YOL

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Bir insanın günde en fazla kaç kilometer yol alabileceğini düşündünüz mü?
Normal bir havada, düzgün bir yolda bir insane yirmi ile otuz kilometer yürüyebilir mi?
Ben hiç denemedim. Gençlik yıllarımda en fazla katettiğim mesafe onsekiz kilometer olmuştu. Tarih derslerinde Osmanlı ordusu sefere çıktığında askerin büyük bir bölümü yaya olarak bu sefere katılırmış. Edirne’den kalkıp Kosova’ya kadar, yahut İstanbul’dan kalkıp Viyana önlerine kadar trenle gitmemişler. Ordunun büyük bir bölümü yayan, bir bölümü ise at üstünde giderlermiş.

Bir ordu düşünün yüzbinlere varan bir rakkamda her gün alacağım esafe belli. Her gece konaklayacağı yer belli. İaşe ile ibate konularında büyük bir lojistik planlaması yapılması bile, ayrı bir hesap işi olduğuna inanırım. Ahçılar, kazanlar, erzak, seyyar kuzineler, mutfakta yakacak tedariki, askerini çeceği su veya başka meşrubatın hazırlanması, kumandanlar ve nazırların ayrı iaşesi, ayrı lojistik hazırlanması için planlama yapılması bir emek ve beceri isteyen konu olduğuna inanırdım. Ordu yüz bin kişi bile olsa konaklanacak olan bir yerin çok evvelden seçilmesi gerekmekte.

Altı yüz kilometer olarak düşünsek bir hedefi, 30 kilometrelik etaplarla alınsa bu mesafe, yaklaşık yirmi konaklama yeri seçilip, her seçilen yerde yatma yerleri, yiyecek mutfakları, mutfak eşyaları gerekmekte. Hadi diyelim asker kendi çatal ve bıçağını taşıdı, yanında bir de tabak taşıması gerekir . Bu kadar insanın birde tuvalet ihtiyacı için yerlerin hazırlanmasını düşünün. Şimdiki gibi mobil tuvaletler olmadığına göre, ihtiyaçların karşılanması için gerekli yerlerin yapılması konusunda sefer öncesi planlama oluşması gerekmekte. Bu sadece 600 kilometrelik bir sefer konusunda düşündük, bunu 3 katına çıkartmaya kalktığımızda, tahayyül bile edemiyeceğim boyutlara erişmekte.

Bu düşüncemizde hava koşullarını hiç dikkate almadık. Yağmur gibi doğa olaylarına nasıl bir tepki verilirdi, o ayrı bir konu diyelim. Ordu böyle bir yürüyüşte yağmurun dinmesini beklemiyeceğini düşünürdüm. Birde bu yürüyüşe katılan doktorlar, tabipler, hatta mezarlık işleri yapacak insanlardan tutunda, dini görev üstlenecek çok sayıda görevlinin de böyle bir seferde mutlaka bulunduğuna inanmaktayım. Her konaklanacak yerde temin edilecek erzak, tayın gibi detayların planlamasını yapmak bile bir beceri istediği muhakkak.

Mustafa Kemal’in kurtuluş savaşında orduyu Anadolu’nun içine çekmesindeki en büyük hedef, düşman ordusunun lojistik kanallarını zayıflatıp, sonar üzerine saldırmak planında yaptığı hesaplar doğru çıkmış olması, savaşın kazanılmasını sağladığını bilmekteyiz. Bugünkü gibi havadan lojistik sağlamanın olmadığı bir tarihte, bu stratejinin çok geçer akçe olduğuna inanmaktayım. Tarih boyunca böyle seferlerin kritik anahtarının lojistik olduğuda bir gerçektir.

Savaşan askerin maneviyatı, lojistiğin varlığı ile yüksek kalır. Lojistik sağlanmayan bir savaşta yenilgi peşinen Kabul edilen bir netice olarak bilinir. Böyle bir sefere çıkılması, seferin sonuna kadar aksamadan sürdürülmesi ve neticeye varılması, ayakta alkışlanacak bir husustur.
Yirmi beş gün evvel başlayan ve Ankara’dan İstanbu’la kadar olan 420 kilometrelik mesafenin tamamlanması, amacına ulaşmış bir yürüyüş olduğuna inanmaktayım. 25 ayrı yerde konaklamak, konaklamalarda lojistik sağlanması, yol boyunca insanların bu yürüyüşe saygı göstermesinin bile ayrı bir anlamı olduğu muhakkak. Yaşlısı, genci, her meslekten insanın ADALET istemesindeki müşterek fikir birliği, toplumu birbirine daha yaklaştırmış olduğuda, ayrı bir hakikat.

Bir tarihte Ser Vekil“Anadolu kırsalına 4 milyar ağaç diktik”dediğinde herkes oturup hesap yapmaya kalkmıştı. 4 Milyar ağaç kaç sene de dikilir diye soruların cevabı araştırılmıştı. Aslında Ser Vekil’in dediği, çok miktarda, diyecekken kelimeler sürçüp 4 milyar olarak çıkmıştı. Hesap okumamış bir kişinin atacağı bir rakam, sınırını aşmıştı. Şimdi ise boş insanlar oturmuşlar Mal tepe parkındaki miting alanının metre karesine kaç katılımcı sığacağı üzerine hesap yapmakta. Kaç kişinin konuya inanıp oraya gelmiş olması bence hiç önem arz etmemekte. Bu Alana gelen yüzbinlerce insanın ülkede olmayan ADALET konusunda hem fikir olması önemlidir diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

YOL