(Dehşet bir Ortadoğu fıkrası) Ah Arap gardaşım ah!..

YAYINLAMA: 25 Kasım 2012 / 18.00 | GÜNCELLEME: 25 Kasım 2012 / 18.00

Okuyacağınız fıkra Kanada’da bir üniversitenin dekanı olan arkadaşımdan geldi.

Önemli bir Kanada gazetesinin köşe yazarı olan arkadaşı bugün gazetedeki köşesinde bu fıkrayı yazacakmış.

Bana da, “Sen de tercüme et, kendi köşende yayınla” diye göndermiş.

O gazeteci bu fıkrayı nasıl değerlendircek, yorumlayacak bilmiyorum. Ama bence fıkra o kadar güzel ki, altına veya üstüne yazılacak bir yorum, fıkranın tadını kaçırabilir. Çünkü, fıkra herşeyi apaçık anlatıyor. Bilmem siz de benimle aynı fikirde misiniz?

 

Arabın biri bardan içeri girer, kendine bir içki ısmarlayacakken, bir köşede oturan ve her haliyle Yahudi olduğu belli bir adamı görünce fikir değiştirir ve barmene bağırırcasına:

Burada herkese benden bir içki, ama o köşede oturan Yahudi hariç!” der.

Barmen hemen herkese içkileri dağıtır, ilk gülümseme ve teşekkür aynı ses tonunda Yahudi’den gelir!

Arap iyice gıcık kapar, tahrik olmuştur!

Tekrar yüksek ses tonu ile, “Barmen benden herkese bir içki ama o Yahudi’ye sakın verme!” der.

Yahudi hiçbir şey olmamışçasına yine gülerek ama bağırarak “Teşekkür ederim” der.

Arabın canı iyice sıkılmıştır, barmene döner, “Yahu bu adamın nesi var? İki sefer herkese bedava içki ısmarladım, onu aşağılamak için, ona içki vermeyeceksin, dedim. Ama her seferinde bana gülerek ve de bağırarak teşekkür ediyor. Deli mi bu adam?” der.

Barmen, “Yok yok, çok zeki adamdır” der ve ekler: “O bu barın sahibi…

(Sakın Arabın içkiyle, barla ne ilgisi olabilir demeyin, çünkü fıkrada önemli bir unsur!)

 


Artık şu işe bir son versek…

 

İki 12 puanlı takımın maçı çok önemliydi.

Kazanan, ateş hattının biraz üzerine çıkıp rahatlıyacak, hem de moral bulacaktı!

Gaziantepspor, B.Belediyespor’u zor da olsa yendi.

Ben Hikmet Karaman’ı beğenirim. Elinden geleni yapıyor.

Televizyonda göründüğü kadarı ve arkadaşlarımın da teyidi ile tribünlerin nerede ise boş olmasına üzülüyorum.

Gaziantep’e çok modern yeni bir stat yapılacak. 33 bin seyirci kapasiteli stadın ihalesi 27 Aralık’ta yapılıyor.

19 bin seyirci kapasiteli mevcut stadın çoğu koltuğu boş kalırken, bu yeni stadı nasıl dolduracağız?

 

Galatasaray, Fenerbahçe gibi popüler takımların dışında, kapıyı açsan da seyirci gelmiyor! Çünkü, Gaziantepspor’un kendi seyircisi yok.

Seyircinin takımına küsmesi yeni bir olay değil. Celal Doğan’ın son zamanlarında da aynen böyleydi, stat boş kalıyordu! Arıza o zaman başlamıştı, hala da sürüyor.

 

Gaziantepspor Başkanı İbrahim Kızıl’ın protokol, medya ve seyirciyle arası pek iyi değil! Bu sıkıntı ve tatsızlık aynen maçlara yansıyor. Mali sorunların üzerine tuz biber oluyor.

Artık bu yanlışlıklara bir son vermenin zamanı geldi.

İlk sempati hareketi Kızıl’dan gelmeli, herkesi kucaklamalı ve karşılığında da aynı ilgiyi bulmalı.

Gaziantepspor’un, kentimizin Türkiye’de ve Avrupa’da tanınmasında çok büyük etkileri olmuştur. Zaman zaman önemli başarıların ertesinde Türkiye’nin gündemine oturmuş, günlerce konuşulmuştur. Ne kadar zaman var ki, esamemiz okunmuyor!

 

TFF Başkanı Demirören, Kızıl’ın hem önemli iş arkadaşı, hem de yakın dostu. Bundan yararlanabilmek için önce iç huzur gerekli.

İbrahim Kızıl isterse, eminim yeniden birlik ve beraberlik ortamı yaratabilir.

Kin, öfke ve kırgınlıklar kime ne yarar sağlamış ki…

Yeni bir sayfa açmak, herekesin ve Gaziantep’in ortak yararınadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

(Dehşet bir Ortadoğu fıkrası) Ah Arap gardaşım ah!..