Muhteşem Süleyman, Muhteşem Yüzyıl, Muhteşem Taktisyen…

YAYINLAMA: 26 Kasım 2012 / 18.00 | GÜNCELLEME: 26 Kasım 2012 / 18.00

Başbakan muhteşem bir taktisyen.

İçinden çıktığı toplumu en iyi tanıyan lider, Erdoğan.

Sıkıntı, sıkışıklık, darboğaz olunca, toplumun hararetle tartışacağı bir konuyu ortaya atıyor, kenara çekiliyor.

Çamlıca Tepesi’ne cami, idamın geri gelmesi ve benzerlerini toplum canhıraş tartışırken kendisi rahatlıyor ve yapması gerekenlere konsantre oluyor.

 

Son ödevimizMuhteşem Yüzyıl’ı Erdoğan şöyle verdi:

“…Ama bunlar televizyon ekranındaki ecdadımızı zannediyorum o Muhteşem Yüzyıl belgeselindeki gibi tanıyorlar. Bizim öyle ecdadımız yok. Biz öyle bir Kanuni, öyle bir sultan Süleyman tanımadık. Onun ömrünün 30 yılı at sırtında geçti. Sarayda, o gördüğünüz dizilerdeki gibi geçmedi. Bunu çok iyi bilmemiz ve anlamamız lazım. Ben o dizilerin yönetmenini de, o televizyonun sahiplerini de milletimin huzurunda kınıyorum. Bu konuda da ilgilileri uyarmamıza rağmen yargının da gerekli kararı vermesini bekliyoruz. Böyle bir anlayış olamaz. Bu milletin değerleriyle oynayanlara, milletçe gereken dersin, gereken cevabın hukuk içinde verilmesi gerekir.” 

 

Muhteşem Yüzyıl, iki senedir oynuyor ve milyonları ekrana bağlıyor.

Birara, dizideki takılar, giysiler tartışma konusu olmuştu. Hatta, dizinin tarihle olan bağlantıları çok eleştirilmişti.

Bunun üzerine dizinin yapımcıları ve yönetmeni, “Yahu, bu bir belgesel değil. Bu bir masal, ‘Binbir Gece Masalları’ gibi, seyredin eğlenin, hoşça vakit geçirin, ciddiye almayın…” demek zorunda kalmışlardı.

Dünyada bu vizyonla yazılan binlerce kitap var, çevrilen diziler var, filmler var!

 

Dizi tutmuş gidiyor… Ülkeye milyonlarca dolar ihraç getirisi var.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürü Dr. Abdurrahman Çelik, "2006'da 1 saatlik bile ihracat yokken, 2011 yılı sonu itibarıyla 10 bin 500 saat dizi ihracatı yapmış durumdayız" diyor.

Çelik, Türkiye'deki yaratıcı ekonominin en önemli kalemlerinin başında dizi sektörünün geldiğini, 76 ülkeye dizi ihraç edildiğini belirterek, pek çok ülkede fenomen hale gelen

’Muhteşem Yüzyıl'ı 150 milyon kişinin izlediğini söylüyor.

Geçen sene dizilerden 65 milyon dolar ihracat geliri elde etmişiz, bu sene bu rakam 90 milyon dolara çıkacakmış. 200 bin dolara sattığımız dizi bölümleri varmış.

Bu işten binlerce kimse ekmek yiyor ve iyi iş yapıyorlar. Masal anlatıp para kazanıyoruz. Bu işi Hollywood yapınca hayranlık duyuyoruz, biz becerince tu kaka oluyor!

İş nereye varacak, dizi gerçekten kalkacak mı, merak ediyorum.

 

 


Ağaoğlu nasıl reklam veriyor?

 

Ali Ağaoğlu’nun mutluluk tablolarına yani Lale Devrine döndük tekrar…

Ağamız, etrafında genç hatunlar, rakkaselerle pür neşe doğum gününü kutuluyor. 

Diyebilirsiniz ki, az daha koskoca ormanı ham hum şaralop götürüyordu, nasıl kurtuldu bu işten?

Nedenini yazan gazeteci olmadı, o halde benden duyun!

Gazeteler o haberin üzerine gidemedi. Çünkü önemli miktarda reklam alıyorlar, hem de tam sayfa reklamlar. Yazabilirler mi?

 

Ama asıl neden, daha önemli sebep başka!..

Reklam bedelleri nakit ödenmiyor. Daire ve ofis karşılığı finanse ediliyor. Bartel usulü.

Dairelerin, ofislerin hiçbiri henüz tamamlanmadı.

Sen şimdi yazıp, Ağaoğlu’nun yoluna taş koyarsan, adamı bitirirsen, daireleri ve ofisleri kimden alacaksın?

Ağaoğlu, kaldığı yerden devam etmeli. Zengin ve görkemli bir yaşantının yansımaları gazetelerde yeralmalı ki, millet bir şeyden şüphelenmesin, gümbür gümbür daireleri, ofisleri satın almaya devam etsin.

 

Yaa, siz ne zannediyorsunuz, o kaçın kurası gazeteciler çok akıllıdır, çoook…

Ama hepsi değil, ahmakları da var!

 

 

Muhteşem Süleyman, Muhteşem Yüzyıl, Muhteşem Taktisyen…