Bırakın yurttaş kararını kendisi versin...
Ülkem insanının zayıf noktası "particilik hastalığı" yine körükleniyor. Her ne kadar "referandum" olarak Batılı dille söylense de; güzel Türkçemde "halkoylaması" olarak tanımlanan toplumsal bir olayı gerçekleştirmek için yola çıkmış bulunuyoruz.
İster-istemez, -her birimiz- yurtsever olarak bir tercih yapacağız.
İki seçenek var önümüzde...
"Türk işi Cumhur//Başkanı" dönemi başlayacak/mış
Yani, "Partili Cumhur/Başkanı" ile sorunlar aşılacakmış...
Tüm sorunlar yok olacak/mış...
Siyasal tıkanıklıklar bitecek, seri kararla alınabilecek...
Terör sonlanacak/bitecek...
Dolar'ın açgözlülüğü doyacak, yükselişi duracak...
Ekonomiye istikrar gelecek...
Kadın cinayetleri...
Çocuk tacizleri...
Çocuk evlilikleri...
Trafik kazaları...
Fiyat artışları...
Tüm sıkıntılar/sorunlar bitecek/miş.
Bitmesi için de; halkoylamasında hiç şaşmadan "evet" oyu vermek gerekiyor/muş...
Olsun, verelim de...
İtirazlar var, duyuyorsunuz her halde siz de...
"Türk işi Cumhur//Başkanı"na "hayır"
Dikta gelecek...
Ülke bölünecek...
Terör artacak...
Ekonominin çarkı duracak...
Toplumsal huzursuzluk artacak...
Eğitimde sorunlar katlanacak...
Aile yaşamı bozulacak...
Basında sansür devam edecek...
Diğer yanda eğer; güllük/güneşlik, yaşanılır bir ülke istiyorsanız, hiç kafanızı öteye-beriye çevirmeden gidip "hayır" oyunuzu sandığa atmanız gerekiyor/muş...
Xxx
İki camii arasında kalmak buna denmez de daha başka nasıl bir duruma denir.
Seçip görev verdiğimiz milletvekilleri Ankara'da kafalarına göre kavga/gürültü, övgü/sövgü/yergi ortamında, -sanki yurttaş onları zorluyormuş gibi- anayasa değişikliği yaptılar.
Vekaletname onlarda... Onlar bilir... Hadi olsun diyelim.
Anayasa değişikliği yapmak bizde modadır zaten... Hadi, o da olsun...
Her gelen kendi kafasına/görüşüne göre anayasanın dar ya da bol geldiğinden dem vurup değiştirmek istemedi mi şimdiye değin?
Kavgalar/gürültüler, hatta ısırılmalar yapılır bu arada...
Komisyon, Meclis çalışmaları ve Cumhurbaşkanı imzası...
Sonuçta; "-Yurttaşım, sen ne diyorsun?" sorusunun yanıtını almak için halkoylamasına gidilir her seferinde.
İşte, şimdi o yoldayız.
Ama, yanlış bir yol tutmamız için siyasal partiler "partizanca bir anlayışı" körüklemeye başladılar yine...
"AKP+MHP ittifakı" anayasa değişikliğine "evet" oyu verin diye bastırıyor!..
Hem de ne bastırıyor... Korku da cabası... İşten/güçten olmak da var işini ucunda.
"Hayır" diyen yurttaşların çoğunluğunu ve öncülüğünü ise CHP yapıyor.
Ama, gelde anlat...
Oturup ağlamak gerek.
Xxx
Şimdi soralım: Böyle bir safsata nerede görülmüş...
Anayasa gibi bir konuda "particilik" yapılması çok acı ve üzücü...
Çok garip bir durum ayrıca.
Partilerin ne işi, ne anlamı var böyle bir oylamada?
Yurttaş, hiç 'kendi kafasını dinleyip kararını veremiyecek mi" bu ülkede?