Liselere Geçiş Sistemi
Yıllardan beri eğitim sistemi değişiyor, sınav adları değişiyor gibi görünse de aslında değişen çok da bir şey yok.
Önce 2019 yılında Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan, 2020 yılı Mart ayından bu yana da ülkemizde yaşanmaya başlanan Covid-19 salgın süreci yaşamın birçok alanını felç ettiği gibi ülkemizde, eğitimi de büyük oranda sekteye uğratmıştır. Her ne kadar veliler şartlarını zorlayarak kayıpları telafi etmeye çalışmış olsa da Milli Eğitim Bakanlığı her türlü tedbiri aldık dese de eğitimde gelir düzeylerine göre öğrenciler arasındaki makas iyice açılmıştır. Bir tarafta sadece online öğretime mecbur kalan öğrenciler, bir tarafta dershane eğitimi ve devam eden özel dersler. Bakanlık bütün şartları sağladık 8. Ve 12. sınıfları yüz yüze eğitime devam ettirdik diye açıklamaları sürekli devam etse de gerek öğrenci de gerekse velide salgından dolayı yeterince güvenli ortamlar oluşmadığı için açılan DYK kurslarından da yeterli verim elde edilememiştir.
Salgına rağmen ülkemizin çeşitli yerlerinde imkanı olan öğrencilere bazen yasaklara kılıf uydurarak çeşitli yollarla kurslar açık tutulmuş, maddi durumu daha iyi olan veliler özel ders yoluyla salgını fırsata çevirerek kendi çocuklarının diğer öğrencilerin önüne geçmesini sağlamıştır. Zaten adaletsiz olan fırsat eşitliğinde yoksun birçok öğrenci şartlardan kaynaklı daha da geriye düşmüştür.
Geçtiğimiz süreç içerisinde her defasında sınavlar son kez yapılıyor haberlerini defalarca duyduk. Ancak her sınav kalktı haberi yeniden isim değiştirerek karşımıza çıkmaktan öteye gitmedi. Al, LGS, OKS, SBS, TEOG, LGS isimleriyle yine yeniden karşımıza çıktı. Üstelik her defasında, öğrenci ve velide sınavlar kalkacak umudunu uyandırdılar. Yerine yeni bir şeyde koyamadılar. Adını değiştirerek sınavları yaptılar. Tıpkı bu yılda 6 Haziran 2021 de yapılacak LGS sınavı gibi. Salgın sürecinde her türlü tedbiri aldık denilse bile birçok aksaklı yaşanacak olan sınavlarda yine çocuklarımız yarıştırılacak.
Oysaki uzun yılarda beri hiç yoksa Liselere girişlerle ilgili kalıcı çözümler üretilip sınav sisteminden vazgeçilebilinirdi. İlköğretim süresince öğrencilerin yetenek ve başarıları hangi işe yatkın oldukları sınıf öğretmenleri ve sınıf rehber öğretmenlerinin görüş ve önerileri doğrultusunda her yıl alanında uzman kişilerden oluşturulacak komisyonlarca bir üst kademedeki eğitime hangi okul türünde devam edeceği belirlenebilir, gittiği ortaöğretim kurumunda geçen bir yıllık hazırlık durumundan sonra liseler arası geçişler yapılarak sağlam emine oturtulurdu.
Böylece de kademeli olarak sınav sistemi sona erer, öğrenciler ezbere dayalı sınav sisteminden kurtulur, istidat, kabiliyet ve yetenekleri doğrultusunda bir eğitimle hem kendilerine hem de ülkemize daha faydalı bir duruma gelebilirdi.
Görünen o ki sınav sistemi ile ilgili çözüme gidilemeyecek. Sınav sistemi devam ettiği sürece de bu sisteme dayalı rant sistemi ve veli-öğrenci stresi devam edecek.
Eğitimde başarılı ve mutlu bir toplum istiyorsak öğretmenine güvenen, velinin ve öğrencinin kendini güvende hissettiği sınava değil güvene dayalı bir eğitim sistemini toplum olarak mutlaka inşa etmek zorundayız.