İki Öykü, İki Güfte, İki Beste
Kayseri’nin Efkere köyünde, tüfekçi ustalarından Mustafa efendiyi, 1908 yılında eşi daha üç aylık hamile iken askere çağırırlar. Savaş o yıl çok çetin geçer ve 1908 yılında Mustafa efendi cephede şehit düşmesinin ardından oğlu dünyaya gelir. Adına Rahmi koyarlar. Köyde yetimler yurduna yerleştirilen Rahmi, ilk okulu üç yılda bitirip Istanbul’a gönderilir. Burada Said Halim Paşa yalısındaki Yetim çocuklar için ayrılmış bölümde kalan Rahmi, 1927 senesinde Istanbul Erkek Lisesini bitirir.
Aynı sene Istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde üniversite öğrenimine başlar. 1933 senesinde Tıp Fakültesini aksatmadan iyi derece ile bitiren Dr. Rahmi bey soy adı kanunu çıktığında Duman ismini alarak meslek hayatına Bakırköy Akıl Hastahanesinde ünlü Doktor Mazhar Osman’ın yanında, Başasistan olarak göreve başlar.
Ağır başlı, nüktedan, çevresinde çok sevilen bir insan olarak anılan Dr. Rahmi Duman, bir süre Paris ve Cenevre de mesleki deneyimlerle birlikte Fransızca lisanı kazanır. 1940 senesinde yurda döndükten sonra Nüroloji Doçenti ünvanını alır. 1951 senesinde yurt dışı deneyimlerinde gördüğü şekilde nüroloji konusunda ilk olarak özel bir klinik açmak için girişimde bulunur. Mevcut hastahanenin karşısında bir klinik yaptırmaya başlar. Klinik 9 ay gibi kısa bir zamanda biter ve 1952 senesinde sağlık hizmeti vermeye başlar.
Sağlık konularına kendini fazla kaptıran Dr. Rahmi bey , evlenip yuva kurma konusunu ertelemiş ve çok geç evlenmiştir. Uzun boylu, çok alımlı bir bayan olan Cemile hanımla evlenmek istemesi, çevresinde olumlu karşılanmaz. Cemile hanımla oldukça yaş farkı olmasına rağmen evlenmek istemesine bazı arkadaşları dahil, dostlarıda karşı dururlar. Bütün olumsuzluklara rağmen Cemile hanımla evlenir. Istanbul Erkek Lisesinde başladığı şiir yazma özelliğine, üniversitedede devam eden Dr. Rahmi Duman bazı güftelerini yakın bildiği bestekarlara aktarır.
Cemile hanımla olan bu izdivacı konusunda yazdığı güfteyi, bestekâr Dr. Alaeddin Yavaşça’ya verir. ‘’Ne günah etse açılmaz iki gönül arası, Ne günah etse kanar dildeki firkat yarası, Dilerim bin beter olsun kim ayıplarsa beni, Arıyor Ruhum onu olsada bir yüz karası.’’ Bu şarkıyı aksak usulde hicaz makamında besteleyen Dr. Alaeddin Yavaşça, Dr. Rahmi beyin evlilik girişimlerinde, çevresine olan isyanını ne kadar güzel dile getirdiğini düşünmekteyim.
Bu güzel öyküyü anlatan bu güftenin hicaz makamda ölümsüzleşmiş olması, Cemile hanıma olan aşkını ne kadar güzel tarif ettiğini görmekteyiz. Dr. Rahmi beyin Cemile hanımdan 1954 de Rahmi ve 1956 da Hakan adlı iki erkek çocuğu olur. Klinikte çalışan bir hizmetli, 1971 senesinde ülkede yaygınlaşan terör olaylarında Istanbul’da bir çok soygun , fidye için adam kaçırma ve adam öldürme olaylarına karışan örgüte, Dr. Rahmi beyin evinde çok para olduğu bilgisini verir.
15 Nisan 1971 senesinde 5 kişilik terörist gurup, Dr. Rahmi beyin evine girerler. Şehir eşkiyası, kapıyı evdeki hizmetli açtığından, bir zorlukla karşılaşmazlar. Hastahane ile aynı bahçede bulunan Dr. Rahmi beyi evinde bulamıyan teröristler, Avusturya lisesinde okuyan 15 yaşındaki oğlu Hakan’ı kaçırırlar.
Üç gün içinde 250 bin lira fide verilmesi koşulu ile Hakan’ı serbest bırakacaklarını söyleyen teröristlerin, bu isteklerinin yerine gelmemesi halinde Hakan’ı öldüreceklerini söylerler. Bitmeyen ümid ile 3 gün bekleyiş, Dr.Rahmi beye 3 bin yıl gibi gelir. Bu bekleyiş sürecinde Dr. Rahmi Duman hissiyatını kelimelerle mısralara aktarır. Kimseyi Böyle Perişan Etme Allahım Yeter, Uyku Tutmaz, Bir Ümid Yok Gelmiyor Hiçbir Haber, Ağlamaktan gözlerim etrafı artık görmüyor, Hazret-i Yakup’a Dönderdi beni Hükm-i Kader mısraları, bu bekleyiş için kağıda dökülen hissiyatı, Dr. Rahmi Duman yazıp bir kenara koyar.
Rasim Ferit Bey’in Yeniköy’deki yalısında toplanan Fehmi Tokay, Cevdet Çağla, Ruşen Eşref ve Dr.Alaeddin Yavaşça’nın da bulunduğu mecliste, Dr. Rahmi bey çekinerek Dr. Alaeddin beye, o sıkıntılı günlerinde yazdığı güfteyi çıkarır verir. Usul Aksak, Makam Hicaz, beste Dr. Alaeddin Yavaşça’nın yarattığı bu şarkıyı ilk dinlediklerinde, saz meclisinde bulunanlar göz yaşlarını tutamazlar. Bu güfte Dr. Rahmi beyin son olarak yazdığı güftedir. 20 Eylül 1985 senesinde sessizce aramızdan ebediyyen ayrılmış olan Dr. Rahmi beyin Canveren Sultan adlı birde kitabı bulunmaktadır.
Bu gün bu iki öyküye ait iki güftenin bestelendiği iki Hicaz şarkıyı iki değerli sesten dinletmeyi düşündüm. Kimseyi tanrım böyle perişan etmesin dileğim.
http://www.youtube.com/watch?v=X8u3QBSXACk
http://www.youtube.com/watch?v=i2eDW1P8tC0