Sorun yaratmada üzerimize yok!
Hikmet Aksoy
"Başkanlık... Başkanlık..." istemine/histerisine/arzusuna ya da sorununa çıkış yolu bulma aramaları nihayet başladı. Öyle ya; "Başkanlık isteriz!.." demekle olmuyor, "Başkanlık" durduk yerde de gelmiyor.
Bu istemin gerekçeleri olmalı...
Birşeyler söylenmeli/yapılmalı...
Makamsız kavalı kim dinler?
İçişleri Bakan'ımız Efkan Ala da bu "Başkanlık" konusunda dertli anlaşılan... Bursa merkez Osmangazi İlçesindeki "Ümmet iftarı"ında konuşmuş...
Derdini dökmüş ortaya:
"- Tek arzu ettiğimiz şey SİSTEMİ DEĞİŞTİRMEK... Artık TEREDDÜTLÜ BİR DEMOKRASİden, GARANTİ BİR DEMOKRASİYE geçelim. Çünkü her seçimde koalisyon mu kurulacak, İSTİKRAR OLACAK MI, OLMAYACAK MI tartışmaları olmasın. İSTİKRARIN ÇIKACAĞI YÜZDE YÜZ OLSUN" demiş.
İçişleri Bakanı... Tabii ki huzur/istikrar arzulayacak/isteyecek yurttaş için... Ülke için...
Ancak anlayamadığım bir nokta var sayın Bakan'ın açıklamasından:
SİSTEM DEĞİŞECEK...miş...
Nesi değişecek sistemin?
"Başkanlık" gelecek diye "sistemi değiştiriyoruz" deyip; 93 yıllık Cumhuriyet'i rafa mı kaldıracağız?
Nihayet, Cumhurbaşkanı'nın sıfatı "Başkan" olacak...
Bu mu "sistem değişikliği?"
Diyelim sistem değişti, Bakan'ın özlediği/istediği "başkanlık sistemi" geldi, GARANTİ DEMOKRASİ patentine kavuştuk... "İSTİKRAR OLACAK MI, OLMAYACAK MI" tartışmaları da bitti.
Yani, ülke "Dikensiz gül bahçesi olacak" öyle mi?
Peki kim için?
***
Ülkenin "dikensiz gül bahçesi" olmasını hangi yurttaş istemez?
BAŞKANLIK ile GARANTİ DEMOKRASİ ilintisinin/bağlantısının ayarı kimin elinde olacak?
TBMM'nin "Yasama yetkisi", hükümetin "Yürütme yetkisi" ne olacak?
Kimin elinde olacak?
"- Tek arzu ettiğimiz şey SİSTEMİ DEĞİŞTİRMEK..." Bu anlamamı geliyor.
Karanlık bir nokta/durum...
"BAŞKANLIK" makamı "yasama-yargı-yürütme" erkleri/güçleri ile donatılacaksa GARANTİ DEMOKRASİ bu yoldan mı gelecek?
***
Sorun yaratma yeteneğimize kimse söz edemez!