Daha çok günler göreceğiz...
Doğmamış çocuğa don biçme hünerimizle hiç bir başkası yarışamaz. Halkoylaması biter bitmez TV ekranlarına tüneyen kimi "akil kuşlar", 2019 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için bugünden ahkam kesmeye başladılar.
Her akşam şakıyıp! duruyorlar.
Şöyle olursa, böyle olur. Hayır, hayır öyle olursa böyle olur...
Neymiş, AKP+MHP blogunun adayı bugünkü Cumhurbaşkanı R.Erdoğan olacakmış...
Başka aday da mı, çıkacakmış?
Neymiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önünü kesecek, O'nu seçtirmeyecek bir aday bulunmalıymış...
Bulunsun!..
Demokrasinin gereği de zaten bu...
Bir muhalefet cephesini oluşturma çabası mı, desek acaba?
Ya da ufaktan-ufaktan kaşıyıp, reyting rakamı yakalamak, yaraya merhem çalmak sıkıntısı mı var yoksa?
Neymiş, yüzde 48 oyluk blok dağılmaz ise...
Neymiş, Ekmelettin Bey gibi değil, daha halka yakın, sağ görüşlü, ama tarafsız bir aday olursa...
CHP, HDP, VP ve diğer partiler aynı görüş etrafında birleşirse...
İşte, "Doğmamış çocuğa don biçmek" bu değil de ne?
Ya da "Ölme eşeğim" örneği...
Yahu size mi kalmış, millete bugünden akıl vermek, kamuoyu oluşturmak?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne sarsılmaz bir siyasi güç ki?.. Karşısına çıkacak aday için şimdiden arayışa geçilsin isteniyor.
Bu arayışla NATO'ya başvururlar mı diye soru düşüyor akıllara...
Tüm bu arayış heyecanı 2019'da da kaybetmek korkusundan mı kaynaklanıyor dersiniz?
TV stüdyosunda buluşup kimi aşureleşmiş beyinler "ne şiş yansın, ne kebap" telaşıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gitmesi, seçimde kazanamaması için öyle öngörüler sergiliyorlar ki...
Boşuna... Çünkü, 2019'daki seçimi yine bu seçmen yapacak.
Türk demokrasisinin sahibi seçmen olduğunu unutanlar bu arayıştılar.
Bu seçmenin ehliyeti, 2019'da eskiye göre daha deneyimli olarak bir kez daha sınavdan geçecek...
Saç da, sakal da onun...Onun önüne dökülecek...
Anlayamadığım, -sizler de görüyorsunuz- TV programlarına nedense konuşmacı olarak, sanki başka kişi yokmuş gibi aynı kimlikler çağrılıyor.
Kamuoyu oluşturma görevini üstlenmişler.
Onlar da -Belirttiğimiz gibi- ne şiş yansın, ne kebap havalarıyla geçiştirme havalarında...
Olsalar konu uzmanı, deneyimli kimlikler, tabii ki insan bir şey demeye/söylemeye utanır, çekinir.
"Bulunmaz Hint kumaşı"na kusur yakıştırmak olur mu?
İkibin ondokuz'a hayli zaman var.
O zamana değin daha çook havanda su dövenler çıkar... Köprülerin altından çok sular akar.
Yaşayanlar görecekler...
Türkiye'de siyaset o denli kayganlaştı ki; gelecek için tahminde bulunmak falcılığı çoktan aştı.
Gün ola, harman ola!..