Marko

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Kendime bazen kızarım, bu konuyu neden düşünmedim daha evvel diye. Kısa bir araştırma ile bulunacak birçok veri, internette bulunmakta. Ancak, hangi yoldan bulmam gerekeceğini bilmek gerek. Aklıma takılmıştı 1868 senesinde birkaç doktorun bir araya gelip kurduğu bir cemiyet vardı. “Mecruhin ve Marda-yı Askeriye-yi imdat ve muavenat Cemiyeti”. Bu cemiyet, 11 haziran 1868 yılında kurulmuştu. Aslında Türkçe olarak ‘’Yaralı ve hasta askerlere yardım cemiyeti’’ anlamına gelmekteydi. Uluslararası kurulan Kızıl Haç örgütünün işleyiş prensipleri ile aynı paralellik arz ettiği için bu cemiyetin adı 1877 Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti olarak değişikliğe uğramıştır.

Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyet’inde değişen  bir çok kurumla birlikte Hilal-i Ahmer Cemiyeti de değişerek Türkiye Hilal-i Ahmer Cemiyeti adını almıştır. Daha sonra 1953 yılında Türkiye Kızılay Cemiyeti adını aldı. Kızılay adını da Ata rahmetli koymuştu. Kuruluş gayesi içinde ana prensip insanlık, ayırım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık, hayır kurumu niteliği, birlik ve evrensellik  olarak belirlenmişti. Kuruluş statüsünde 2.inci maddede nelerle meşgul olacağı belirlenmiş:

1. İnsancıl olmak: Savaş alanındaki yaralılara ayrım gözetmeksizin yardım etme düşüncesinden doğan Kızılay, her nerede olursa olsun insan ıstırabını ulusal ve uluslararası kapasitesi dahilinde önlemek ve dindirmek için gayret sarf eder.

2. Ayrım gözetmemek: Kızılay, milliyet, ırk, dini inanç, sınıf ve siyasi düşünce farkı gözetmez.

3. Tarafsızlık: Kızılay herkesin güvenini kazanmak amacıyla, düşmanlıklara taraf olmaz. Hiçbir zaman din, ırk, siyasi ve ideolojik nitelikteki ihtilaflara girmez.

4. Bağımsızlık: Türk Kızılay’ı bağımsız bir kurumdur. Kızılay, insancıl faaliyetlerinde kamu otoritelerinin yardımcısı olarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmeler ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti kanunlarına tabi olup, bu çerçevede Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Hareketi Temel İlkelerine uygun hareket etme özerkliğine sahiptir.     

5. Hayır kurumu niteliği: Kızılay hizmetlerinde hiçbir şekilde çıkar gözetmeyen, gönüllü bir yardım kurumudur.

6. Birlik: Türkiye’de ‘Türk Kızılay Derneği’, ’Türk Kızılayı’ ve ‘Kızılay’ adı altında tek bir dernek kurulabilir. Bu dernek herkese açıktır. İnsani faaliyetlerini mevzuatın öngördüğü ulusal ve uluslararası alanda yürütür.

7. Evrensellik: Diğer ülke ulusal dernekleri ile eşit statü.

Bu ilkelerin dışında Kızılay, önemli prensipleri de olan bir kurum olarak temayüz etmiştir.  Kızılay’ın eski başkanlarını tanırım. Ne kadar saygın bir kişilikleri vardı bu başkanların. Dr. Kemal Demir, Dr. Ertan Gönen hem mesleklerinde başarılı, hem de Kızılay başkanlıklarında kuruma çok katkıları olmuştur.

Kurumun kuruluşunda büyük emekleri olan Dr. Marko Paşa, Dr. Abdullah Bey,  Kırımlı Aziz Bey, Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa ilk kurucularıdır. Bu cemiyeti o tarihte, ne kadar büyük zorluklarla kurduklarını düşünmekteyim. Kuruluştan sonra simgesel bir isim olur Dr. Marko Paşa.  Osmanlı’da Dr. Marko Paşa ismi önemli bir yer tutar. Kimin başı derde düşse gidip derdini Dr. Marko Paşa’ya anlatırmış. Dr. Marko Paşa da herkesin derdine çare bulurmuş. Bu nedenle çözümü olmayan her probleme ‘Git derdini Marko Paşa’ya anlat ‘ deyimi halk arasında yaygınlaşmış.

Bugünlerde Kızılay’ın başında bulunan Kerem Kınık Bey’in direktifleri ile bir kurumdan şartlı alınan yüklü bir parayı Kızılay’ın, bir derneğe devretmesinin yankıları devam etmekte. 7.9 milyon dolarlık bir tutarın  aklanarak, büyük bir bölümünün Ensar Vakfı’na gönderilmesi işleminde Kızılay’ın komüsyon tahsil etmesini nasıl değerlendirirsiniz bilmiyorum. Ancak konu bir hakimin önüne gelmiş olsa ve Kerem bey hesap vermeye kalksa, hakim ‘Git Derdini Marko Paşa’ya anlat’ deyip, geri çevirirdi diye bir sözüm geldi söyledim, hem nalına hem mıhına.

Marko