Tanrıdan dileğim
Yurdum insanının en büyük merakı, bilinmeyen konularda yetkisiz, yetersiz ve bilgisiz kişilerin neler söyleyeceğidir. Ülkemin paramparça olan ekonomisi konusunda konuşması gereken insanlar kim diye sorsam, sizin de aklınıza Merkez Bankası eski başkanları gelir diye düşünmekteyim. Sanayi ve üretim konularında halen yaşanan, üretim azalması konusunda bir bilene başvuralım diye ortaya soru atsam, Eski Sanayi ve Ticaret Odaları başkanları aklınıza gelir. Onlardan tavsiye ve görüş alınmasını istersiniz kanaatimce. Tarımın ve ormancılığın neden bu denli gerilediği konusunda, bir görüş almak isterseniz yine aklınıza ziraat ve hayvancılıkla ilgili Odalar Birliği eski başkanına sorulmasını önerirsiniz. Bu çok doğru bir yaklaşım olsa gerek. Onların siyasi bir beklentisi olmadığı için, doğruları çekinmeden sizlerle paylaşması doğaldır.
Gazetelerde yayınlanan haberlere insanlar neden rağbet etmemekte diye düşünebilirsiniz. Haklısınız, ancak gazetelerin tamamı saray tarafından yönlendirildiği için, düşünen ve aklı selimi olan halk, bu haberlere itibar etmemekte. Akşamları fedakar doktorlar için alkış tutmaktayız, hani bizim ev caddeyi görmediğinden sadece balkon ışıklarını açık kapayıp, bu fedakar çalışanlara minnet borcumuzu anlatmaya çalışıyoruz. Ülkemde bulunan doktorlar gece gündüz demeden, hatta yemek bile yemeden görev yapmaktalar. Hipokrat yemini eden ve duraksız çalışan bu insanlara bazı kendini bilmezler nasıl şiddet gösterirler anlamıyorum.
Zaten ülkemde 1250 tane hastane var. Bu hastanelerde çalışan doktor sayısı 153 bin128. Yaşayan insan sayısına bölerseniz 542 kişiye bir doktor düşmektedir. Ülkemizdeki tıp fakülteleri her yıl 9 bin mezun vermektedir. Ülkemizdeki doktor açığı her yıl katlanarak artmakta. Bu konuda başka bir mesleği mukayese yapmak istemekle birlikte sayıları ve acı gerçeği görmezden gelmemek gerekir. Halen hizmet veren imam sayısı 275 bin olarak istatistik rakamları söylemekte. Halen hizmet veren ve her sene artan camii sayısı 2016 yılı rakamı 87 bin 381. Aynı mantıkla gidersek her 301 kişiye bir imam düşmekte. Her yıl 60 bin imam okuldan mezun olmakta ve her yıl 1711 camii yapılmakta. Bu verilen değerler DİE değerleri olduğu için inanmamak elde değil.
Bir önemli gerçek ise, ülkemizde phenomen kriz döneminde doktor bulunamamakta ve Tıp Fakültesi son sınıf öğrencileri hastanelerde görev yapmaya çağırılmakta. Bu arada Sağlık Bakanlığının bütçedeki payı 58.8 milyar lira ve Diyanet İşleri bütçesi ise 12 milyar lira olarak 8 Bakanlık bütçesinden daha fazla olduğu bilinmekte. Doktor açığımızın ise 105 bin rakamına ulaştığı haykırılmakta.
Bir başka acı gerçekte ülkede İmam Hatip fazlası 39 bin 800 rakamına ulaşmış. Onlara iş imkanı için mi camii yapılmakta bilinmez. Sakın İmam Hatip Liseleri’nde okuyan çocuklara karşı bir olumsuz düşüncem olduğunu düşünmeyin. Ancak dünya üzerinde her olaydan bir ders almamız gerekir. Ülkemde bilim ve fen dalında araştırma ve gelişim sağlayacak üniversiteler dışında Bilimsel Araştırma Kurumları olması gerekir. Var diyeceksiniz ancak onun da araştırma bütçesi bulunmamakta. Bunlar çok acı gerçekler. Bir ülkenin önüne gelince, zayıf ekonomileri kökünden sarsar.
Bütün dünyayı saran CORONA virüsü konusunda ülkeler tedbir paketlerini açıklayarak halkın moralini düzeltmek için çaba sarf etmekteler. Her ülke başkanı veya başbakanı ekranlara çıkıp, devlet olarak neleri göğüslediklerini söyleyip, hazinelerini vatandaşlarının hizmetine açarak 31 milyar ile 550 milyar Euro arasında değişen paketlerle destek olacaklarını söylediler. Bizde ise paket olmadığı için bir çıkınla halkın önüne çıktık. Nedenini anlatmama gerek olmadığını düşünüyorum, fakat Ankara’da 5 Tepe Saray ve Külliyesi, Marmaris’te Saray, Erzurum’da Saray derken, Sarayın ihtiyaç fazlası 13 adet uçaklara yapılan boş gösteriş yatırımına para yetmediğini bilmekteyiz. Bu nedenle Merkez Bankası’nın ihtiyat akçesine Hazine el koydu. Bu da yetmeyince İşsizlik fonundaki biriken miktar da buhar oldu.
Esas olan, CORONA Virüsü için aşı geliştirmek, yaşadığımız ülke için çok önemli olmalı. Biz ise başka ülkelerin bu aşıyı geliştirmesini dualarımızla tanrıdan isteyerek, bir an önce bu ülkelerin aşıyı bulmasını dilemekteyiz. Bu beladan çıkış yolu böyle bulur, kurtuluruz diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.