Kabus!

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Bir korku filmi izler gibi bütün dünya. Benzerlerini bir çoğumuzun izlediği, dünyayı kasıp kavuran bir virüs salgını, çok ama çok azalan insan nüfusu, açlık, kıtlık, kaos, korku…

Umarım ve dilerim bu kötü rüyadan bir an önce uyanırız.

Ancak gidişat, yaşanılan hasarın boyutunun daha da ağırlaşacağını gösteriyor.

Çok klişe bir cümle ve şu sıralar çok sık duyuyoruz ama “artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”. Bu virüs insan eliyle ve saldırı amaçlı mı üretildi bilmiyorum ama uzun yıllardır, dünyamızın asıl sahibini kendileri sanan egemenlerin, arzuladıkları bir dünyaya doğru evrildiğimiz ortada.

Büyük ordulara artık gerek olmadığı, Amerika’nın çöllerindeki bir üs’ten kumanda edilen, binlerce drone ile, her türlü kimyasal ya da biyolojik savaşın, oturduğun yerde yapıldığı bir dünyada yaşıyoruz artık.

Dünyamızın kaynaklarının bu nüfusa artık yetmediğini, yaşlanan nüfusun üretmeden tükettiğini ve bunların “yoksul ve işe yaramaz(!)” olan kısmından kurtulmamız gerektiği yıllardır kulağımıza fısıldanmıyor mu?

Bu salgının süresinin 4-5 ay ile sınırlı kalmaması ya da bir süre sonra tekrarlaması ne kamu düzeni bırakır ne de heybetli ve dokunulmaz yöneticiler bırakır.

Yıkılan bir baraj gövdesinden boşalan sular gibi, önüne kattığını mutlak bir çaresizliğe ve yenilgiye mahkum eder.

Üretim tamamen durur. Kamu düzeni kalmaz. İnsanlar hayatta kalmak için hayal bile edemeyeceğimiz şeyleri yapar.

Kritik soru şu: Nereye kadar?

İnsanoğlu bu illeti de yenene kadar.

Tabi, Covid19’un aşısını bulana kadar, Covid20, sonra Covid21  diye devam etmezse bu bela!

Geçenlerde yazdığım bir yazıda, tarihte yaşanılan bazı salgınları anlatmıştım. 1920’de yaşanılan İspanyol gribi’nde tam 20 milyon insanın can verdi. Kuşkusuz dünyanın tıp alanında geldiği nokta 1920 ile kıyaslanmayacak kadar ileride. Ancak virüsün ortaya çıktığı Aralık 2019’dan bu yana geçen 4 aylık sürede ne yazık ki mesafe alınamadı. Bu da sürecin ağırlaşarak devam edeceğini gösteriyor.

Bugün için yapılacak tek şey, - tabii eğer hala bulaşma olmadıysa- kendimizi izole etmek. Bugün için yapılacak başka hiçbir şey yok ne yazık ki.

Bugün tek yapabileceğimiz, evde kalmak, hayatta kalmak ve yaşamaya devam edebilmek için, dua etmek.

Her şey bittiği ve bu hastalık kaybolduğu zaman- ki bunun ne kadar süreceğini bilmiyoruz-, yaşamımıza “bıraktığımız yerden” devam edebilecek miyiz?

Ümit ederim bıraktıklarımızı, bıraktığımız yerde bulabiliriz.

İçinizin daraldığını, yeter kes artık! dediğinizi işitir gibiyim.

Çok haklısınız!

Umudumuzu korumak zorundayız.

Benim gibi sağlık mensupları ne yazık ki evde kalamıyor.

Ama sizin böyle bir sorumluluğunuz yok. Bu yüzden  “lütfen evden çıkmayın”.

Ama evde kalırken, daha güzel bir dünya için neler yapabileceğimizi düşünün. İnsanoğlunun nerede hata yaptığını düşünün. Özeleştiri yapın. Neden ahlaksızlıklara ve haksızlıklara karşı zamanında sessiz kaldığınızı düşünün. Yeni bir dünyaya ulaşan şanslı kişilerden birisi olursanız, ihtiyacınız olan en temel şeylerden birisi de, “evrensel ahlak kuralları” olacaktır.

Kabus!