Vestel buzdolabı

Vatandaş şikayete geldi.
Vestel marka buzdolabı bir türlü randımanlı çalışmıyormuş. Servis, bilmem kaç defa kapak lastiğini değiştirmiş, motorunu değişmiş ama bir türlü düzen tutmamış!
Son gelen servis elemanı bıyığı henüz terlemiş bir delikanlıymış. Bir profesör ciddiyetiyle, öğrencisini dinler gibi şikayetçiyi dinlemiş.
Şikayetçi:
“Bak kadeşim, daha önce dediler ki, buzdolabını en yakın duvardan 2 metre ötede tutun. Yaptık! Buzdolabı mutfağın ortasında duruyor. İçerisi sıcak olmasın dediler, mutfağa klima koydurduk. Yani, ne dedilerse yaptık ama kapağı açıp kapayınca, tekrar açmak için 10 dakika beklemek gerekiyor, üstelik hiç soğutmuyor!..”
Prof. Dr. Servis Elemanı cevap veriyor:
”Siz buzdolabı kullanmasını bilmiyorsunuz. Buzdolabı öyle zırt pırt açılıp kapatılmaz. Günde bilemediniz, 3-5 kere açar kaparsınız. Aksi halde bozulur. Soğutmamsıra gelince, içine ne koyarsanız, ağzını iyice kapatın. Hem sonra buzdolabına bu kadar çok şey de konmaz. Bilemedin iki üç parça bir şey konur. Bu dediklelerimi yapın, mesele kendiliğinden çözülecektir!”

                                                                                                         ***

Ben de saf saf dinliyorum!
Gayri ihtiyari, “Ne var bunda? Hem bu dolabı alırken bana mı sordun?” deyiverdim!
Adamı kızdırdık, tabii.
“Sana niye soracaktım ki, paramla buzdolabı alıyorum. O sıralar Vestel’in çok reklamı vardı, bizde gittik Vestel aldık!”
“İşte” dedim. “Bana sorsaydın, sana bir fıkra anlatacaktım. Epey sene önce, İstanbul’da Karaköy’de, meydanda, adamın biri yelpaze satıyormuş. Hani, yelpazeyi açınca güzel bir resim ortaya çıkar ya, işte ondan. Havada anormal sıcak, İstanbul’un nemi, dayanacak hali kalmamış adamın, hemen bir tane almış. Üstelik bir sene de garantisi var. Neyse, adam yelpazeyi açmış başlamış yellenmeye, çat yelpaze kırılmış. Neyseki, daha fazla uzaklaşmadığı için hemen satıcıya koşmuş. Amma da çürük malmış ha! Al şunu ver paramı!”

                                                                                                         ***

Satıcı pek oralı olmamış, “Bir sene garantisi var ama, hem sen bunu nasıl kullandın bakiiim” demiş.
“Nasıl kullanması var mı? Açtım, yelpaze nasıl kullanılırsa öyle kullandım, kırıldı” der demez, satıcı atılmış:
”Dedim ya, kullanma hatası var, yelpazeyi açacaksın, dik tutacaksın, kafanı sallayacaksın! O zaman yelpaze hiç kırılmaz!..”

                                                                                                           ***

Yaa, benim bu fıkrayı dinleseydin, bu aleti doğru dürüst kullanırdın, başına da bu kadar iş gelmezdi!
Son çaren, Ahmet Nazif Zorlu!
Bu gazeteyi ona gönder, eski kulağı kesiklerdendir, hayata sıfırdan başlamıştır, derdini anlarsa o anlar. Servis falan hak getire, boşver!