Az itibar ettiklerimiz…

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Danışman seçerken en az itibar ettiklerimiz, baktıklarımızın neler olduğunu araştırıyorum. Hemen bir liste çıkarıyorum ama sıraladıklarım ilk bakışta bile yeterli görünmüyor.

Etraftan pek itibar görmeyen bazı danışmanlık özellikleri olduğunu tespit ediyorum –

Paranın karşılığı... Danışmanlığa ödediğimiz fiyat dert ve üzüntü kaynağı, herkesin ağzına sakız oluyor, karşılığında aldığımız hizmetin verimliliği veya etkenliğine pek bakılmıyor.

İletişim kurma becerisi... Danışman üst yönetim ve diğer kademelerdeki her türlü insanla iletişim kurma becerisine pek itibar edilmiyor, patronun bir arkadaşının referansı yeterli oluyor.

Takım çalışması becerisi... Danışmanın takım çalışmasına yatkın olduğu sorgulanmadan varsayılıyor.

Güçlü kişilik... Karizmatik kişilik, ikna edicilik, beceri gibi vasıflar, danışmanca hazırlanan ciltler dolusu binlerce sayfa uzunluğundaki raporların kalın gölgesi altında kayboluyor.

Eğitme ve yetiştirme becerisi... Çoğu zaman danışmanın bizim dışımızdaki kişileri eğitmesi için işe alıyoruz, her şeyi mükemmel bildiğimiz için kendi eğitimimize yardımı sağlaması düşünülmüyor.

Güncel tekniklerle ilgili bilgi... Kulaktan dolma dar bilgimiz ile birkaç moda argo laf edenin sözlerine kanıp, onları hakikaten derin bilgi sahibi olan danışmanlara tercih ediyoruz.

Bu kadar mı? Hayır...

Dünya görüşü... Danışmanın kendi dünya görüşü nedir? Kendine, kendini geliştirme-bilgisini güncelleştirme gibi bir hedefi koymuş mudur? Sizin için hangi hedefleri koymayı öngörüyor? Bu hedefleri bir zaman çerçevesine oturtabiliyor mu? gibi soruların cevaplarını araştırmıyoruz.

Ulaşılabilirliği... Telefonu kaldırınca karşımızda bulmayı beklediğimiz için müsait zamanlarını pek sormuyoruz.

Vaatleri... Danışmanın bize ne vaat ettiğini pek merak etmiyoruz. Dümen suyumuzdan ayrılmadığı sürece şikayette bulunmuyoruz.
Çalışma yöntemleri... Danışmanın çalışma yöntemini, mevcut düzenimizi bozmadan bizim yaşam tarzımıza uydurmaya çalışıyoruz.

Mirası... Hep duyarız, “Enkaz devraldım,” sözünü. Kimse enkaz devrettiğini söylemez. Enkaz devretmek gibi enkaz devralmakta mümkün. Danışmanın bize “Bilgi, yöntem, yaklaşım mı?” yoksa “Anı, masal ve enkaz cinsi bir şey mi devredecek?” diye sonuna kadar bekliyoruz.

Peki, biz danışmanı hangi iş için kullanacağız? Güzel bir soru. Sahi biz danışmanı ne için kullanacaktık?

 Az itibar ettiklerimiz…