Elleri Boş
Büyük İskender seferden dönerken çok hastaydı.
Evine bir günlük mesafe kalmıştı. Hastalığı çok ağırlaşmıştı. İskender artık son anlarını yaşıyordu. Hekimlerini çağırdı. “Beni bir gün daha yaşatın. Size ne isterseniz onu vereceğim” dedi.
Hekimler “Bu imkansız” dediler. İskender “Anneme geri döneceğime dair söz verdim” deyince, Hekimler “Ölümlü insan söz vermemeli. Çünkü yarın asla kesin değildir” dediler.
20-30 sene sonrasını hesaplayan insan bil ki sen bir dakika sonrasının sana ne getireceğini bilmiyorsun. Ama bu hayat babandan miras kalmış gibi davranıyorsun. Panik atak yaşayan hastalarımız var. Hayatı kendine zehir etmiş. “Eyvah! Kalp krizi geçirip öleceğim. Beyin kanaması geçireceğim” diye 24 saat boyunca cehennemi yaşıyorlar. Sanki geleceği kontrol etmek kendi ellerindeymiş gibi davranıyorlar. Yarınla ilgili kehanette bulunan, falcılık yapan o kadar ok insan var ki! Yarın ne olacağını sadece Allah bilir. Yarını bilmek senin elinde değil. O zaman neden yarını düşünüp de kıvrım kıvrım kıvranıyorsun. Hiç kimseye yarın için söz verme. Bu günkü hayatını “yarın yaşarım” diye erteleme. Bu günkü işin “yarın yaparım” diye es geçme. Bunun üzerine İskender “Ben ölünce ellerim kefenin dışında kalsın” dedi. Hekimler “Efendim, bu isteğiniz maalesef bizim geleneklerimize aykırı. Böyle bir şeyi yapamayız” diye cevap verdiler. Bunun üzerine İskender “Gelenekler umurumda değil. Ben ki dünya fatihiyim. Dünyaya sahibim ama öbür tarafa hiçbir şey götüremiyorum. Ellerimi dışarıda bırakın ki bütün insanlar ellerimin boş olduğunu görüp ders alsınlar” dedi.
Ben şunu demiyorum “Dünyada hiç çalışma, avare avare dolaş. Dilencilik yap. Başkasına el aç” demiyorum. Yine işine, gücüne bak. Çoluk çocuğunun rızkını kazan. Koş, koştur ama hayatını, mutluluğunu, huzurunu es geçme. Kendine zaman ayır. Sevdiklerine zaman ayır. Bütün mesaini harcayarak kurduğun fabrikanın bahçesine dahi gömmezler seni. Sen öldüğün andan itibaren mirasçıların malına mülküne üşüşürler. Allah sana yaşama şansı vermiş. Bunu meyanede, hapishanede geçirme. Sev, sevil, eğlen, mutlu ve iyi bir insan ol. Haktan ve hakikatten ayrılma. Hayatı dolu dolu yaşa ki öldüğünde melekler dahi sana imrensinler. Mutlu doğdun, mutlu yaşa, mutlu öl. İnsan sahip olduklarının kıymetini ancak onları kaybettiği zaman anlıyor. Hastalandığın zaman sağlığın, iflas ettiğin zaman zenginliğin, hapishaneye düştüğün zaman özgürlüğün, yaşlandığın zaman gençliğin kıymetini çok iyi anlayacaksın ama o zamanda iş işten geçmiş olacak. Hiçbir fani, Nemrut, Firavun, Cengiz Han, Büyük İskender, Kanuni Sultan Süleyman öbür tarafa ellerinde altın, elmas, yakutla gitmediler. Sen de gitmeyeceksin. Herkesin final cümlesi şu olacak “Ellerim bak boş kaldı”.