Fırıncıların "pazar tatili..."
Dünya her alanda değişim süreci yaşıyor. Teknolojideki değişim/ilerleme, yeni buluşlar yaşama rahatlık kadar renk de getiriyor.
Tabii ki tüm bunlar insan için...
Yaşamı tekdüzelikten/yeknesaklıktan kurtaracak her gelişim, insanın mutluluğu için olduğunu bilmeyen mi var?
Sosyal yaşamı doğrudan ilgilendiren her gelişme, her yenilik farklı bir renk zenginliği olur her toplumun.
Bakınız, düne değin "Sovyet Blok"una dahil olup "Demirperde"nin yıkılmasından sonra Batı dünyası ile buluşan Polonya ne karar aldı?
Polonya'da yeni bir yasa ile Pazar günleri alış-veriş yapmak yasaklandı. Bu kararla her ayın iki pazar gününde uygulanacak olan alış-veriş yasağı ile eczaneler ve benzin istasyonları hariç; hiçbir işyeri açık olmayacak ve her türlü ticaret yasak olacak.
2019 yılında ayda üç pazar gününe çıkarılacak ve zamanla tüm pazar günleri yasak kapsamına alınacak.
Bununla da bitmiyor: 2020 itibariyle yılda toplam yalnızca yedi pazar günü ticarete izin verilecek. Bu yasa 1 Mart 2018 tarihi itibariyle yürürlüğe girecek.
Yasanın getirdiği yasaklar internet alış-verişini kapsamıyor.
Bu yasanın uygulanmasına destek veren İşçi sendikaları ve Kilise'ye karşı çıkanların görüşü; bundan ekonominin zarar göreceği şeklinde...
Türkiye'de "pazar yasağı" konusu çok eskilere dayanıyor. Bu uygulamanın bir amacının çalışanların sağlığı ve dinlenme hakkı olduğunu biliyoruz.
Pazar günleri çoğu iş kollarının kapalı bulunduğu Türkiyede; çok önemli bir iş görüp sağlığımızı doğrudan ilgilendiren fırıncıların hiç dinlenemediğini biliyor muyuz?
Fırıncı esnafının böyle bir uygulaması yok.
Olmasın mı?
Diyebilirim ki, fırıncılık gibi çok önemli ve gece gündüz çalışılan bir iş kolunda pazar tatili hiç aksatılmadan uygulanmalı...
Kent sakinleri taze ekmek tüketmesinler mi?
Onun da çaresi var. Örneğin; eczacılar nasıl nöbetleşip hizmet veriyor ve bir aksaklığa meydan bırakmıyorsa; fırıncılar odası da böyle bir uygulamaya geçebilir.
Bu uygulama da; bizim sosyal yaşamımıza bir yenilik getirirken, çalışan fırın işçileri ve esnafı böylece hiç yaşamadıkları "hafta tatili"ne kavuşmuş olurlar.
Biliyorum, kimileri özellikle yerel yönetimler bu görüşe karşı görüş beyan edip "kırk dereden su getirme gayreti"ne düşecekler. Varsın olsun, yaşam kendi akışı içinde bu tür uygulamaları kendiliğinden gündeme getiriyor ve uyguluyor.
Örnek mi istiyorsunuz: ülkemizin çoğu kent ve kasabalarında berber esnafı aralarında anlaşıp pazar günlerinde nöbetleşe hizmet veriyorlar.
Pazar günleri tatil yapıp dinlenmek en çok fırıncıların hakkı olduğuna inanıyorum.