel bir şekilde mermere hayat verir ve kaslı, güçlü şahane bir beden yontar. Yüz ifadesinde hem bilgeliyi hem kontrolü hem de öfkeyi ifade edebilecek kadar büyük bir ustalık sergiler. Eserinde, Michelangelo, kendisine özgü stiliyle anılan teribilitayı da yani etkileyici, güçlü, korkutucu dramatik estetiği de konuşturur. Heykelin adeta akıyor hissi veren yün gibi yumuşak sakalı, güçlü ellerinde tüm haşmetiyle algılanan damarları, geniş ve kaslı omuzları, sağ elinde sıkıca kavradığı 10 Emir tableti ve ayağa kalkmak üzere olduğu hissini veren sol ayağı, üzerindeki kumaşın kıvrımları gerçekten olağanüstüdür. Michelangelo, zaten mermerde kumaş hissi yaratmakta eşsizdir. Patlamaya hazır, ürkütücü, ilahi bir gücü, heykele bakanın görmemesi mümkün değildir.

Tam burada Eski Ahit’te yer alan bir çeviri hatasını da anlatmadan geçmemek lazım. Eski Ahit’te Musa’nın Sina Dağı’ndan inişini anlatan bölümde, İbranice metinde geçen “karan” yani ışık saçmak, nur saçmak ifadesi farklı bir okunuş olan “qeren” ile yani “boynuz” ile karıştırılmış, o yüzden 4. Yüzyılda Jerome; latince Vulgata çevirisini yaparken bu kelimeyi “boynuzlu” olarak tercüme etmiş. “Yüzü nur saçıyordu” cümlesi bir anda “Yüzü boynuzluydu”ya dönüvermiş.  Dönemin teolojik yorumları sebebiyle, Michelangelo da Musa heykelinde Musa’nın başına iki küçük boynuz yerleştirmiş.

Fransız yazar Stendhal, 19. yüzyıl başlarında Roma’da, sanatına büyük hayranlık duyduğu Michelangelo’nun ünlü Musa Heykeli’ni görmek için San Pietro in Vincoli Bazilikası’na gider. Mermerin içinden fırlamış gibi duran muhteşem yontuyu gördüğü andaki yoğun estetik ve ruhsal yük, Stendhal’ın taşıyamayacağı kadar güçlüdür. Önce başı döner, kalp ritmi değişir, sonra dizlerinin bağı çözülür ve aniden bayılıp yere yığılır. Olaganüstü sanatın yarattığı şok, güzelliğin yarattığı estetik deprem bu ani çöküşe sebep olmuştur.

Stendal bu olayı farklı yerlerde yazar. Floransa Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü, farklı yerlerde de böyle bayılma vakalarının olup olmadığını araştırır. Uzun araştırmaların ardından ortaya çıkan sonuç muhteşemdir: İnsanlar çok beğendikleri bir durumda ya da anda güzelliğin içinde bir çöküş heyecanı yaşamakta ve bayılmaktadırlar.

Tıp literatüründe bu durum “Stendhal Sendromu” olarak isimlendirilir. Biz de halk olarak çok beğendiğimiz şeylere “Bayıldım” deriz.

Yaşadığımız günlerde ülkemizde, bilinen nedenlerle, bu tarz bir bayılma pek görülmüyorsa da dileğim en kısa zamanda sevinçten ve beğeniden bayılacağımız olayları yaşamak olacak.

 

MUSA HEYKELİ VE STENDHAL SENDROMU
YORUMUNUZU YAZIN, TARTIŞMAYA KATILIN!
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *