Gaziantep *olayı* (1973-84) (10)
Şehreküstü, Yazıcık ve civarındaki evler göreceli geniş tabanlı, ona karşın Kayacık Mahallesindekiler çok dar arsalara sıkıştırılmıştı. Muhtemelen bu nedenle yapılar daha çok katlı idi. Kayacık Mahallesinde, ömrümde ilk defa karşılaştığım *mahalle kapısı* kavramının kalıntıları hala yerinde duruyordu.
Evlerin mimarileri farklı olmakla beraber yavaş yavaş 4-5 mimari tarzı öne çıkmağa başladı. Epey uzun süren bu arayış sonunda bir ev seçmek hiç de kolay olmadı. Zira, Üniversitenin seçeceği ev ister istemez, olumlu olumsuz, tüm Antep halkının eleştirisine maruz kalacaktı. Olumsuz bağlamda, *Üniversite seçe seçe bu evi mi seçti?* yorumunu önleyebilmek için gayret sarfediyordum.
Sonunda incelemeye aldığım tüm evleri kapsayan yazılı bir rapor hazırladım ve ilk 3 tercihimi, tercih sırasına göre bildirdim. O zamana kadar Tarık Bey Rektörlük görevinden ayrılmıştı. Kısa bir süre sonra ben Antep’ten ayrıldım (1984). Yıllar sonra bu yazıda özetlenen Gaziantep anılarımı kaleme alırken bu proje hakkında öğretim üyesi arkadaşım İsmail H. Özsabuncuoğlu bana hayallerimin gerçekleştiğini müjdeleyen haberi iletti. Eski Gaziantep milletvekillerinden merhum Ekrem Cenani Beyefendi şehir merkezindeki taş bina konağını GODTÜ’ye bagışlamış olup “Gaziantep Üniversitesi Cenani Kültür Evi” adı altında san’at etkinliklerine tahsis edilmişti. Beni ziyadesiyle memnun eden bu girişim için İsmail H. Özasbuncuoğlu kardeşime sonsuz teşekkürlerimi uzak diyarlardan iletmek istiyorum.
Amerikan Hastahanesi
Gaziantep’e gelişimizin ikinci yılında İstanbul’da *Amerikan Bord Heyeti*31 Başkanlığından bir mektup aldım. Mektupta Gaziantep Amerikan Hastahanesi yönetim kurulunda görev teklif ediliyordu. Bendeniz ortaokulu Kayseri’nin Talas nahiyeside bulunan Talas Amerikan Orta Okulu’nda okumuştum. Bağlantı Talas’a dayanıyordu.
Görevi kabul ettim ve yönetim kurulunun ilk toplantısında başkan seçildim. Tıp’la uzaktan yakından ilgisi olmayan bir kimsenin bir hastahanenin yönetim kuruluna seçilmesi bizim kültürümüze yabancı, hatta ters gelebilir. ABD’deki kültür olaya şöyle bakıyor, *Bir hastahane yönetiminin sadece doktorların eline bırakılmayacak kadar ciddi bir konu olması gerekir*. Onun yerine, bulunduğu topluma hizmet eden hastahaneyi , yine bulunduğu toplumun farklı kesimlerini temsil edecek şekilde, doktor olmayan dönüşümlü üyelerden oluşan bir kurulun yönetmesi daha uygun32 g.rülüyor. Toplam 9 kişiden oluşan yönetim kurulunda sadece bir doktor üye bulunuyordu.
Bu g.nüllü hizmet benim için manen çok doyurucu bir yaşam tecrübesi oldu. Yüz yıla yakın33 Gaziantep yöresine ve vaktiyle (Osmanlı dönemi) doğuda Van’a kadar uzanan havalisine hizmet vermiş bu hastahane, şifa bulabilmek için sırasında ineğini satıp gelen hastaları ağırlamıştı. Yönetim kurulunun,
31 Bu kuruluş, (eski) Talas Amerikan Ortaokulu, Tarsus Amerikan Koleji, İzmir Kız Koleji (Güzelyalı), İstanbul_Üsküdar (Bağlarbaşı) Amerikan Kız Lisesi, Gaziantep Amerikan Hastahesi gibi kuruluşların bağlı olduğu, geçmişi Osmanlı İmparatorluğuna dayanan bir misyonerlik gurubu idi. İngilizce’de, kurul anlamına gelen Board sözcüğü Türkçe’ye Bord olarak çevrilmişti.
32 Ankara ODTÜ de ilk kurulduğu 1952(?) yılından YÖK’ün devreye girdiği 1984 yılına kadar, yine aynı felsefe ile, hepsi profesörlerden oluşan *Senato* yerine, hepsi profesörlerden oluşmayan bir *Mütevelli Hey’eti* tarafından yönetilmiştir. Düşünce, *Üniversite yönetiminin sadece profesörlerin eline bırakılmayacak kadar ciddi bir konu olduğu* yönündedir.
33 Hastahanenin 100. kuruluş yılını yönetim kurulu ve tüm çalışanlarla birlikte kutlama ayrıcalığına eriştik.