Ne günler yaşadık ama...
Kimileri "mazi içimde bir yara" der; geçmişe ilişkin anılarını dile getirip dert yanar. Üstelik haklılık da arar. Tabii ki boşuna... Zaman akıp gitmiş, olan olmuş, kavga bitmiş...
Önemli olan; yaşanan o olaydan kendi payımıza ders çıkarıp çıkarılmadığı değil mi? O unutulur.
Kütüphanemde çalışırken kimi zaman geçmiş/yaşanmış olaylara ilişkin gazeteleri/dergileri incelerim. Bu bir tür alışkanlık oldu bende nicedir.
Böylelikle geçmişin o konudaki flulaşan anılarını adete nadas eder, yeniler, belleğime yerleştiririm.
Amaaan... Ne olacak demeyiniz. Çok, ama çok yararını görüyorum bu tutumumun. Bir kere, anı tazelemesi oluyor, çağımızın hastalığı alzheimer hastalığına yakalanmayı kendi yöntemimle önlemiş oluyorum böylece.
Arkadaşınıza sohbet sırasında okul yıllarına ilişkin anılarını soruyorsunuz. "Ooo... Ne bileceğim unuttum, gitti" diyor. Siz o yılları bir-bir anlatıyorsunuz. Ağzı açık kalıyor; "Yahu, sen bunları nasıl unutmadın? " diye soruyor.
Niçin unutayım ya da nasıl unutayım ki? O ve diğer yıllara ilişkin olarak günlük tutmuşum okul sıralarında. Boş zamanlarımda ya da gerektiğinde okuyor, yeniden beyin nadası, anı tazelemesi yapıyorum.
Alzheimer hastaları gibi çaresizlik yaşamıyorum. Maziyi/geçmişi anımsayamamaktan ötürü de üzüntü duymuyorum.
Onun için gençlere hep günlük tutmalarını öneriyorum.
Xxx
1959... DP'nin düşüşe geçtiği yıllar... Ekonominin çarkı ABD yardımı kesilince eskisi gibi hızlı dönmüyor. Kimi yaşamsal sıkıntıları yaşanıyor. İktidara karşı hoşnutsuzluk artıyor.
Doğaldır ki; bu durum gazete sayfalarına da yansıyor.
DP iktidarı bundan hoşnut değil.
Anamuhalefet Partisi CHP, bu durumu yurttaşa anlatmak için büyük kentlere geziler düzenliyor. Bu geziler, DP cephesinde hoş karşılanmıyor. Merkezden her hangi bir talimat olmasa da; kimi fanatik DP taraftarı/üyesi kişiler, yerel yönetimlerin de ihmalinden yararlanıp yurt gezisine çıkan CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'nün gezisini engellemek istiyor. Olaylar oluyor...
Asker ve polis olaylara müdahale ediyor. Kavgalar, yaralamalar oluyor.
Hükümet olayların duyulmaması için "yayın yasağı" koyuyor.
Örneğin, bu köşede gördüğünüz "Hadiselere Tercüman" gazetesinin 3 Mayıs 1959 tarihli nüshasını inceler misiniz?
Darbeye 1 yıl, 24 gün var.
Gördüğünüz beyaz bölümler/sütunlar; İzmir'de "Demokrat İzmir" gazetesine yapılan saldırıya ilişkin yayın yasağıyla ilgili... Diğer gazeteler ve de Tercüman, tam baskıya gireceği sırada yasak bildirisi geldiği için; yasaklanan habere ilişkin bölümler kazındığından o sütunlar beyaz kalmış... Ama bu yasakla ilgili olarak konulan "yayın yasası" metni de gazetenin yine birinci sayfasında yer almış. Yasak metnini okuyan okuyucular; böylece olayın ne olduğunu (Demokrat İzmir olayını) bir cümle de olsa öğreniyor, bu durumda daha çok meraka kapılıyordu olay hakkında...
***
Tarih dündür, ama yarın için olduğunu çoğunlukla unutuyoruz. Tarihten ders çıkarıp değerlendirmelerde bulunmayı da sevmiyoruz.
Çünkü, işimize gelmiyor.
Bugünün koşulları üzerinden tarihi olaylarını değerlendirmek ise; olayların gerçek yönünü/yüzünü saptırmak ya da sahtekarlık değil de ne?