Erdoğan Gaziantep’teydi…

Başbakan Erdoğan yılın ilk yurtiçi gezisini Gaziantep’e yaptı. Bütün medya Erdoğan’la birlikte olunca, Türkiye’de bir Gaziantep rüzgarı esti.

Salı günü grup toplantısında da Gaziantep’i anlatmaya devam etmesi ve video gösterisi bizi tekrar gündeme taşıdı.

Başbakan Gaziantep’e neden geldi?

Rutin bir program mı? Sırf Uzel’in oğlunun nikah törenine katılıp bu arada bir de fari doktora almak için mi? Sınırdan Suriye’ye gürlemek için mi?  Güneydoğu’ya mesaj vermek için mi?

Veya…

Anayasa, başkanlık, yerel seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimi için uzun soluklu bir maratonun startı mı verildi, Gaziantep’te?

Başbakan Erdoğan’a ilhamı Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi verdi.

GAOSB Bölge Müdürü Cengiz Şimşek ve ekibinin hazırladıkları kapsamlı rapordaki, 6’ıncı ve 7’inci Sanayi Bölgeleri Erdoğan’ın adeta aklını başından aldı.

Gaziantep’in üretim, istihdam ve ihracat rakamları Başbakan’ı coşturdu, neden Diyarbakır ve bölgenin diğer kentleri böyle değil diye hayıflandırdı.

Başbakanı heyecanlandıran ikinci olay, daha önce tahmin edemediği belli, Nizip’teki candan karşılanışı, halkın içten yakınlığı ve sevgi gösterileri oldu. Şimdiye kadar gördüklerinin fevkinde ve de çok duygulanmış olmalı ki, “Nizip görülmeye değerdi. Caddeler boyunca farklı bir heyecanı gördük. Nizip’te büyük bir coşku ile karşılandık” demek ihtiyacını hissetti. Bunun da kredisi hiç şüphesiz AK Parti Nizip Milletvekili Mehmet Sarı’ya gitti.

Batı’da gazetecilerin böyle gezilerde ‘highlight events’ dedikleri, yani gezinin en önemli iki olayı bunlardı

İlçe Belediyelerini zaten tanıyor. Erdoğan’ın yakınında bulunan, Gaziantep’e dışardan gelen medya mensuplarından edindiğim izlenim, Tahmazoğlu’nun performansının Erdoğan’ın tahmininin üzerine çıktığı için beğeniyle izlediği şeklinde.

Erdoğan, nikah mizansenini çok seviyor ve eksik etmiyor. Çünkü severek verdiği ‘çoğalın’ mesajı onun gelecek kaygısını bir nebze olsun gideriyor. Türkiye bu şovu ne kadar ilgi ile izliyor, kestiremiyorum.

Gelelim ayrıntılara…

Başbakan’a acaba ne söyleniyor ki, her seferinde aynı nakaratı söylüyor:
“Gaziantep 10 sene önce siz geldiğimizde bir kasabaydı! Şimdi ise görüyorsunuz, bir marka kent…”

Böyle konuşmak için ya insafsız olmak, ya da yeterince bilgilendirilmemiş olmak gerekir. Çünkü, ne Gaziantep 10 sene önce bir kasabaydı, ne de bugün bir ‘marka’ şehir! Bu güzel ve bize ödül de kazandıran ‘ünvan’ sadece Gaziantep’in önüne konmuş, heyecan verici bir hedeftir.

Böyle olmasa devletin valisi, “Maalesef Gaziantep’in yüzde 70’ gecekondu” der miydi?

Aslında bu konuya en güzel ve gerçekçi yorumu, bir devlet adamı gibi konuşan İl Genel Meclisi Başkanı Menderes Karaduman getirmişti:

“Kimse kimseyi kandırmasın. Herşeyi çok abartıyoruz, gerçeklerden ayrı yaşıyoruz. Gaziantep’te bahsedildiği ve gösterilmeye çalışıldığı gibi işler o kadar da iyi gitmiyor…”

Benim kişisel izlenimim, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey’in, Başbakan’ın nezdinde eski yeri ve prestiji kalmadı. Eski AK Parti İl Başkanı Ökkeş Eruslu’ya iltifat edip, “Biraz konuşalım…” demesini ben eski dostuna buruk bir mesaj olarak algıladım. Yakın geçmişte tarafını yanlış belirlediğini anlamış gibi hissettim!

Mazıcıoğlu, “Bizde birlik ve beraberlik devam ettiği sürece terör olmaz” diyor. Ne alakası var! Gaziantep’te menfaat beraberliği vardır, burası lojistik bir merkezdir.

Ama bir de doğru bir teşhiste bulunuyor, “Gaziantep, vakit geçiren değil, aşın ve işin olduğu, herkese fırsat sunan bir şehirdir” diyor.

Dıyarbakırlı eski Devlet Bakanı Salim Ensarioğlu, Başbakan’ın Diyarbakır’ı Antep ile mukayese etmesine karşı çıkıyor, “Aynı koşullarda yarışan iki şehir değiliz” diyor.

Bölgenin ileri gelenleri de zaten Gaziantep’i bir Güneydoğu şehri olarak kabul etmiyor, Gaziantep çok başka demekle yetiniyorlar.

Başbakan Erdoğan, Mehmet Erdoğan’ın söylediğine göre, bundan sonra, “Her gittiğim yerde Gaziantep’i bir ‘ekol’ olarak anlatacağım” demiş.

Eğer Gaziantep bir ‘ekol’ ise, başka illere de örnek olarak gösterilecekse, o illerde de aynı koşulların oluşturulması lazım. Bu mümkün müdür?

Bence, işin doğrusu, “Gaziantep, nevi şahsına münhasır” bir kenttir! Kopyelenmesi zor değil, imkansızdır!