Kamusal Eğitim ( Eğitim Hakkı) -1
Küresel ve ulusal düzeylerde eğitim temel bir insan hakkı olarak kabul görmektedir.
Ancak 1970'lerde kapitalizmin kendi krizini aşmak için sosyal devleti, bu krizden çıkışının en önemli potansiyeli olarak belirledi. 1980'li yıllardan günümüze uygulanan neoliberal politikalar sermayenin önüne yeni alanlar sunmuştur.
Bu gerekçeler üzerinden devletin küçültülmesi ya da yeniden yapılandırılması hedeflenmiş; bunun anlamının eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, haberleşme ve kültür, çevre hizmetleri başta olmak üzere tüm kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi ve “piyasalaştırılması” olduğu bilinmektedir.
Piyasa koşullarına göre yeniden düzenlenen kamu hizmetleri arasında eğitim alanı da özel bir önem kazanıyorken; doğal olarak kamusal alanın piyasa süreçlerine göre yeniden düzenlemesi, kamusal bir hak olan eğitim hakkını da doğrudan etkilemektedir.
Eğitimi piyasalaştırma ve özelleştirme uygulamalarının sonucu olarak, eğitim “hak olma “ özelliğini yitirirken, özel sermayenin ve “piyasanın belirleyiciliğine” bırakılmaktadır.
Eğitimin piyasa koşullarına göre şekillendirilirken bilinçli olarak şu anlayış da yaygınlaştırılmıştır; "eğitim, birey için daha sonra kazanılacak ek kazanç" o zaman birey bu kazancın maliyetine de katlansın. Yani paran kadar eğitim alabilir, parana göre meslek edinebilirsin.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi incelendiğinde “çocukların ailelerinin felsefi ve dini inançlarına göre eğitim almaları hakkını da tanınmaktadır” (AİHS; Protokol 1, Md. 2).Bu sözleşmeye göre de, hiç kimse eğitimden mahrum edilemez ve devletler eğitime tüm bireylerin erişimini sağlamakla yükümlüdür.
Türkiye’de anayasa ile eğitim hakkı her birey için güvence altına alınmıştır. Anayasa da “hiç kimse eğitim hakkından mahrum bırakılamaz ve herkes eğitim hakkından ayrım gözetilmeksizin yararlanabilir” denmektedir. Anayasa, sosyal devlete eğitim olanaklarını sağlama görevini vermiştir.
Uluslararası Anlayış, İşbirliği ve Barış İçin Eğitime dair UNESCO Tavsiyesi’nin 31.maddesine göre, “eğitim” kelimesi kişisel kapasitelerin, tutumların, yeteneklerin ve bilgilerin tümünün ulusal ve uluslararası toplumlarda ve onların yararına olacak şekilde, bireylerin ve sosyal grupların bilinçli bir gelişmeyi öğrenmeleri yoluyla ortaya çıkan sosyal yaşam sürecinin tamamı anlamına gelir. Bu süreç herhangi bir özel faaliyetle sınırlandırılamaz.”
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Lima Bildirgesi (6-10 Eylül 1988) ve pek çok uluslararası belgede eğitim hakkı,; insan haklarının olmazsa olmaz temel şartlarından biri olarak yer almaktadır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde eğitimin, cinsiyet, ırk, etnik yapı ve ulus, kültürel, sınıfsal gibi ayrımlar gözetilmeksizin her ferdin hakkı olduğu bildirilmiştir.
Gerekli ekonomik, sosyal alt yapı koşulları sağlanmadıkça kişilerin eğitim hakkından gerekli biçimde yararlanma durumları olmayacaktır.
Bu boyutlarda, yani evrensel ölçekte eğitim hakkının kabul görmesi, insan kişiliğinin her boyutuyla gelişmesinde ve insanların kendilerini gerçekleştirmeleriyle, özgürleşmeleri ile direk etkili bir süreç olmasından kaynaklandığı söylenebilir.
OECD kriterleri, PİSA sonuçları ve gelişmişlik seviyesi esas alındığında; Finlandiya eğitim modeli ve gelişmişlik aşaması, Avrupa ve dünyada takdir edilip, gözlenip, takip edilmektedir.
Eğitim modeli ve geldiği aşama, gelişmişliği üzerinden Finlandiya yasalarındaki eğitim hakkına da bakmakta fayda görülecektir.
“Finlandiya eğitim sisteminin genel amacı:
“Tüm nüfusun eğitilebilmesi ve yetiştirilebilmesidir. Yaşam boyu öğrenme, temel eğitimden yetişkin eğitimine yaşamın tüm aşamalarında daima yeni şeyler öğrenme isteği ve ideali eğitimin en önemli ilkesidir.”
Finlandiya’da da anayasa ile kamusal(parasız) eğitim hakkının her bireyin eşit faydalanacağı şekilde güvence altına alındığını aşağıdaki şekilde görmekteyiz
“• Herkes parasız temel eğitim görme hakkına sahiptir.
- Kamu yetkilileri, bireylerin ekonomik durumlarını dikkate almaksızın onların gelişimlerinin sağlanmasında, özel gereksinimleri ve yeteneklerine göre diğer eğitim hizmetlerinden yararlanmalarında eşit olanaklar sunar. “
Eğitim hakkının kullanılmasında,” fırsat eşitliğinin” sağlandığından emin olunmalıdır. Ayrıca eğitimin temel bir insan hakkı olması, kamusal sorumluluğu, yani devletin herhangi bir ayrım gözetmeden herkese, nitelikli eğitimi parasız olarak sunmasını gerektirmektedir.
Yararlanılan Kaynaklar:
1.Eğitim Sen 4. Eğitim Kurultayı raporları.
2.İnsan Hakları Gündemi Derneği raporları ve veriler
3. Anayasa.
4.Avrupa eğitim modelleri(makaleler)
5.Pegem raporları.
6.dergipark.org.tr
7.ceidizleme.org.tr