Kartalın yeniden doğuşu

Düşündüklerimiz dünyamızı oluşturur. Hayatta neye odaklanırsak en çok o gelişir. Ne ile meşgulsek kaderimizi o belirler. Yaşam, tüm canlıların kendini tamamlama sürecidir. Hayattan beklentimiz ne ise o çıkar karşımıza. Ve her zorluğun üstesinden gelebildiğimiz ölçüde var oluruz hayatta. İyi düşünürsek iyi, kötü düşünürsek de kötü şeylerle karşılaşırız.

Mükemmel bir düzen içerisinde işleyen doğanın ve diğer canlıların insanlara vermek isteği çok mesaj var. Tıpkı kartalın hikâyesinde de olduğu gibi… 

 “Kartal, kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşlarındayken çok ciddi ve zor bir karar vermek zorundadır.

Kartalın yaşı 40’a dayandığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir. Gagası uzunlaşır ve göğsüne doğru kıvrılır. Tüyleri kartlaşır, kalınlaşır ve kanatlarına takılmaya başlar.

Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır.

Dolayısıyla kartalın burada iki seçimden birisini yapması gerekir. Ya ölümü seçecektir ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir. Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir.

Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde yuvasında kalır.

Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar.

5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.”