Sevilen yük olmaz
Hindistan’da bir mistik, müritleri ile beraber kendi kutsal mekanlarını ziyaret etmek için yola çıkmıştı. Himalaya dağının eteklerinde ulaşılması zor tapınaklar vardı. Bu yüksek mekanlara çıkmak zorlu bir yolculuk gerektiriyordu.
Yolculuk esnasında patika yollardan, uçurumlardan, vadilerden, kayalıklardan geçiliyordu. Bir insanın ayağı kaysa cesedi yere düşene kadar paramparça olurdu. Usta ve öğrencileri ellerinde küçük bir bavul ile eşyalarını taşıyorlardı. Çünkü buraları yüksek olduğu için oksijen az oluyor ve insanlar nefes almakta zorlanıyorlardı.
Usta az ileride 10 yaşlarında bir kız çocuğunun tombul, tonton bir oğlanı sırtında taşıdığını gördü. Kız kan ter içindeydi ve nefes nefese kalmıştı. Mistik, tam kızın yanından geçerken “Kızım, yorgun olmalısın. Sanırım çok fazla yük taşıyorsun” dedi. Kız çok öfkelendi. Mistiğe sert bir bakış fırlatıp, “Sen yük taşıyorsun, bu yük değil. Bu benim küçük kardeşim” dedi.
Tartıya çocuğu da koysanız, bavulu da koysanız ağırlık bakımından bir şey fark etmezdi. Terazi aynı ağırlığı gösterecekti. Çünkü terazi bavul ya da insan diye ayırmaz. O sadece ağırlığı ölçer. Fakat kalp terazi değildir. İnsanın kalbi farklı görür her şeyi.
Kız için çocuk yük değildi. O çok sevdiği küçük kardeşi idi. Bir şeyi seviyorsanız o yük değildir sizin için.
Sevgi yerçekimini kaldırabilir.
Sevgi ağırlığı yok edebilir.
Sevgi zorlukları kolaylaştırır.
Eğer çocuğunuzun pislenmiş altını temizliyorsanız bunu hiçbir zaman klozeti, tuvaleti temizlemek gibi algılamazsınız. Çocuğunuzun dışkısını bile seversiniz. Pisliğin kokusu sizi rahatsız etmez.
Seven insan hiçbir zaman yük olarak görmez sırtındakini.
Annenizi, babanızı, kardeşinizi seviyorsanız bir ömür boyu onları sırtınızda taşıyabilirsiniz.
Seviyorsanız, yatalak annenizin 20 sene altını temizlersiniz.
Eğer sevgi yoksa her şey bavul gibi, çuval gibi, eşya gibi yük olur sizin için.
Sevmiyorsanız annenizden, babanızdan, evladınızdan daha ağır bir yük yoktur sizin için.
Sevgi insanı hafifletir.
İşinizi seviyorsanız mutluluk duyarsınız. Ama sevmiyorsanız sizin için çalışmak işkenceden farksızdır, en ağır yük olur işiniz.
Sevgisizlik, kin, nefret, öfke sadece ağırlık verir size. Kendini seversen ağırlığın kaybolur. Ama kendini sevmezsen kendin kendine, bedenin ruhuna en ağır yük olur.
Sadece sev ve kuş tüyü gibi hafifle.
Sevginin hafifletme gücünden faydalan.
Seversen hayatı, küçük kız gibi hiçbir şeyi yük olarak görmezsin.