Generalli demokrasi!
Erman Toroğlu çok üzülecek ama, ne yazık ki Türkiyede Kodumu oturtan genelkurmay başkanı dönemi sona erdi. Düşünebiliyor musunuz, daha iki yıl öncesinde bir spor yorumcusu televizyonlara çıkıp, dönemin genelkurmay başkanını fazla demokratik olmakla suçlayıp, "Ben çok demokrat bir genelkurmay başkanı istemiyorum abi. Benim askerim kodu mu oturtacak, vurdu mu oturtacak" diyordu da izleyen çoğunluğun bu sözler pek bir hoşuna gidiyordu. Ne yazık ki bu zihniyetin uzun yıllar hakim olması ve hakim kılınması yüzünden hem demokrasi hem de bu ülkede yaşayan farklı, aydın ve demokrat insanlar çok büyük zararlar gördü. *** Washington Post gazetesi ise, dört generalin istifa olayını okurlarına, Türkiye Cumartesi günü yeni bir çağa uyandı başlığıyla duyurdu. *** Türk insanı, cumhuriyetin kurulduğu günden bu yana yıllarca hem demokrat, hem asker yanlısı olmayı başarmış ender bir millet oldu. Kendini demokrat olarak tanımlayan insanlar rejimi tehdit unsuru olarak gördüğü her fikre ve eğilime karşı, tıpkı Erman Toroğlu gibi, ordunun yumruğunu masaya vurmasını, kendisi adına sisteme müdahale etmesini istedi ve destekledi. Türk halkı yüzde 91.37 oyla darbe yapan generali cumhurbaşkanı seçip, askerlerin hazırlattığı anayasayı kabul etmiş bir halk olup, daha iki-üç yıl öncesine kadar AKP iktidarından duyduğu rahatsızlığa karşılık, asker neden müdahale etmiyor diye derinden derine homurdanıyor, ana muhalefet partisinin genel başkanı yaşanan gergin ortamlarda, ordumuz ne yapacağını bilir türünden mesajlar veriyordu. *** Daha birkaç yıl öncesini hatırlayın. Televizyon kanallarının ana haber bültenlerinin önemli bir kesiti, genelkurmay başkanının Başbakana bakışının, el uzatış tarzının, gözünün ucuyla süzüşünün ne anlama geldiğini yorumlamaya ayrılır, hükümetin her icraatının ardından, genelkurmay başkanının ağzına sokulan mikrofonlar kanalıyla, siyasi iradeye esaslı bir gözdağı vermesi beklenir, eğer beklenen sonuç alınırsa, büyük bir habercilik başarısı yakalandığı zannedilirdi. *** Genelkurmayın internet sitesinden yayınlanan muhtıraların şifresini çözmek, siyaset kurumuna hangi mesajı vermek istediğini kamuoyuna anlatmak için uzun boylu açık oturumlar düzenlenirdi. Sistemin tüm aktörleri, yıllarca Türk halkını öyle bir yanıltıp, öyle bir oyaladı ki hiç kimse 30 sene boyunca bitmeyen terörü sorgulayamadı. Askere gönderilen binlerce genç, tabutlar içinde dönerken, annelerin babaların isyanı vatan sağolsun nutukları ile bastırıldı. *** Sistemin baş aktörlerinden biri olarak görev yapan yaygın gazeteler ve televizyonlar, kamuoyunu bilgilendirme ve aydınlatma görev ve sorumluluğunu unutup, ordunun ve generallerin emrine girdiği için, yıllarca halkın olayların arkasındaki gerçekleri öğrenme hakkı elinden alındı. Demokrasinin en temel unsuru, olmazsa olmazı basın, toplumun demokrasi kültürünü geliştirmeye katkı sunacağı yerde, demokrasiye vurulan darbeleri, askerin demokrasi aşkı olarak sundu. Sistemin aktörleri, demokrasiye aykırı ne kadar uygulama varsa, bunları halka demokrasinin gereği imiş gibi yutturdu. İşte o yüzden bu ülkede önemli bir kesim, demokrasiye aykırı bir şekilde, hem demokrat hem militarist olunabileceği yanılgısına düşürüldü, düştü. *** Bugün, artık siyasete hükmeden, kafa tutan, kafasına estiğinde yönetimi ele alan asker yerine, olması gerektiği gibi siyasetin emrinde bir yapılanmaya doğru önemli adımlar atılıyor. Ordunun topluma kapalı yapısı altında dönen dolaplar, Taraf Gazetesi gibi demokrasi mücadelesine büyük katkı sunan gazeteler sayesinde kamuoyunun gözleri önüne seriliyor. Türkiyede son beş yılda, 408 askerin neden intihar ettiği sorgulanıyor. Ordunun terörde neden bu kadar başarısız olduğu tartışılıyor. Generallerin darbe planları ortalığa saçalanıp, hukuk karşısında hesap verilmesi isteniyor. Washington Postun dediği gibi, Türkiye yeni bir çağa uyanıyor. Türk halkı da generalli demokrasi olamayacağını anlıyor. Ne kadar iyi oluyor.