Temizlik şart, ama önce akıl ve sağduyu...
Hikmet Aksoy
Bizde "temizlik imandandır" diye bir söylem ya da inanç var. "Yerden göğe haklı", çok doğru... Temizlik olmayan yerde dirlik de olmaz, bereket de, huzur da...
15/16 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimi şimdi "temizlik harekatı"na dönüştü.
Yurdun dört bir yanında FETÖ'cü avına, temizliğine çıkıldı.
Öyle görünüyor ki, devleti içten çökertip işgal etmeyi amaçlayan bu terörist grubun önüne kimi engeller çıkartılmasaydı, bir sabah kalktığımızda TC düzeninin -Allah göstermesin- alt üst olduğunu görecektik belki de...
Daha önce de yazdım; güzel ülkemiz ve insanımız; önce Yüce Rabb'imizin, sonra Cumhuriyetimiz ve bu topraklar için şehit düşen kahramanlarımızın manevi koruması altındaymış...
Verilmiş sadakamız varmış ayrıca...
Bir badireden/beladan, sonu bilinmeyen beladan kurtulduk, çok şükür...
***
Hep yazdım, söyledim çeşitli vesilelerle...
Ortadoğu'da Türklerin varlığından/egemenliğinden rahatsız olan "Batılı Emperyal Güçler", bu bölgede dirlik-düzen olmasını, yaşanmasını arzulamazlar, hiç istemezler.
Onun için, Osmanlı'yı bitiren Birinci Büyük Savaş'ta ne işimiz vardı, hiç sorduk mu kendimize?
Avusturya veliahtı bir Sırp tarafından öldürülüyor, Almanya kan bağı güdüp Avusturya'nın yanında yer alıyor, huzursuzluğun üstüne benzin püskürtüp savaşı yaygınlaştırıyor. Sonra da Almanya'nın düzenlediği komplo ile Osmanlı donanması(!) Çarlık Rusya'nın Sivastopol kentini topa tutuyor.
Savaşa katılıyoruz.
Şu akılsızlığa bakar mısınız?
Dönemin Osmanlı yönetimi, İkinci Büyük Savaş'ta İsmet Paşa'nın dirayetini/ferasetini/akılcılığını gösterebilseydi koca bir İmparatorluk tarih olup sahneden silinecek miydi?
Demek, devlet yönetmek öyle her akl-ı evvel kişinin işi değilmiş...
Askeri darbeler de öyle...
FETÖ'cü örgüt, kısır aklının planı "iç işgal-kadrolaşma" yöntemiyle TC'yi bir hastalık virüsü gibi saracak, tüm hücrelerine sirayet edecek, sonra da melun/alçak hevesini gerçekleştirmeye kalkışacaktı. Bunun için de içte; dini/ mezhepsel ve siyasi/ideolojik bir kaos ortamı yaratılacaktı. Sonra da bu temiz millete yalan bir umut olarak gösterilen Fethullah denen şebeke başı da; Humeyni'nin Fransa'dan İran'a getirilişi gibi ABD'den uçakla Türkiye'ye getirilip hem padişah, hem Halife olduğu millete duyurulacaktı.
Batı emperyalizminin Türk milletine iğrenç bir tezgahıydı bu...
Ama hevesleri kursaklarında kaldı.
Şimdi, gazetelerden okuyor, TV'lerden izliyoruz, FETÖ'cülerin sızıp yapılandığı devlet dairelerinde "temizlik harekatı" başlatıldı.
Tabii ki; "insan beşer, elbette şaşar..."
FETÖ'cü kadrolar birdenbire devlet katına sızmış değiller elbet... Mevcut yönetim ve öncesinin bunda ihmali olduğu ayrı bir gerçek. Şimdi bu FETÖ'cü kadroların temizlenmesi, devletin işleyen çarkının dezenfekte edilmesi için muhalefetin de olumlu bakışı/görüşü olduğuna göre hiç zaman kaybına meydan verilmemeli...
***
"Temizlik" eylemini bireysel düşünmek kadar toplumsal anlamda genelleştirip millet olarak gerçekleştirme dönemini yaşıyoruz. Bunu yaparken de kendi aklımızı kullanıp ülke gerçeklerini de dikkate alarak hareket etmek durumunda olduğumuzu unutmamamız gerekir.
Burada önemli olan; "kurunun yanında yaşı yakmamak"tır.
Yeni toplumsal bölüntüler ve huzursuzluklar yaratmamaktır.
***
Ayrıca, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün " Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz" öğretisini unutmamamız gerekiyor.