Atatürk Türkiyesi ve 15 Temmuz girişimi...
Kurtuluş Savaşı sonrasında Türkiye'nin iğneden ipliğe bir ithalat dönemi yaşadığını bilmeyen yok bu ülkede.
Çünkü, işgal görmüş, yanmış-yıkılmış, savaştan çıkmış bu topraklarda hiç bir şey kalmamıştı geriye...
Zaten, Osmanlı'dan devralınan/kalan bir şey de yoktu ortada...
Kalanlar da; demiryolları kapitülasyoncu devletlerindi.
O zamanlar çok önemli olan deniz yolları ve limanlar da öyle...
Türk ulusu savaş sonrasında yaralarını sararken, bir yandan da yeni bir yolda ilerlemek için "yenilik"ler arayışına girmişti. Mustafa Kemal Atatürk, içinden geldiği toplumun aksayan yan ve yönlerini bilen uz görüşüyle aldığı kararları ulusuna bir-bir açıklayıp uygulamaya koyarken; yurt topraklarında kağnının azısından çıkan ve insanın içini sızlatan cızırtılı sesin yerini; motorun/traktörün çıkardığı uygarlık sesi alıyordu.
Anadolu/Trakya bir yeni hamlenin heyecanını iliklerine değin duyuyor, yurt toprağında fabrikaların bacaları tütmeye başlıyordu.
"Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!.." komutuna uyan bir ulus; çağı yakalamak/aşmak sevdasıyla yaşıyor, yaşamı yorumluyor, yaşama sarılıyordu.
İşte böyle bir Cumhuriyetçi hamle ile -o güne değin yapılamayan- demir/çelik, çimento, bez, şeker, un, şişe/cam, kükürt, barut tüfek top, kağıt ve fabrikalarıyla "sanayileşme" hamlesi başlatılıyordu.
Ülkede fabrika bacalarıyla "sanayi ormanı" kurulmak isteniyordu.
Anayurt "Demir ağlarla" örülüyor, ordu modernize ederek güçlendiriliyordu.
Kırsal kesimde, köylerde yaşayan yurttaşların tarım alanındaki geleneksel üretim alışkanlıkları çağdaş bilgilerle destekleniyor, Anadolu "tahıl ambarı" olurken; yurttaşın savaşlardan çıkan haneleri yenileniyor, bacalar yeniden tüterken, insanlar Cumhuriyet'in getirdiği kazanımları sahipleniyor, türküler/marşlar söylüyordu:
"Örnektir uluslara açtığımız yeni iz;/ İmtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitleyiz./ Uyduk görüşte bilgi, gidişte ülküye biz;/ Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz."
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurdukları, inşaa ettikleri, yerleştirdikleri Cumhuriyet rejimini sarsmak, zedelemek, yıkmak isteyen kimi şaşkınların zaman zaman saklandıkları karanlıktan çıkıp bu ülkede "gericilik" soluyup, söylemlerde bulunduklarına tanık oluyoruz, üzülerek.
Hepimiz bilelim ki, bu iç ve dış karanlık düşünceliler; güneşi balçıkla sıvayıp "Cumhuriyet Türkiyesi"ni istedikleri mecraya çekemeyecekler...
15 Temmuz girişiminin yorumu bu açıdan yapmak durumundayız.