Erdoğan, dünyanın en önemli gazetelerinde

New York Times’daki haberin başlığı:

Erdoğan’ın hedefleri Suriye’nin ötesine Geçiyor. Nükleer silah istediğini söylüyor.

Dünyanın en önemli gazeteleri bizimle ilgili yanlış haberler yayınlıyorlar. Yanlış mı, yoksa kasıtlı mı bilmiyorum.

İngiltere’nin The Times gazetesi Türkiye’nin Suriye’de fosforlu bomba kullandığını birinci sayfasından duyuruyor. Fosforlu bomba en çirkin kimyasal bombaların başında geliyor! İnsaf yani!

Amerika'nın önemli gazetelerinden New York Times da dün birinci sayfasından verdiği haberde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sınır boyunca Suriye topraklarının geniş kesiminde kontrol sahibi olmaktan çok daha ötesini, nükleer bomba sahibi olmayı istediğini yazdı. Haber şöyle:

“Cesaretlenen Erdoğan Nükleer Bomba Arayışında” başlıklı habere göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eylül ayında partisiyle yaptığı bir toplantıda, “Bazı ülkelerin nükleer başlıklı füzeleri var. Ancak Batı bizim bunlara sahip olamayacağımız konusunda ısrarlı. Bunu kabul edemem” dedi.

Bu olay böyle gerçekleşmedi. Erdoğan’ın sözleri çarpıtılmış. Ama haberin devamı daha da beter!

Türkiye'nin, Suriye'de askeri operasyon düzenleme konusunda oynadığı kumarı kazanmasından sonra Erdoğan'ın tehdidi yeni bir anlam kazandı! Amerika, Kürt müttefiklerinin bozguna uğratılmasını nasıl engelleyemediyse, Erdoğan'ın nükleer silah yapmasını, ya da İran örneğini izleyip bunun için gereken teknolojiyi bir araya getirmesini nasıl önleyebilir? Erdoğan'ın gerçek niyetinin ne olduğunu bilense yok.

Hayalin sınırı yok! Belki de bize yol gösteriyorlar diye düşünüyorum. Aha böyle yapın diye!

Gazete Türkiye’nin uranyum rezervlerine ve araştırma reaktörlerine sahip olduğuna değindikten sonra nükleer dünyanın en ünlü karaborsacısı sayılan Pakistanlı Abdül Kadir Han'la gizemli bağlarımız olduğunu iddia ediyor!

Gazetenin doğru yazdığı da var tabii.

Başkan Trump, İncirlik konusu sorulduğunda gezetecilere, “Orada çok güçlü, harika bir hava üssümüz var, güvenlikten eminiz” şeklinde yanıt vermesiyle nükleer silahların varlığını doğruluyor

Ama haberin sonunda yine ilginç iddialarda bulunuyor. Türkiye'nin Rusya'nın yardımıyla nükleer reaktör kurma planlarının gecikmeyle ilerlediğini kaydeden gazete, bu yıl devreye girmesi beklenen ilk reaktörün 2023'ün sonundan önce işlevine başlamasının olanaksız olduğunu yazıyor.

Bu iddia gerçekleşirse...

Erdoğan bugün Rusya’ya gidiyor. Soçi’de Başkan Putin ile görüşecek.

Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, “5'e 1 kala” başlıklı dünkü yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bugün Soçi'de gerçekleşecek görüşmesini hatırlatan Dilipak, “Masada Esad'ın da olabileceğini” iddia etti.

Bu iddia gerçekleşirse Türkiye’nin önü açılır ve dünyanın ülkemize bakış açısı olumlu değişebilir.

İçki ve sigara içenler olmasa, ayvayı yedik!

Dr. Nedim Türkmen’in yazısından öğreniyorum.

Hazine ve Maliye Bakanlığı ilk 9 aylık bütçe sonuçlarını açıkladı. İlk 9 ayda alkollü içki ve tütün mamullerinden Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi (KDV) olarak toplam 67 milyar 452 milyonluk bir katkı geldi.

Eylül 2019 sonu itibarıyla faal Kurumlar Vergisi mükellef sayısı 837 bin 278 olmasına ve Kurumlar Vergisi oranı yüzde 20'den yüzde 22'ye çıkartılmasına rağmen, Kurumlar Vergisi'nden ilk 9 ayda bütçeye 55 milyar 441 milyonluk katkı yapıldı. Yani içki ve sigara içenler dev holdingleri sollamış oldu.

Yani, bu durumda insanın dilinden gayri ihtiyari şu gerçek düşüyor:

İçki ve sigara içenler olmasa, halimiz perişan!

Vatandaşları içki, sigara içmeye teşvik ederek gelirleri artırmak varken, yasaklıyoruz!!! (Bu işin şakası tabii! Keşke sigara içmeseler. Sigaradan gelecek gelirin hiçbir gereği yok bize!)