ABD, Ortadoğu'nun yakasında düşmeli...
TV haber spikeri ekranda "Türkiye sisli bir dönemden geçiyor" diye genel bir tanımlama yapınca dertlendim. Birşeyler yazmak geldi içimden...
Türkiye ve sis...
Hiç yakışmayan ve hiç düşünülmeyen olumsuz bir panorama...
Üzüntü yaratıcı bir durum ayrıca...
Ülkem, durduk yerde mi böyle sisli bir manzaraya büründü?
Kim ister, böyle bir manzaranın oluşmasını?
Ama bu noktada "- Niçin böyle oldu?" sorusu akıllara gelmiyor değil.
Hani, derler ya; "Kabahat kürk olsa kimse üzerine almaz" sözünü bu noktada anımsatmak isterim.
Ama, spikerin söylemiyle ortada "sisli bir dönem" varsa, o zaman bunun nedenlerini irdelemek gerekir.
Toplumsal kalkınma heyecanı/arzusu olan bir ülke Türkiye... Türkiye'nin önünü terörle kesmek isteyen Batı dünyası...
Bunu bilmeyen mi kaldı?
Türkiye, insani duyguları zaafa uğramış toplumlarla bir dünyayı paylaşmış olmanın şanssızlığını yaşıyor.
Bu inkar edilemez bir gerçek...
Öyle acı bir gerçek ki...
NATO'da ortak savunma amacıyla birliktelik yaşayan devletler; Türkiye'de terörün bitirilmesini istemiyorlar.
Üstelik, Türkiye'deki eylemlerde terör örgütüne/örgütlerine açıkça lojistik destek veren müttefik devletler var bu kahpe girişimde.
En başta da müttefik ABD...
Bu ne anlama geliyor, peki?
Batı dünyasının bitmeyen sömürü iştahı, Ortadoğu'da söz sahibi olacak; sanayide, tarımda, eğitimde, kültür/sanatta kalkınacak bir Türkiye'nin varlığını kabul etmeyeceğini, edemeyeceğini öncelikle bilmemiz gerekiyor.
Batı, tarihten gelen sömürgecilik anlayışından hiç sapmadan, hiç ödün vermeden; ezilen, mazlum toplumların bırakınız ekonomik kanını emmeyi, amacı için onları öldürmeyi, hanelerini viran etmeyi, acımasızca sürgüne tabi tutmayı iyi biliyor.
Bir ülke tümüyle yakıp yıkılıyor, insanları katlediliyor...
Ortada insanlık öldürülüyor.
"Demokrasi gelecek..." kandırmacası...
Irak'a geldi de haberimiz mi yok!
Suriye de aynı amaç uğruna yakılıp yıkılıyor.
Yazık... insanlık ölüyor/öldürülüyor.
Güçlü olanın sözünün geçtiği bir dönemden geçiyor ihtiyar dünyamız.
Batı, hep kendi dünyasının, refahının sürmesini istediğinden "astığım astık" anlayışıyla yaptığı dayatmalara karşı duranları; terörle, sabotajla hizaya getirip, kendine biat etmesini istiyor.
Türkiye de, bir süredir iç ve dış kahpe odakların alçakça kurguladığı böyle bir oyuna sahne olsun isteniyor. Bunun için de; toplumsal birlikteliği sabote edecek iftira, yalan ve benzeri kalleşliği/aşağılığı yapacak iç ve dış işbirlikçileri harekete geçirmiş bulunuyorlar.
Yüzyıl önce yaşanan "Kuvayı Milliye" ruhunu/birlikteliğini tekrar anımsayıp, elele, gönül-gönüle olma günleri için uyanık olmalıyız.
Dünyanın gidişatı hiç iyi değil...