TV programları ve denetimsizlik...

YAYINLAMA: 18 Kasım 2016 / 20.00 | GÜNCELLEME: 18 Kasım 2016 / 20.00

TV tartışma programları kötü örnek olmaya devam ediyor. Uzun yıllar kilere atılmış, küf tutmuş, gün yüzüne çıkınca kamaşan gözleri beyinlerini yanıltıp aklına geldikleri gibi konuşuyor kimileri.
Serbest atış alanı gibi böylesi proğramlar.
İncir çekirdeğini bile doldurmuyor bu ağız dalaşları.
Böyle olmasına karşın kimileri küflü/terazisiz kafaları ve sokaktan gelmişlikleriyle devletin kurucularına dil uzatma saygısızlığında bulunuyorlar.
Sıkılmadan desem, öyle bir duygu kazanmamışlar ki...
Sonra Yüce Rabb'imin yararlı görüp yarattığı volar kurbağası pişkinliğiyle koltuğuna kurulup arada bir vıraaaak!.. vıraaak!.. diye ötüyor böyleleri...
Yeni bir saygısızlık... Sövgü...
Aşağılama hergeleliği...
Bed, akortsuz sesiyle.
Bu ülkede ne zamandan beri Atatürk ve silah arkadaşlarına sataşmak, aşağılamak moda oldu?
Hangi TC yurttaşına yakışır bu söylem?
Xxx
Tartışma, aynı kültür düzeyinde olan kişilerin; bir ya da farklı görüşleri üzerinde yapılır.
Oysa, Tv'lere çağrılıp konular üzerinde tartışacak, görüş alış-verişinde bulunacak kişilerin karşıt/zıt kutuplardan seçilmesi kavgaya, ağız dalaşına davet değil de ne?
TV'ler bu açıdan her zaman zayıf not aldıklarını biliyorlar, ama reyting denen hastalıkları olmasa ya...
Ne günler kaldık, ne durumlara düştük?
TV'leri, radyoları denetleyen RTÜK diye bir kurum da var üstelik bu ülkede.
Kimi aileleri TV başına tutsak eden dizilerin gelenek ve göreneklerimizle ilintisini/ bağını gören var mı?
Sokak ortasında tüfekli, tabancalı düellolar...
Küçük, basit anlaşmazlıklardan silaha sarılıp tabanca, tüfekle takır-takır adam öldürmeler.
Aile yaşamının mahremiyetini faş eden, seks olgusunu ön plana çıkaran, anne-baba sevgisini bombardıman eden diziler...
Hem de "yerli diziler..."
Xxx
Toplumsal yaşamın, gelenek/göreneklerle yerine oturmuş taşlarını reyting uğruna yerinden oynatmak isteyen anlayışı önleme gibi bir görevle karşı- karşıyayız bugün

TV programları ve denetimsizlik...