ANASAYFA arrow right Sağlık

Nakilsiz mucize” sayesinde hasta seçim kriterleri değişebilir

Nakilsiz mucize” sayesinde hasta seçim kriterleri değişebilir
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.02
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.02
Ayşe Engiz, dün yeni yüzü ile basın mensuplarının karşısına çıktığında heyecanlı ve mutluydu

Şimdiye kadar ismini değişik estetik operasyonlarla duyuran Prof. Dr. Mehmet Mutaf, dün sürpriz bir yüz nakli ile kamuoyunun karşısına çıktı. Son yıllarda Akdeniz Üniversitesi’nde donörden yapılan yüz nakillerinden başarılı sonuçlar alınmasının ardından Mehmet Mutaf, yangında yüzü ciddi hasar gören bir hastaya kendi uzuvlarını kullanarak nakilsiz yüz operasyonu gerçekleştirdi. Ayşe Engiz, dün yeni yüzü ile basın mensuplarının karşısına çıktığında heyecanlı ve mutluydu
Yüz nakilleri sonrasında doku reddini önlemek için ölümcül yan etkilere sahipilaçlar kullanıldığını belirten Prof. Dr. Mutaf, bu ilaçlara gerek duyulmadan, kişinin kendi dokularının kullanılması yoluyla yeni bir yüz yapmanın mümkün olduğunu, yeni yönteminbu alanda çok şeyi değiştireceğini iddia etti. Prof. Dr. Mehmet Mutaf tarafından geliştirilen bu yönteminyüz nakli girişimleri için hasta seçim kriterlerini kökünden değiştirebileceği açıklandı.
Kendi dokularından yüze kavuştu
Bebeklik çağında bir yangın neticesi tüm yüzü yanan Asiye Engiz’in (41) maddi imkanların müsait olmayışı ve yüzünün durumuyla ilgili gittiği doktorların bir şey yapılamaz demesi nedeniyle yıllarca süren bekleyişin ardından, artık ümitlerinin tükendiği noktada Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’na başvurduğu,Plastik Cerrahi alanında geliştirdiği yöntemlerle tanınan Prof. Dr. Mehmet Mutaf tarafından görüldüğü o gün, onun içinyeni bir hayatın başlangıcı olduğuve ondan sonraki süreçte Prof.Dr. Mehmet Mutaf ve ekibi tarafından gerçekleştirilenve sadece hastanın kendi dokuları kullanılarak yapılan ameliyatlarla normal görünümde bir yüze kavuştuğu ifade edildi.
Tecrit edilmiş bir hayat yaşadı
Asiye Engiz’in bebekken tamamen yanan yüzünün diğer insanları rahatsız eden görüntüsü nedeniyle okula gidemediği ve ömrünün hemen tamamını 4 duvar arasında insanlardan kaçarak geçirdiği dile getirilen toplantıda, Asiye Engiz için “Yaşam boyu süren dışlanmışlık ve toplumdan izole bir hayat sürmesinden dolayı olsa gerek halen konuşurken insanların yüzüne bakamıyor; son derece mahçup ve çekingen. Akrabalarının yanında onların çocuklarına bakarak geçirmiş ömrünün büyük bir bölümünü. Eğitim, iş, evlilik, yuva hayalleri kuramadan yaşamış. Maalesef aktif ve üretken bir birey olması noktasında şimdi de eğitim eksikliği ve ekonomik zorluklar yanı sıra yıllardan beri süren izolasyon nedeniyle gelişen sosyal fobi ve çekingen kişilik özellikleri gibi hendikaplar söz konusu” denildi.Prof.Dr.Mehmet Mutaf, “Keşke yüz deformiteli insanlarımızı dışlamadan toplumun içinde tutarak eğitim olanaklarından, meslek edindirme imkanlarından yoksun bırakmasak. Zira yüzü normalleşse de insanın ruhundaki izler kolay geçmiyor”diye konuştu.

Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde uygulanan yeni yöntemin kamuoyuna duyurulması için yapılan bilgilendirme toplantısında, “Hastanın, daha önce basında yer alan yüz nakli hastalarının bir çoğunun ameliyat öncesi görüntülerinden bile daha kötü bir durumda olan ameliyattan öncesi halinin, pek çok insana “buna ne yapılabilir ki” dedirtecek gibi olduğu, hastanın sadece kendi dokuları kullanılarak yeni bir yüz yapımını mümkün kılan yönteme dair bilgilerin yöntemi geliştiren ve uygulayan Prof. Dr. Mehmet Mutaf tarafından bizzat verildiği sunum sonrasında hastanın görüntülenen
son hali, "nakilsiz mucize" olarak tanımlanabilecek bir başarı olarak nitelendirildi.

