Atatürk, Filistin ve Trump...

YAYINLAMA: 12 Aralık 2017 / 20.00 | GÜNCELLEME: 12 Aralık 2017 / 20.00

ABD Başkanı Trump'un kendisini "Dünya Başkanı" görüp/sanıp Atlantik ötesinden verdiği "İsrail'in başkenti Kudüs'tür" şeklindeki emr-i vakisi Ortadoğu'da suların ısınmasına neden oldu.
Trump, seçim öncesi vaadi olarak böyle bir açıklama yapmış... Yapmış da şimdi bu vaadini yerine getirmek istiyormuş.
Sanki Ortadoğu coğrafyası babasının malı gibi, miras dağıtımı/taksimi yapıyor.
"- İsrail'in başkenti Kudüs'tür!.." diyen Trump önünde "Emrin olur!..." mu diyelim.
***
Yıl 1937... Cumhuriyet'in kurucusu Önder Mustafa Kemal Atatürk sağdır. Dünyanın gözü hızla kalkınan Türkiye'nin ve onun liderinin üzerine odaklıdır. Avrupa'nın sömürgeci devletleri Osmanlı topraklarında yaptıkları taksimin yarattığı sıkıntıları vaatlerle bastırma, bu dünyayı uyutma, daha çok baskı altına almak istemektedir. Bu durumun analizini yapan Atatürk, "Türkiye Millet Meclisi"nde konuya ilişkin yaptığı konuşmada Batılı sömürgecilere hadlerini bildirir. Bu söylev hemen dünya basınında yer alır. "Bombay Chronicle" gazetesinin 27.07.1937 tarihli nüshasında yer alan Atatürk'ün söylevine/nutkuna ilişkin haberin başlığı; "Filistin'e el sürülemez" dir. Devamı olan spotta ise " Türkler mukaddes topraklarda yabancı hakimiyetine tahammül edemeyeceklerdir" deniliyor.
"Bombay Chronicle" gazetesi, Atatürk'ün Filistin konusundaki konuşmasının haberi aynen şöyle:
"Arapların Avrupa siyasetine nüfuz edemeyip; sözde İstiklal kelimesine inandıkları ve bu uğurda Arap memleketlerini Avrupa emperyalizmine esir kıldıkları çok şayanı teessüftür."
"Arapların aralarında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilmez. Biz, vakıa bir kaç sene Araplardan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kafi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyetin mukaddes yerlerini musevilerin ve hrıstiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız."
Binaenaleyh, şunu söylemek istiyoruz ki, buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyete lakayt olmakla itham edildik. Fakat bu ithamlara Peygamber'in son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima islam hakimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız. Cedlerimizin, Selahaddin'in İdaresi altında, uğrunda hrıstiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabancı Hakimiyet ve nüfuzunun tahtında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar bugün, Allah'ın inayeti ile kuvvetliyiz. Avrupa, bu mukaddes yerlere temelli etmek için yapacağı ilk adımda bütün islam aleminin ayaklanıp icraata geçeceğine şüphemiz yoktur."
Bu çok önemli bilgilere ait iki tarihi belgeyi bana gönderen sevgili Hasan Sabri Zaman kardeşime teşekkür ediyorum.
Atatürk yaşasaydı, Trump acaba bu denli cesaretle konuşabilir miydi?

Atatürk, Filistin ve Trump...