Mevsimlik ölümler...
Yaz gelmesin mi?.. Kış gelmesin mi?.. İlkbahar da öyle...
Kim istemez tüm mevsimleri gönlünce yaşamak?
Ama şu mevsimsel ölümler...
Şu felaketler...
Şu yangınlar olmasa...
"Ölüm her an kapımızda..." demeyiniz lütfen...
Kış mevsimi geliyor... Bakınız; bilgisizliğimizin tutsağı olup, soba zehirlenmeleri nedeniyle her gün cenaze kaldırılıyor mu bu ülkede.
Devlet yardımı alarak verilen yakacak kömürün nasıl kullanılacağını hiç bir kimse çıkıp anlatmıyor, açıklamıyor tüketicilere, fakire/fukaraya...
Bilgilendirme yapılmıyor.
"- Al şu kömürü yak ve ısın... Bu iyiliğimi/kıyağımı unutma, siyasal düşünce çirkinliği/anlayışı...
Peki, kömürü yakayım... Ama nasıl?
Hani, bunun kömür sobası? Diyen yok...
Beleş bulmanın heyecanı!..
Ondan sonra da facia... Gazetelerde, TV'lerde aile faciası haberleri...
Hiç bu haberlerin özüne inilmiyor. Bilgisizlik ve de kömür sobası bulunmayışı nedenine değinene/eleştirene rastladınız mı, bu konuda?
O zaman aile facialarıyla geçen kış mevsimini nasıl seveyim?
***
Yaz mevsimini kim sevmez?
Tatil ayları... Denizle buluşma günleri.
Ama...
Orman yangınları olmasa...
Yaz geldiğinde ciğerleri yanıyor güzel ülkemin...
Orman yangınları kimi üzmüyor ki?
Ve denizde, gölette, derede/ırmakta çocuk boğulmaları...
***
İklim değişikliklerinden kaynaklanan sel/seyelan, heyelan felaketleri de bir başka acılar yaşatıyor ülkem insanına.
Hava bozumu, yağmur yağmadan önce sel/heyelan uyarıları...
Böyle durumlarda tetikle bekleyen aileler...
Ege'de, İç Anadolu'da, Akdeniz'de, Karadeniz'de...
Ülkemin her yerinde görülmedik/yaşanmadık dengesiz yağmurlar nedeniyle can kayıpları oluyor. Seller evleri yıkıp, götürüyor her mevsim..
***
Yaz.. Kış... İlkbahar... Sonbahar...
Ölümler geliyor haberli-haberli...
Seller... Yangınlar... Soba zehirlenmeleri... Suda boğulmalar...
En önemlisi de ne biliyor musunuz?
-Trafik kazaları...
Yüce Rabb'im sen bizleri koru...