Ülke geleceği ve sorunlu eğitim...
İnsanın yapısından gelen bir huyu olacak, hazır bulduğunu beğenmiyor. Oysa, bu huyu olmasa ya; nasıl da teşekkür eder bulduğu durumu yaratanlara, sevgisini ifade eder onlara.
Bu kanaatkar olmaktır kuşkusuz.
Günümüzde yetişen kuşaklar beğenmezliğe/doyumsuzluğu kapılıp; huzursuz bir yaşamın ortasına atıyor kendilerini.
Önceden ne varsa, ne bulduysa beğenmiyor.
Sonra bunları değiştirmeye, en azından yerinden kaldırmaya, yeni bir düzen kurmaya çalışıyor.
O zaman da "ağzına burnuna bulaştırma" durumu yaşanıyor.
Ayıkla pirincin taşını...
***
Ülkemiz genç nüfusunun kazanması gereken yaratıcılık hünerini; yaşanan sosyal, ekonomik, eğitim vb. nedenler/sorunlar törpülüyor. Bir de; gençlerin önüne barajlar, barikatlar kurup engellenince doğal olarak olumsuzluklar yaşanıyor.
Nedir bunlar?
Bir kere gençlik; eğitim sisteminin çarpıklığı, labirentlerle dolu oluşu nedeniyle; üst okul ve fakültelerde okuyup amaçladığı hedefe ulaşacağı konusunda özgür olamıyor. Öğretim bu konuda yol göstermekten uzak... Gençlik en hızlı, en kararlı dönemini yaşadığı yıllarda önüne çıkarılan çarpık/tutarsız sınavlarla hedefinden ister-istemez uzaklaştırılıyor. Örneğin, avukat olmayı düşleyen bir genç, veterinerlik; ressam olmak isteyen de tıp okuyor.
Yaşama daha başlangıçta şaşı bakma gibi bir durum bu...
"Kendi nerde, aklı nerde..." şaşkınlığı/hoşnutsuzluğu...
İşte o zaman, "Bir baltaya sap olma" arayışına giren gençler, olumsuz ekonominin çarklarına kapılmamak için; bir arayıştan ötekine koşuyor, yoruluyor, bitap düşüp huzursuzluk ortamında kendini buluyor.
Bu sosyal olayın bir başka yönü de; gerçek anlamda istediği fakültelerde okuyup örnek derecede başarılı olan gençlerin; mezuniyet sonrası yabancı firmalarca hemen iş verilip ülkelerine götürülüşünün acısı yaşanıyor bu ülkede.
Yani, Türkiye'mizin acı bir olayı; genç beyin göçü...
Olaya nereden bakılsa; ortada eğitim/öğretimde şimdiye değin yaşanan sınav sistemi yanlışlığı sırıtıyor. Bundan 50 yıl önce de lise sıralarında tercih vardı. O sıralarda bir üst öğrenim için; lise tercihi yapılırdı. Ticaret Lisesini bitirdiğim için benim gibi gençlere hukuk, tıp, siyasal, güzel sanatlar okumak yoktu. Zorunlu olarak İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ne kaydolmak vardı.
Şimdilerde herşey aşure çorbasına dönüştü. Demokrasi algımız gibi!..
Ülke geleceğini sahiplenecek gençlerin; yetiştirilmesi en önemli/zorunlu görev olarak duruyor yönetenlerin önünde...