Gaziantep ile ilgili demokratik tespitler!..
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, partisinin yeni hizmet binasının açılışı için geldiği Gaziantep’te yaptığı konuşmada geniş spektrumlu konulara değinmiş.
Umut Oran; sanayicilik, STK başkanlığı, Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanlığı, TOBB’da sektör başkanlığı yapmış, AB’de ve ABD’de Türkiye’yi sektöründe temsil etmiş, lisan bilen deneyimli bir siyasetçi.
Çıplak gözle izleyemedim, ancak ajansların geçtiği haberden konuşmasını okudum.
“Bu güzel kent üretemiyor, ithalata teslim olmuş” diyor.
Bununla neyi kastediyor, tam anlayamadım. Gaziantep üretemiyor olabilir mi? Bunu tartışmanın bile bir anlamı yok. Bu lafın mutlaka bir öncesi, bir sonrası olması lazım, yoksa havada kalır!
TUİK ithalat rakamlarını biraz geç açıklıyor. TİM, her ayın sonunda ihracat rakamlarını detaylı bir şekilde veriyor. Gaziantep’in ithalat ve ihracat rakamlarını karşılaştırmak
için Ocak-Kasım 2012, 11 ayın rakamları üzerinde tartışılabilir.
Buna göre, Gaziantep’in 11 aylık ithalatı 4 milyar 586 milyon 649 bin dolar. İhracatı ise 5 milyar 364 milyon 291 bin dolar.
Türkiye’nin ithalat-ihracat dengesi nerede ise 2 ithalat, bir ihracat iken Gaziantep’in ihracatı, ithalatından bir milyar dolar fazla.
Burada Umut Oran, herhalde başka şeyler anlatmak istedi, öyle tahmin ediyorum.
Çok haklı olduğu konulara gelince…
Kayıtdışı istihdamdan, kayıtsız çalıştırılan mültecilerden söz etmesi doğru! Suriye krizi çıkmadan önce de Antepli sanayiciler Suriye’den gelen ucuz emeğe kucak açıyordu. Yani yeni değil, bu iş!
Sonra bu kentte ne kayıtdışı değil ki, istihdam kayıtdışı olmasın? Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bir seferinde Antep’te dayanamamış, “Bu kentin yüzde ellisi kayıtdışı” demişti! Ben de, “İş pazarlığa döküldü Sayın Bakan, çıkın, çıkın!..” diye itiraz etmiştim!
Düşünebiliyor musunuz, Türkonfed’in yaptığı bir araştırmaya göre, İstanbul’da kişi başına düşen gelir 15 bin 674 dolar iken; Burdur’da 11 bin, Uşak’ta 9 bin 511, Kahramanmaraş’ta 6 bin 561, Adıyaman, Kilis ve Gaziantep’te 5 bin bile değil, 4 bin 932 dolar!
Olur mu öyle şey?
Ama oluyor, çünkü kayıtlara göre araştırma yaparsan, Gaziantep arıza sinyali veriyor!
Umut Oran’ın diğer fevkalade bir tespiti ise şu:
“Gaziantep'e erken geldik, sokaklarda gezdik ve esnafı ziyaret ettik. Kahveleri, sivil toplum örgütlerini gezdik. Herkes mutsuz, herkes perişan ve herkes şikayetçi. Burada ekonomik sorunlar var.”
Umut Oran’ın bu analizine de Türkiye’nin en iyi ekonomi yazarı Prof. Güngör Uras, 19.11.2012 tarihli Milliyet Gazetesi’nde yayınlanan yazısı ile yanıt versin:
“Cumartesi Gazianteplilerle konuşunca moralim düzeldi. Doğrusunu isterseniz, Gaziantepliler’in yavaşlayan ekonominin ve de kapanan Suriye kapısının Gaziantep ekonomisini nasıl etkilediğini anlatacaklarını ve de yakınacaklarını bekliyordum. Tam tersi oldu.
Ekonominin büyümesi yüzde 3 iken, Gaziantepli girişimciler ihracatta yüzde 20 büyüme yakaladı. Gaziantep en fazla ihracat yapan iller arasında 6.’lıktan 5.’ciliğe çıktı.
Gaziantep’te Organize Sanayi Bölgeleri’nde 120 bin, bölgelerin dışındaki işyerlerinde 250 bin kişi çalışıyor. Ve göç almasına rağmen kalifiye olsun, düz işçi olsun, işçi bulunamıyor.
Suriye kapısının kapanması Gaziantep ekonomisine zarar değil, yarar getirdi. Felaketten fırsat çıkarılmaz ama olaylar nedeniyle Suriye ile olan ticaret ve gümrük anlaşmasının iptal edilmesi lehimize oldu. Sanmayınız ki, hudut kapıları kapanınca Türkiye’den Suriye’ye mal gitmez oldu. Şimdi Suriyeliler araçlarla geliyor, çuvallarla malları araca yüklüyor, sınırdan Suriye’ye taşıyorlar.”
Umut Oran’ın kısa süre Gaziantep’te bulunmasına rağmen yaptığı ilginç değerlendirmeye isterseniz bir de Gaziantep Valisi Erdal Ata’nın bir konuşmasından cımbızla çektiğim bir tespitini yazayım:
“Maalesef Gaziantep’in yüzde 70’i gecekondu!”
Güngör Uras’a da pembe bir tablo çizip, Hoca’nın, “Gaziantep hayatından memnun” diye yazmasına sebep olanlara; cesur, bilgili ve sözünü esirgemeyen bir politikacı olan İl Genel Meclisi Başkanı AK Partili Menderes Karaduman, bakın bir gazeteye verdiği demeçte nasıl cevap veriyor:
“Gaziantep’te bahsedildiği ve gösterilmeye çalışıldığı gibi işler o kadar da iyi gitmiyor! Kimse kimseyi kandırmasın. Herşeyi çok abartıyoruz, gerçeklerden ayrı yaşıyoruz.”
Şimdi buna bir de Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey’in, “Gaziantep, dünyanın en hızlı gelişen 10 şehrinden biridir” yorumunu eklersek nasıl bir sonuca varırız?
Ona da ben cevap vereyim:
Herkes doğru söylüyor. Bulunduğu yerden durumu nasıl görüyorsa, öyle de konuşuyor. Değişik tespitlere saygı
göstermek lazım. Hatta sevgi de…
Ah bir de Antep’in denizi olsaydı!..
Abdülkadir Konukoğlu, kendi tersanesinde kendine zırhlı yat yaptırmış.
Zırhlı araba tamam, zırhlı insanları (şovalyelerin zırhı) sinemada ve müzelerde gördüm, ama zırhlı yatı ilk kez duyuyorum! Treni zırhlı yapmaya gerek yok çünkü demirden! Belki uçakları da zırhlı yaparlar bundan sonra.
Yapımı 2 yılda tamamlanan
Özellikleri saymakla bitmiyor. Özel yanmaz kumaşlarla iç döşemesi yapılan ve kompozit malzeme ile üretilen yatın birçok özelliği (klima, aydınlatma, televizyon) iPad üzerinden yönetilebiliyor. Özel yazılım sayesinde sinema, parti, uyku gibi modlar seçilerek aydınlatma seviyesi, müzik yoğunluğu gibi ayarlar otomatik olarak değiştirilebiliyor. Yine tek bir tuşla yattaki tüm sistemler devre dışı bırakılabiliyor. Yatta ayrıca uydu telefonu ve kablosuz internet bağlantısı bulunuyor. Okyanusu geçebilecek düzeyde olan yatın seyir sistemine eklenen özel bir teknoloji ile sarsıntı neredeyse sıfır noktasına indirilmiş.
Boronko 1 isimli yatta koruma amaçlı kullanılacak silahların konulacağı özel bölmeler bile yapılmış. Ayrıca gizlenmiş tuşlar yardımıyla açılan kapılar sayesinde yattan acil çıkış imkanı sağlanıyormuş.
Abdülkadir Bey, şu sıralarda deneme için seyir halinde olan yatını 20 Ocak Pazar günü teslim alıyormuş. Emin ve güvenli deniz yolculuğu yapmak isteyen dostlarına ben buradan duyurmuş olayım.
RSS