Batı'nın doyumsuzluğu Dünyanın başına bela...

YAYINLAMA: 17 Mayıs 2017 / 20.00 | GÜNCELLEME: 17 Mayıs 2017 / 20.00

Beklentilerin kaynağındaki umutlardır kişiyi yaşama bağlayan... Var olanların zamanla eskimesi, yetersiz olması/bitmesi durumudur, kişiyi/toplumları arayışa yönelten, aramaya/bulmaya koşturan...
Değişen yaşam koşullarının kişinin/toplumların önüne getirdiği ihtiyaçların farklı farklı oluşudur dünyayı renklendiren...
Barış içinde İNSANCA yaşanılır yapan...
Kişiden kişiye oluşan düşünce ve davranış farklılığının kaynağında/özünde bu yaşanılırlık vardır belki de...
Öyle olmasaydı ne olurdu?
Yaşanılır bir dünyayı, daha çok arardık belki de...
Her neyse...
Kişinin kendi özündeki bağımsız düşünce dünyasının önündeki engelleri aşması, sanıldığı gibi kolay değil. Herşeyden önce farklı algıların yaşandığı bir dünyada; önceliğin maddiyata bağlılıktan kurtulmak olduğu bilincini kazanmış kişilerin
çoğunluğu oluşturması gerekiyor.
Dünyamız böyle olamamanın sıkıntısını/ıstırabını yaşıyor nicedir. Yaşayacak da bu gidişle... Bu anlayışla.
***
Farkındasınız; biliyorum, teknolojik çağdaşlaşmanın zirvesine ulaşma savaşı veren Batılı toplumlar; kendilerine daha çok yaşanılır ortamlar yaratmak uğruna bu yarışta geri kalmışların başına musallat olup, onları yakıp-yıkıp, yok edip kendilerine yaşam alanları yaratıyorlar günümüzde.
Bir insanlık ayıbı bu, dünden bugüne...
Bu konunun pek çok acı örneği var, dünya tarihinde...
Günümüzde ise; Afganistan, Irak, Suriye, Libya vd. örnekleri yeter sanırım.
Bir tür doyumsuzluk savaşı...
Tok olanların, kalkınmış olanların; yokları oynayanlar üzerine kurguladığı bir dünya oyunu...
Bir tür tiyatro oyunu... Dram... Trajedi...
***
Açıklanması ve beyinlere yerleşmesi gereken acı bir durum var ortada... Buna açıklık getirilmedikçe; dünyada insanlık üzerine kurgulanan, oynanan oyunun anlamsızlığı da sırıtıp duracak orta yerde.
Batı'nın azgın güçleri; Birinci Büyük Savaş öncesinde kendi aralarında kurguladığı Osmanlı ülkesini paylaşım oyununu, tam yüzyıl sonra bu kez kendi dünyalarının insanını kırmak/öldürmek yerine Müslüman kanı akıtarak gerçekleştirmek haydutluğuna soyunmuş durumda...
Üstelik, direkt devletler savaşı yerine taşeron örgütlerle Müslüman dünyasında terör rüzgarı estirip kendi toplumlarının refahı/mutluluğu için yaptırıyorlar bu sapkınlığı...
***
Batı, bugün teknolojik kalkınmışlıklarıyla dünyada terör estirirken; İslam dünyasının kalkınmasını özellikle istemediler; üstelik şimdilerde sudan bahanelerle müslümanları yarattıkları taşeron terör örgütleriyle katletmekten zevk alıyorlar.
Bugün anlamamsız ve unutmamamız gereken gerçek; Batı dünyası; İslam dünyasını yok edip; bu coğrafyanın zenginliklerini kendi toplumlarının huzuruna/mutluluğuna tahsis etmeyi amaçlamış bir insanlık suçu işliyor.
Ne kötü bir arayış, ne kötü bir yaşama bağlanma bu...

Batı'nın doyumsuzluğu Dünyanın başına bela...