Gösterge

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Dünyanın bazı başkentlerinin hava alanları o kadar ilginçtir ki inanamazsınız. Bunlardan biri Ekvatorun başkenti Quito dur. İki dağın arasında uzanan 2800 metre yükseklikte bir platoda, vede şehrin tam göbeğinde bulunur. Hava alanı etrafı, bizim gece kondu diye tabir ettiğimiz evlerle çevrili bir mekandır. Yer darlığından tek bir kalkış pisti bulunan ve en dikkat çeken tarafı ise, uçak kalkış pistinin iki ucu arasında yaklaşık 28 metre yükseklik farkı vardır. Uçaklar rüzgarın durumuna göre ya yokuş yukarı inerler, yahutta yokuş aşşağı kalkarlar. Bu fark 8-9 katlı bir binanın yüksekliğine eşittir.
Bir tarihte bir toplantı için bu ülkeye bir günlük çalışma için tam 36 saat uçakla seyahat etmiş, ertesi günü geri dönmüştüm. Bir gurup olarak gittiğimiz Quito da bizleri bir alay insan karşılamıştı. Biz dört kişi olarak gittiğimiz ülkede, bizi karşılayan en az 20 kişi vardı. Hepsi bizim tabirimizle iri kıyım, balaban insanlardı. Altı arabalık bir konvoyla yola çıkmıştık. Her birimiz bir arabada, önümüzde bir araç, birde en arkada bir araç, yol gösteren ve koruma maksatlı bir katardı. Bu gurup bizim emniyetimizi sağlamaktaydı.
Gittiğimiz yerde bir kaç saatlik bir işimiz vardı. Toplantı bir günümüzü aldı. Bu altı araçlık dizi, bizi bir otele getirdi . Otelde başka yabancılar vardı ve güvenlik kuvvetleri tarafından korunmaktaydılar. Yollar boyunca ilan tahtalarında ülkenin tanrıya yakın yüksekliğinde, yanık yüzlü esmer Başbakanın sözlerini içeren yazılarla, resmi vardı. Ülkedeki insanlar kendisini dinlemediğini, bu nedenle bu ilan tahtalarında sözlerini halka anlatmaya çalıştığını düşünmüştüm. Dünyanın tavanı olarak dadlandırdığım bu yükseklikte oksijen, deniz kenarına kıyasla az olduğundan insan kısa zaman yorulmakta ve uykusu gelmekteydi.
İlgimi çeken bir başka hava alanıda Etopya nın başkenti AdisAbaba nın hava alanıdır. Bu Hava alanında da iniş pistinin başlagıç ile bitişi arasında yaklaşık 22 metrelik bir yükseklik farkı bulunmaktadır. Bu şehirde 2350 metre yükseklikte, Nil nehrinin doğduğu yerdedir. Bu yükseklikte birde tabii sıcak kaynak suyu bulunan bir şehirdir Adis Ababa. Aslanlar Aslanı Halise Selasiye nin ülkesi olan Habeşistan, daha sonraları komünist rejim ile yönetilmekteydi. Bu ülkeye bir kaç kez gittiğimde, Quito da gözlemlediğim manzarayla karşılaşmıştım. Ülkeyi yönetenlerin resimleri ve onların halka aktarmak istediği sözleri içeren afişlerin ilan tahtalarında boy boy sergilendiğini izlemiştim. Bu ülkede aynı Ekvatorda olduğu gibi oksijen azlığından insan çok kısa bir sürede yorulmaktaydı.
Bir başka hava alanıd ise İran ın eski Mehrabat Hava alanıdır. Bu hava alanı, Kırallığın 2000 yılı kutlamaları için yapıldığını ve bütün ülkelerin başkanlarının açılışında konuk edildiği bir hava alanıdır. Bu hava alanınında pistin başlangıç ve bitiş noktası arasında yükseklik farkı yaklaşık 42 metredir. Uçaklar doğudan batı istikametine doğru inip, kalkarlar. Hava alanını ilk gördüğümde yokuş yukarı inişlerde, durma mesafelerinin kısa olmasının faydası vardır diye düşünmüştüm. Bu hava alanı bir kaç senedir kullanılmamakta. Bir kaç senedir Humeyni’nin şehri olan yerde, Tahran’a 70 kilometre uzaklıkta yapılan Uluslararası yeni hava alanı, aynı adla kullanılmaktadır. Şehinşah Pehlevi tarafından yaptırılan Mehrabat hava alanı ise, başkent Tahran’a yürüyerek bile gidilebilecek bir mesafedeydi. Tahran’da, şehir içindeki yolların her bir köşesinde mollaların sözleri ve resimleri boy boy ilan tahtalarında yer almaktadır.
Ülkemde de, ülkeyi yöneten başefendinin resmini ve sözlerini içeren afişleri, ilan tahtalarında izlemekteyiz. Ekvator’da olduğu gibi ülkemin Başefendisi bir yerden bir yere giderken 15-20 araçlık koruma katarı ile yol almakta, yollar bu araç konvoyu için kapanmakta, hayat onun geçiş süresinde durmaktadır. Aynen az gelişmiş ülkelerde olduğu gibi diye bir düşünce geldi aklıma söyledim, hem nalına hem mıhına.

Gösterge