Sihirli Değnek

Bakın anlatayım...

Muteber sayılan danışmanın biri tanıdık bir kuruluşa gidip teklifte bulunur - "Size yılda $15,000 kazandırabilirim.” 

Sükûnetten sıkılan yöneticiler heyecanla meraklanır - “Nasıl?”

Danışman şaka ile karışık teklifinin özünü anlatır  - “Söylerim ama $5,000 dolarınızı da alırım ha...”

Danışman tanınan, şöhretli, saygın biri, inanırlar, parayı esirgemezler. Danışman bir hafta ortadan kaybolur, sonra teklifiyle birlikte çıkar gelir - ”Derhal, tuvaletlerdeki kâğıt el havlu kutularını 25 santim yukarı yerleştirin.”

Dinleyenler sorar – “Peki olur ama vereceğin dâhiyane fikir bu muydu?”

Danışman kendinden emin cevaplar  - ” Elbette. Herkes, elini yıkadıktan sonra kurulamak için en az üçkâğıt yaprağı çekiyor. Kutuyu 25 santim yukarı koyarsanız ‘elindeki su üstüne damlamasın’ diye elini silkeleyecek ve bir yaprak kâğıtla elini kurulayabilecek. Siz de her el kurulanışında iki yaprak kâğıt tasarruf edeceksiniz. Yılda şu kadar kişiden şu kadar kâğıt tasarruf edersiniz bunun maliyeti de $15,000. Şimdi anladınız mı işin hikmetini.    

Ben de laf olsun diye bu öyküyü bir arkadaşıma anlatım. Bir baktım ertesi gün fabrikasındaki tüm kâğıt havlu kutularını yirmi santim yukarı astırmış.

Bu aklıma danışmanlık kategorisinde yer alması gereken sihirli değneklileri getirdi. Bu danışmanlar “Danışmanın bir kelamından bu danışmanda mutlaka sihirli bir değnek var,” sonucu çıkaranlara hizmet verirler.

[1] Bu öyküyü kadim dostum Avni Aker yıllar önce bir seminerde anlatmıştı.