Gaziantep *olayı* (1973-84) (11)
Zamanın her anında bu son derece ağır sorumluluğun bilincinde olması gerekiyordu. Bu sorumluluğun hakkını vermiş olduğumuzu umuyorum.
Üniversite Seçme Sınavı (ÜSYM)
Merkezi ÜSYM kurulana kadar ODTÜ öğrenci seçme sınavlarını kendi bünyesinde yapmakta idi. ÜSYM 1974 yılında Hacettepe Üniversitesi bünyesinde kurulduğunda Gaziantep ili sınav merkezlerinden biri olarak seçildi. Sınavın yönetimi de GODTÜ’ye verildi. İlk *İl Yöneticisi* olarak ben atandım.
ÜSYM Başkanı Hacettepe Üniversitesi Profesörlerinden Altan Günalp34 ti. Bu değerli bilim adamı ile 11 yıl birlikte çalışabilme mutluluğunu ve de ayrıcalığını yaşadım.
Gaziantep il merkezindeki okulların tesisleri ile sınavda görev alacak öğretmenlerini koordine etmek çok zevkli bir görev oldu. Bu vesileyle çok sayıda değerli müdür, müdür yardımcıları ve öğretmenleri35 şahsen tanımak ayrıcalığına eriştim. Bu sayede Gaziantep’deki yaşantım sadece GODTÜ yerleşkesi ile sınırlı kalmayıp, neredeyse tüm eğitim camiası ile bütünleşmiş oldu.
Yine aynı vesileyle, sınavın güvenliği için alınan resmi önlemler36 nedeniyle II. Şubede görevli polis memurlarıyla yakın ilişkilerim oldu. Söz gelişi, pasaport çıkartmak için II. Şube’ye gittiğimde bu sıcak kanlı, sevecen polis memurlarınca şöyle karşılanıyordum:
- Oooo buyrun hocam, hoş geldiniz. Hayırdır, bir emriniz mi var? (yanındaki memura hitaben, Hadi Hocama hemen bir çay)
- Estafurullah Müdür Bey, pasaport almak istiyordum, mümkün müydü?
- Aman hocam, işte şimdi bizi çok mahçub ettiniz. Buralara kadar yorulmanıza hiç gerek yoktu. Üniversite şoförlerinden bir tanesiyle iki resim gönderseydiniz pasaportu hemen hazırlatır size gönderirdim.
- Müdür: Pasaport polisine hitaben, ”Oğlum, hemen hocama bir pasaport çıkartalım”. Memur, “Emredersiniz Müdürüm”.
- Pasaport içerde hazırlanırken müdürün odasında çaylar, kahveler, muhabbet . . .
- Bir ara görevli pasaport memurunun uzaktan bana bir şeyler söylemek istediğini fark ediyor, hallerinden anlıyorum, ama bir türlü cesaret edemiyor. Müdür Bey pasaport memuruna hitaben, “Ne istiyorsun?”
- Memur usulca yanıma yaklaşıyor, kısık sesle “Hocam, acaba bir 50TL rica edebilir miyim?”
- 50 lirayı (lütfen) veriyorum, hemen yanımdan uzaklaşıyor.
- Pasaport, toplam yarım saat içersinde hazır. Tüm Şube çalışanlarına teşekkür ediyorum, herkesle el sıkışıyoruz. Şubeden, *güle güle hocam, selametle, yine bekleriz* nidalarıyla (neredeyse ufak çapta bir merasimle) ayrılıyorum.
34 Bu hocayı, bu fedakar kamu hizmetkarını çok genç yaşta sonsuza uğurladık. Tanrıdan rahmet diliyorum.
35 İkinci yavrumuz Nevra 1976 yılında Gaziantep’te doğdu. İlk okul birinci sınıfa Kavaklık mevkiindeki Mehmetçik İlkokulunda başladı. Öğretmeni Emel Üstüner Hanımefendi idi. Birinci sınıfın sonunda Türkçe okuma yazma olayı tamamen çözülmüştü. Öyle ki 2. sınıfta ABD’ye gidip *pat diye* İngilizce eğitime başladığında Nevra’nın Türk.esi kusursuzdu. Emel Üstüner Hocaya eşim ve ben sonsuz şükranlarımızı uzak diyarlardan gönderiyoruz.
36 Sınav gününden bir gün önce bana teslim edilen sınav evrakının güvenliği için gece evrakla birlikte Dekanlık Ofisinde yatıyordum. Ofisin bulunduğu bina II. Şube polis memurları ile bir Jandarma birliği tarafından korunuyordu.