Sonuçları itibarıyla büyük bir başarı olarak değerlendirilen yeni yöntemi geliştiren Prof.Dr. Mehmet Mutaf‘la yöntem ve yüz nakli uygulamaları için, “Bebeklik çağında yanma neticesinde burnu dahil alın ve yüz bölgesindeki bütün yumuşak dokuyu kaybetmiş bir şekilde bize gelen hastayı daha ilk gördüğümüzde mevcut yöntemlerin ötesinde bir çözüme muhtaç olduğumuz aşikardı. Zira, burun yapılabilmesi için kullanılabilecek alın bölgesi dahil tüm yüz yanıktan etkilenmişti ve yüzün tamamı için yeni bir deri örtüsü gerekiyordu. Klasik yöntemlerin yeterli olmadığı aşikar olan bu vakada, yıllar içinde oluşmuş bilimsel birikim ve tecrübelerimizinışığında geliştirmiş olduğum yeni bir cerrahi yaklaşımın uygulanmasına karar verdik” dedi
Yeni ve önemli bir çözüm
Mutaf, operasyonla ilgili süreci, “Hastamız bu yeni tekniğin kullanıldığı ilk 2 vakadan birisidir.Ancak yöntem halihazırda başka hastalarımızda da uygulanmaya başlanmış durumda.İlk defa 2012’nin Ekim ayında yapılan Ulusal Plastik Cerrahi kongresinde bilim camiasıyla paylaştığımız bu yöntemin temel farklılığı klasik seçeneklerin bittiği hastalar için yeni ve önemli bir çözüm teşkil etmesidir. Dünyada bir ilk olma özelliği taşıyan ve bir çok hasta için yüz nakli ihtiyacını ortada kaldıracak bir alternatif olabileceğine inandığımız bu yöntemde hastanın kendi kıkırdak ve kemiği ile yapılan 3 boyutlu bir iskelet çatı,ön koldan damarları ile birlikte alınarak, mikrocerrahi tekniğiyle yüz bölgesine taşınan zarımsı bir yapı(fasya) ile örtüldükten sonra boyunda doku genişletme yöntemi ile elde edilen tam kalınlıklı bir deri örtüsü ile kaplanmaktadır. Bu şekilde normal yüz derisi gibi yumuşak, pürüzsüz, ince ve iyi kanlanan bir örtüelde edilmektedir. Ayrıca oluşturulan bu yeni deri örtüsü altınakarın bölgesinden alınanyağ dokusunun yerleştirilmesi ile yüze normale yakın bir form ve dolgunluk sağlanmaktadır. Yöntem yeni bir yüz yapmaya izin verirken, doku alınan boyun ve önkolbölgelerinde çizgisel izlerden başka bir hasar bırakmamaktadır.Hastanın yüzüne normal bir ifade kazandırmak için saçlı deriden alınan kıl kökleriyle kaş nakli de yapılmıştır” diye açıkladı.

Boyundan elde edilen deri örtüsü
yüz ile mükemmel bir uyum sağlıyor
Mutaf, “operasyonda neden boyun derisi kullanıldığı şeklindeki soruya ise, “Bizim branşımızda kayıp doku ve yapıların yeniden yapımı noktasında temel prensibimiz “kaybedilmiş yada hasarlanmış dokunun benzer bir doku ile yerine konulmasıdır. Yani yüze bacaktan karından deri nakli yapamazsınız; yaptığınız takdirde çirkin, uyumsuz bir sonuç alırsınız. Boyundan elde edilen deri örtüsü renk, esneklik ve diğer dokusal özellikler itibarıyla yüz ile mükemmel bir uyum sağlamaktadır. Estetik ve fonksiyon açıdan üstün sonuçların bir sebebi de budur. Ancak bu hastamız gibi yüz yumuşak dokularını tamamen kaybetmiş hastalarda boyun derisi tam kat olarak uygulansa bile yüz için yeterli bir volüm sağlayamayacağı için bu deri mikrocerrahi ile taşınan önkol fasyası ve yağ greftleri ile kombine edilerek uygulanmıştır. Bu şekilde normal yüz deri örtüsü vasfına yakın bir kalınlık ve elastikiyet kazandırılmaktadır” şeklinde yanıt verdi.

Yüz nakli riskli olabilirdi
Hastaya yüz nakli operasyonu düşünmediğini söyleyen Mutaf,“Böyle bir yaklaşım hastamız için bedeli çok ağır bir kolaycılık olurdu. Zira yüz nakli ameliyatı sonrası “doku reddi”ni önlemek için vücudun bağışıklık sistemini baskılayacak ilaçların kullanılması gerekiyorr. Hastanın ömür boyu kullanması gereken bu ilaçların bilinen yan etkileri ise kanser gelişimi (benzeri bir ilaç protokolünü daha düşük dozlarda kullanan böbrek nakli hastalarında bile ilk 5 yılda %51 oranında kanser gelişebildiğine dair yayınlar mevcut), diabet, fırsatçı enfeksiyonlardan ölüm riski ve kesinlikle anlamlı olarak azalmış bir ömür sürecidir. Ayrıca, kimlik bunalımı yani nakledilen yüze aynada bakıp, bu ben miyim sorusuyla yüzleşmek çok ağır bir psikolojik süreçtir” şeklinde açıklama yaptı..

