Küçük Tavuk

YAYINLAMA: 21 Ocak 2013 / 18.00 | GÜNCELLEME: 21 Ocak 2013 / 18.00

Okuldan akademisyen bir arkadaşımdan geçen gün bir ileti aldım.

Arkadaşım, bir meslektaşı ile havaalanında uçak beklerken yakından tanıdıkları emekli bir generalle sohbet ediyorlar.

Güncel konuları tartışırken emekli general, sizin de ilginizi çekeceğini tahmin ettiğim, ABD’de bir askeri okulda Amerikalı subaylar ile birlikte girdiği bir dersi ve derste anlatılanları naklediyor.

İşte anlattığı ilginç hikaye…

 

“Dershanede hocayı beklerken ışıklar kapandı ve bir çizgi film gösterilmeye başlandı. Filmin adı ‘Küçük Tavuk.’ Bir kümes var. Kümeste bir çok tavuk ile genç ve küçük horozlar, bir de kümesin yaşlı ve büyük horozu bulunuyor. Kümesin etrafında da bir tilki dolaşıyor. Yaşlı ve büyük horoz, tilki içeri girmesin diye kümesin kapısını sıkı sıkıya kapatmış, tavukları dışarı bırakmıyor. Tabii dışarı çıkamadıkları için doğru dürüst yemlenemeyen tavuklar zayıf düşüyor. Yaşlı ve büyük horoz dışarı bırakmadığı tavuklara ancak ölmeyecek kadar mısır tanesi dağıtarak yaşamalarını sağlıyor.

 

Kümese giremeyen tilki kümesin tellerinde küçük bir delik açarak küçük ve genç bir horoza sesleniyor ve ona biraz mısır veriyor. Mısırı yiyen küçük ve genç horoz her gün gelip tilkiden mısır alıyor. Bir süre sonra tilki, küçük ve genç horoza tek başına yiyebileceğinden fazla mısır verince genç horoz hem kendisi yiyor hem de diğer tavuklara mısır dağıtıyor. Böylece yavaş yavaş yaşlı ve büyük horozun kümesteki gücü kırılıyor. Horozun etrafındaki tavuklar azalmaya başlıyor, artık popüler olan genç ama bayağı irileşen horozun etrafında toplanıyor.

 

Tilki kümesin kapısının önüne mısır bırakmayı sürdürüyor. Kümeste tartışma çıkıyor. Kapıyı açalım mı açmayalım mı diye. Sonunda korkarak kapıyı açıyorlar ve kafalarını dışarı uzatıp yemlenip hemen geri çekiyorlar. Bir süre böyle devam ediyor. Hiçbir şey olmuyor. Kümesteki tavuklar rahatlıyor. Korkuları azalıyor. Nihayet bir gece tilki kümesin önündeki avluya bol mısır döküyor. Artık korkusuz olan tavuklar, genç ve güçlü horozun öncülüğünde dışarı çıkıyor ve rahat rahat yemleniyorlar. Kümesteki bütün tavuklar semiriyor.

 

Tilki bir süre sonra gece kümesin kapısından kendi mağarasına kadar mısır tanelerini döküyor. Sabah kümesten çıkan ve korkusuzca yemlenen tavuklar yemlene yemlene mağaraya kadar gidiyorlar. Sonra mağaraya giriyorlar. Onları içeride bekleyen tilki bütün kümes mağaraya girince mağaranın kapısını kapatıyor."

 

Çizgi film burada bitmiş. Işıklar yanmış ve dersin hocası kürsüye çıkarak, ‘İşte üçüncü dünya ülkeleri böyle yönetilir’ diyerek derse başlamış.

Arkadaşımı meraka düşüren husus, bir Türk subayı içeride iken böyle bir dersi vermekten neden sakınmadıkları!.. Bunu sormuş. Emekli general de, ‘Umurlarında olduklarını mı zannediyorsunuz; Amerikalılar hiçbir şeyi gizlemeye ihtiyaç duymazlar’ demiş. Sonra emekli general İstanbul uçağına binmek üzere ayrılınca onlar da Ankara uçağını beklerken, kümesten, horozlardan ve tavuklardan konuşmuşlar.

 

Belki siz de bu yazıyı okuduktan sonra benim gibi kafanızda bazı soruların cevabını düşünmüş olabilirsiniz!

Kümes neresi?

Yaşlı horoz kim?

Genç horoz kim, şu anda ne yapıyor?

En önemlisi de tilki kim?

Arkadaşım, bu soruları yanıtlamadı ama ben tahmin ettim. Eminim siz de biraz kafa yorarsanız bulursunuz.

 


 

Yazgı ve akıl…

 

Bizim Antepli patriotlar çok şükür salimen dün 23 kargo uçağı ile Adana, İncirlik’e geldi. Hayırlısı ile Gaziantep’e de en kısa zamanda ulaşmasını bekliyoruz. Ayrıca, yine beklediğimiz 400 Amerikalı teknisyen, hizmetli ve subay da avdet ettiler.

Buraya kadar her şey iyi de, dün İran’dan gelen açıklama bayağı can sıkıcı. Tahran, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın yönetimde kalmasının İran’ın kırmızı çizgisi olduğunu duyurdu.

 

İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'nin danışmanı Ali Ekber Velayeti, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın devrilmemesi gerektiğini söyledi. "Eğer Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad devrilirse, İsrail'e karşı oluşturulan direniş hattı kopmuş olur" dedi.


İran, Suriye yönetimine şimdiye kadar ki en güçlü desteğini vermiş oldu. Bizi de bir anlamda tehdit etti!

Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adana’ya konuşlandırılacak 6 patriot hava savunma sistemi ve 1200 yabancı asker!

Sular ısınıyor!

 

İnsanlar genellikle neden hep yazgılarından yakınırlar da, akıllarından yakınmazlar?

Birincisinin varlığına inandıkları kadar, ikincisinin varlığına inanmazlar da ondan!

 


Eleman!..

 

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal bazen öyle patvatsız konuşuyor ki!..

Takım ilk yarıyı lider bitirmiş, Şampiyon Kulüpler Kupası’nda Avrupa’nın en iyi 16 takımı arasına kalarak büyük başarı elde etmiş, ama bütün bunlar kavgayı önleyemiyor!

Durup dururken, Fatih Terim’e “elemanımız” diye laf çakıyor!

Bu saçmalık bir hasta ruhun ifadesi mi, yoksa nedir acaba diye düşünürken, sorumun cevabını bir köşe yazısında buldum.

Meğer Ünal Aysal, Fransızca düşünüp, Türkçe konuşuyormuş!

Haa, şimdi oldu işte!..

Ama bu arada Fenerbahçeliler de fırsatı kaçırmamış, önceki gün oyanan Elazığ maçında aşağıdaki pankartı açmışlar!

Eh, böyle danga…lık yaparsan, onlar da anında hakkını avucuna koyarlar!

 

 

 

Küçük Tavuk