Bu nasıl bir mantık?
Yaşadığım ve okurlarımı da doğrudan ilgilendiren bir konuda sizleri bilgilendirmek istiyorum. Günlük yaşamımızda ekmek kadar elektriğe ihtiyacımız olduğunu bilirsiniz.
Yani, ben de sizler gibi elektrik dağıtımı yapan bir şirketin abonesiyim. Sizler gibi elektriği tasarruflu kullananlardanım. Aylık elektrik kullanım faturalarım en az-en fazla
150-300 lira arasında değişir.
Niçin bu kadar fazla?.. Ayrı bir konu... Aile olarak elektriği çok seviyoruz(!) demek ki...
Neyse...
Elektrik faturam bu ay tahminimden çok üzerinde geldi: 528.50 Lira...
Niçin böyle fazla bir miktar diye, araştırdım. Hemen sayaca baktım. Sayaçtaki tüketim rakamı ile şirketin kestiği faturadaki rakam arasında tam 270 kw/saat fazlalık vardı.
Şirket kendine yontmuş, kullanmadığım 270 kw/saatin bedelini de ödememi istiyor.
Dağıtım şirketinin bu uygulaması için abonelerini haberdar etmesi, bilgilendirmesi gerekmez miydi?
Fazla tahakkuk yapıp yüzbinlerle/milyonlarca aboneden ödenmesi istenen rakam tutarının nerelere varacağını/ulaşacağını artık siz tahmin ediniz.
"Fazla elektrik tahakkuku yaptınız. Bu yanlışı düzeltiniz" demek için yaşadığım kasabanın kent dışına taşınan dağıtım şirketinin ofisine araba tutup gittim.
Oradaki görevlilerle günlük yaşamda hep birlikteyiz. Nihayet küçük bir yerleşim yeri...
Bir aile havası... Herkes birbirini tanıyor.
Derdimi, biraz da haklılığım havasında heyecanlı heyecanlı anlattım. Baktım, karşımdaki görevli olumlu havalarda... Olayı anlamadı kanısıyla yeniden anlattım;
-Elektrik faturama 270 kw/saat fazla tahakkuk yapıldı. Bunu düzeltir misiniz?, dedim. Beni dinleyen görevli sözü aldı; "-Abi, dedi. Yanlışlık yok. Bakınız aybaşına daha 8 gün var. Şirket bu 8 günde kullanacağınız elektriği de hesaplayıp faturanıza ilave etti."
Şaştım kaldım...
İşe, anlayışa, açıkgözlülüğe bakar mısınız?
Gördünüz mü bu anlayışın uygulamasını?
Hiç bir aboneye bilgi verme!..
Kendi başına buyruk bir kararla abonenin önüne harami gibi çık. Yaşayacağı/yaşayamayacağı belli olmayan bir dönem için elektrik tahakkuku yap... Sonra "-Borcun var, öde!.. " emrini ver.
Mantıklı bir uygulama mı bu? Kararı sizler veriniz?
Kuruluşun görüşü, "Bu parayı hemen tahsil etmiyoruz ki... Bak, aybaşından 12 gün sonra ödeyeceksiniz"
Peki, madem böyle bir zaman avansı tanınıyor da, niçin sayacın işine müdahale edip havadan/tüketilmeyen elektrik için tahakkuk yapılıyor, fatura kesiliyor.
Bu nasıl bir iş?
Ticaret Hukukunda böyle bir uygulama, gelenek var mı?
Bu ülkede tüketici haklarını kollayan/koruyan kişiler, kurumlar varsa bu durumu ihbar ediyorum. Sorsunlar daha fazla bilgi vereyim.
***
Eskiden elektrik kullananlar TEK'e abone olurdu. Aboneden de kimi konular için bir miktar depozito/güvence parası alınırdı.
Ne oldu bu güvence paraları?
"Yandı bitti kül oldu."
Enflasyon önünde eridi, buhar oldu, uçtu... Gitti.
Elektrik tüketenlerin/abonelerin böyle ödeme yaptıkları şimdi nerde kayıtlı, acaba?
Ya da ne oldu bu milyon/milyar liralar... Belirttiğim gibi enflasyon önünde açıkta bırakılmış kolonya gibi uçtu gitti zamanla...
Oysa, bu güvence paralarıyla zamanında neler yapılmazdı ki...
***
Bir türlü kendimize gelip, ne yaptığımız, ne yapmak istediğimiz konularında hiç sayışma/muhasebe yapmıyoruz. Kendi kendimizden korkuyoruz çünkü...Korkuyoruz olumsuz bir durumla karşılaşmaktan. O zaman da böyle çuvallıyoruz.
Oysa, insanoğlunun yanılgı payını önlemek için akıl denen hazineyi de vermiş Yüce Rabb...
Tüketilmeyen elektrik faturası konusu...
Kimi insanlar ucuz akıllarıyla açıkgözlülük sevdalanmasına kapıldıklarında karşılarındakilerin akıl varlıklarını unutmanın yanılgısına düşerler.
Kurumların da bu akılla yönetilmesi ise ilkelliğimiz göstermiyor mu?
Ben mi?.. Tüketmediğim/yakmadığım, 270 kW/saat fazla yazılan 528.50 liralık elektrik faturasını ödeme derdimdeyim.