dünya çapında geçerli olan görüş otojen seçenekleri
bitirmeden yüz nakli kararı almamak gerekir
Organ naklinde hastanın ömür boyu kontrol altında tutulması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Mehmet Mutaf, “Oysa kendi dokularının kullanıldığı girişimlerde hasta 1-2 hafta içinde iyileşmekte, ömrü boyu da herhangi bir ilaç almadan, doktor kontrolüne gerek kalmadan normal bir yaşam sürmektedir. Dolayısıyla yüz nakli en son seçenek olarak saklanmalıdır. Nitekim, şu an için bu konuda dünya çapında geçerli olan görüş otojen seçenekleri bitirmeden yüz nakli kararı almamak gerektiğidir. Yani hastanın kendi vücudundan alınacak, kendine ait (otojen) dokularla yapılabilecek seçenekler tükendiğinde veya bu yolla yerine konulamayacak bir fonksiyonel bozukluk yaratan 3 boyutlu, karmaşık dokusal kayıplar söz konusu olduğunda yüz nakli düşünülmelidir” dedi.

Yüz nakli yapılanları görünce ürküyorum

Yüz naklini, “Bilimsel ifadeyle, yüz nakli,normale yakın bir yüz sağlamak için hastanın genel sağlığını ciddi olarak bozan ve hastayı yaşam boyu ciddi risk altında bırakan ağır bir girişimdir” şeklinde değerlendiren Mutaf, “Ülkemizde gerçekleştirilen yüz nakli ameliyatları sonrasında basında yer alan ve yüz nakli bekledikleri ifade edilen kişilerin resimlerine baktığımda mesleğim ve o insanlar adına gerçekten tedirgin olduğumu söyleyebilirim. Zira şu anda yüz nakli risklerinin yeterince anlatılmadığı, anlaşılamadığı toplumumuzda gerçekçi olmayan bir beklenti ortamı oluşmuştur. Yüzünde birazcık izi olan insanların yüz nakli beklentisi içinde olması yada yüz nakli adayı olarak değerlendirilmeleri gerçekten ürkütücü. Bu hastada uyguladığımız yeni yöntemin bilimsel camia yanı sıra kamuoyu ile paylaşılmasındaki temel amacımız da insanlara yüz nakli dışında kendi dokularının kullanımı ile normale yakın bir yüz yapılmasının mümkün olduğunu göstermek ve bu yolla, yüz nakillerinde hasta seçimi kriterlerinin yeniden düşünülmesini sağlamaktır” diye açıklamada bulundu.


Özgüvenini, geri kazandı
Mutaf, Asiye Engiz’e uyguladığı tedavi sürecini şöyle açıkladı: “Kendisine yaklaşık bir yıl içinde 4 seans cerrahi tedavi uyguladık. Bu süreçte ondaki değişimi bütün ekip olarak izledikYüzü her ameliyatla biraz daha normalleşti ve Asiye her ameliyatta adım adım,kaybettiği öz güvenini geri kazandı. Ve sürecin sonunda gördük ki, Asiye meğer konuşabilir, espri bile yapabilirmiş. Kendine has bir karakteri var onun; adeta küçük bir çocuğun naifliğinde bir insan. Yüzü bu hali aldığında ondaki değişimi ve mutluluğunu gözlemlerken çok defa ekipteki arkadaşlarımın ve benim gözlerimiz doldu. Bu vesileyle ameliyatlar sürecinde benimle birlikte emek harcayan, gece gündüz çalışan asistanlarıma, Asiye’ye sonsuz destek veren hemşire ve klinik personeline teşekkürü borç bilirim. Aldığımız sonuç tamamen bir ekip başarısıdır. Onlarla hep gurur duyacağım. Özetle, Asiye, benim için meslek hayatımdaki en unutulmaz hastalarımdan biridir. Çok büyük bir değişim yaşadı gerçekten.Bir kaç küçük çaplı yara izi dışında normal görünümde, yüz mimiklerini yapabilen, hissedebildiği ve ömür boyu hiç bir ilaç almadan taşıyabileceği bir yüzü var şimdi. Ancak maalesef sosyoekonomik imkanlarının zayıflığı nedeniyle bundan sonrası için ne yapabiliriz bilmiyorum. Bundan sonrasında artık bir sosyal proje gerekiyor onu topluma entegre etmek, kendine yeten bir birey haline dönüşmesini sağlamak için. Yoksa işimizi tam olarak yapmış olmayız…normal bir yüzü var artık ama bir birey olarak toplumdaki yeri nasıl oluşacak, şimdi onu düşünmemiz gerekiyor.”Cihan Ölmez


HABERİN VİDEOSU İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ:

http://www.gaziantepsabah.com/videoplayer.php?id=o1li5hi2&kat=6

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *