Ebeveyn kontrolü şart
Gün geçtikçe büyüyüp gelişen ve hızla ilerleyen bilgi teknolojileri çağında, sürekli ilerliyoruz toplum olarak. Gerçek hayatımızın neredeyse yüzde 90’lık bir kısmı, sanal ortama taşınmış durumda. Bu durum ise birçok iletişim bozukluğunu beraberinde getirmektedir. Peki, sanal ortamdan çocuklarımızı ne kadar koruyabiliyoruz? Daha doğrusu koruyabiliyor muyuz? Asıl sorulması gereken soru da budur aslında.
Ebeveynler, iş hayatı, günlük hayatın koşuşturmacası gibi nedenlerden ötürü, çocuğa yeterli ve gereken ilgiyi göstermeyip, çoğu zaman çocuğu ile yakın bir ilişki içerisine girmediği için oluşan boşluğu, teknolojik aletler ile kapatma yoluna gidiyor ne yazık ki. Çocuk ağlamasın diye eline cep telefonu, tablet vb. teknolojik aletler veriliyor genelde veya yerinde dursun diye saatlerce bilgisayar ve televizyon başına oturtuluyor.
Bir süre sonra çocuk, ihtiyaç duyduğu duygu boşluğunu bilgisayar oyunları, çizgi filmler vb. aktiviteler ile kapatma yoluna gidiyor doğal olarak. Dış dünya ile olan iletişimini de bir süre sonra en az seviyeye çeker haliyle.
Sakin dursun diye, içeriği hakkında pek bilgi sahibi olmayan annesi tarafından, içinde çokça şiddet olaylarının da geçtiği bir oyununun başına oturtulmuştu çocuk. O kadar odaklanmıştı ki, kendisine seslenildiğinde dahi, duymayacak bir noktaya gelmiş halde, dışarısı ile olan bağlantısını koparmıştı neredeyse.
Belli bir zaman dilimi geçtikten sonra oyunu bırakmasını isteyen annesine, öfkeli bir ses tonu ile bağırmakla kalmadı, yanına gidip birlikte oynamak isteyen arkadaşını istem dışı ve sert bir şekilde iterek, yanından uzaklaştırdı. Oyunun etkileri, çocuğun bilinçaltında göstermeye başlamıştı hızla kendini demek ki.
Şiddet ve korku içerikli oyun ve filmler, daha çok ilgi odağına girer çocuğun bir süre sonra. Bilindiği üzere mavi balina diye bir oyun sürülmüştü piyasaya. Bu oyunu oynayanların, 50 maddeden oluşan talimatları yerine getirmesi isteniyor. Bu 50 maddenin çoğu şiddet içerikli ve korkunç olaylardan oluşuyor.
Oynayanın eline, koluna veya vücudunun herhangi bir yerine balinayı kesici bir alet ile çizmesi isteniyor mesela. Korkunç videolar izletilip, en sonunda da oyunun tamamlanması için, oynayan kişinin intihar etmesi gerektiği gibi korkunç talimatlar veriliyor vs.
İlgi odağı bir başka oyun olan Minecraft adlı oyunda, karısını öldüren oyun karakterine, başarı göstergesi şeklinde puan veriliyor. Grand Theft Auto oyunu, istenilen her suç işlenebilir mesajı veren içeriğe sahip ve şiddet içerikli bir oyundur yine. Carmageddon oyunu, hız ve öfkeyi barındıran bir oyun. Ve daha birçok oyun.
Bu ve benzeri oyunlara odaklanan küçük zihinler, o an için herhangi bir tehlike arz etmeyebilir ama belli bir olgunluk seviyesine gelip, bilinçaltına yerleşen bu içerikler açığa çıkınca, daha sonra önlenemeyen birçok olumsuzluğun doğmasına neden olabilmektedir maalesef ki.
Doğaüstü güçlere sahip, sihir yapan, özendirici ve çoğunlukla yine şiddet içerikli çizgi film karakterleri, genel olarak sempatik ve iyi karakterler olarak gösteriliyor yine. Bakugan, He-Man, Ben 10 Omniverse, Örümcek Adam, Temel Reıs vb. filmler ile çocuk bir süre sonra içine kapanma, saldırgan ve çoğu zaman özenici duygular gibi olumsuzluklar yaşamaya başlar. Bu yüzden aileler, çocukları ile birlikte bu tür aktivitelere katılırsa daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.
İster çizgi film, ister bilgisayar oyunu, isterse de herhangi bir TV dizisi olsun, bu gibi aktiviteler, çocuklara her zaman ebeveynlerinin kontrolleri altında izletilmelidir. Çocuk, zihinsel gelişimine katkı sağlayan, problem çözebilme yeteneğini geliştiren, sorunların üstesinden gelebilmesini sağlayan, dil gelişimine yardımcı olan, duygusal ve sosyal gelişimine ve sağlıklı iletişimine katkıda bulunan oyun, film gibi uygulamalara yönlendirilmelidir daha çok. Tabi, gösterilmesi gereken sevgi ve ilginin yerini, herhangi bir teknolojik aletin alamayacağı da unutulmamalıdır.