Savaşın da kuralı var ama, kime?..

YAYINLAMA: 10 Nisan 2017 / 20.00 | GÜNCELLEME: 10 Nisan 2017 / 20.00

Bazı kurallar; insanın düşünce ve yaşam alanını çizgilerle belirler. Ki buna ihtiyaç olduğunu da hemen belirtmek gerekir. Çünkü, böylesi kurallar olmasa, dünya yaşanılır olmaktan çıkar.
Bu arada "zaman-zamana uymaz" sözü ise; yaşam koşullarının değişkenliğinin de; insan ilişkilerini ve ihtiyaçlarını etkilediğini, sınırları zorlamanın bu noktada başladığını söyleyebiliriz.
Yerleşik gelenek-göreneklerin tartışılır-tartışılmazlığını bir yana bırakalım... Günün koşullarından kaynaklanan kimi olumsuzlukları; toplumsal anlamda sınırlamak/önlemek için de; gerektiğinde yasalar, genelgeler/talimatlar yayınlanır kanun koyucularca...
Bu konuda bir öğreti olması bakımından; yaşamları, tutum ve davranışlarıyla örnek kişileri de saymak/göstermek gerekir ayrıca.
Böylesi aydınlatıcı/örnek kimlikleri/kişileri "Deniz feneri" olarak da kabul edebiliriz dünyamız için...
Öyle ya da böyle; hangi hal ve durumda olursa olsun önemli olan, insanın huzur ve güvenliğidir öncelikli olan...
Ama insan, yasalarla, gelenek/göreneklerle kendisine çizilen alanın darlığından yakınıp daha çok doyumsuzluk sergiler her zaman.
Adem Peygamberden bugüne insanlar; hep bu nedenle birbirlerinin düşmanı olmuş, birbirlerini boğazlamış, vurarak öldürmüşler.
İlahi bir doyumsuzluktan belki de!..
Buna da örnek olarak Batı dünyasını gösterelim izninizle...
Xxx
Dünyaya düzen biçen sömürü güçlerinin acımasızlığı; 21. Yüzyılın yüzkarası olarak devam ediyor ne yazık ki...
Terörü insanlığın başına bela eden kimler bir düşünelim, lütfen.
İkinci Büyük Savaş bittiğinde sevinç çığlıkları atan dünya, daha yerde yatan ve milyonlarca ölünün kanı kurumamışken; insanlık yeni bir huzursuzluğu başlatıp ikiye ayrılmadı mı?
Ne için?..
Paylaşım ve sömürme için!..
Xxx
İkinci Büyük Savaşı başlatanların kural tanımazlığı sonucu Hıristiyan ve Budist dünyada acılar/ölümler varken, İslam dünyasında burunlar kanamadı, ama sıkıntılı yıllar yaşandı.
Açlık, kıtlık, yokluktan doğan mutsuzluklar vardı.
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki; Yüce Rabb, son dinini temsil eden İslam dünyasını bu büyük insan kırımından korudu.
Ama Dünya bugün, 21. Yüzyıla girişiyle birlikte önceki sancılarını daha çok yaşayarak yol alıyor.
Anlaşılan o ki, Batı dünyası önceki iki büyük savaşı yaparak kendi insanını katletti.
Kanını akıtmakta hata yaptığını anlamış olacak ki; şimdi savaşı kendi topraklarında değil, uzak dünyalara bulaştırma sapkınlığına kapılmış!
En uygun bölge de Ortadoğu...
Xxx
Zavallı dünya... Öngörülü, insancıl, barışsever lidersiziliğin acılarını yaşıyor yine.
Birinci Büyük Savaşın galiplerince Ortadoğu'da cetvelle çizilen sınırları yeterli görmeyen Batılı sömürücüler; İslam dünyasının başına çorap örme iştahına/hevesine kapılmışlar bu kez.
Kimse üçüncü bir büyük savaş çıkacağı heyecanına/düşüncesine kapılmasın.
Zaten o savaş, tek taraflı olarak kural/kaide, BM kararları, uluslararası anlaşmalar tanımazlığında devam ediyor.
İnsanlık utansın diyeceğim ama, sömürüye gözü doymamış Batı dünyasının böyle bir duygusu yok maalesef...

Savaşın da kuralı var ama, kime?..