Gezegeni öldüren şey, kapitalist hırs mı?
Çevreye duyarsızlığın doruğa eriştiği günümüzde, acaba bireyler olarak çok çaba harcasak, bu kötü gidişin önüne geçmek mümkün olabilir miydi diye düşünürken, çevre ile ilgili bir film için yazılmış makalenin sosyal medyadaki paylaşımına rastladım.
Bana oldukça ilginç geldi. Bakalım siz nasıl değerlendireceksiniz?
Makale şöyle:
“Küresel ısınmayla mücadelenin, ampulleri değiştirmek, kullanılmayan odalarda elektriği söndürmek, deodorant kullanmamak, daha az araç kullanmak gibi şeylere indirgenmesi yanıltmanın ve avutmanın ötesine geçmiyor. Çünkü asıl tehlike devletlerin 'güya' kalkınma ekonomileri ve devasa şirketlerin kâr hırsları..
Bunlar dizginlenmeden ne yaparsak yapalım; tüm dünyada var olan trafikten daha fazla zararlı gaz üreten büyükbaş hayvanlara tıkaç bile taksak, küresel ısınmayı ancak yüzde 20 kadar düşürebiliyoruz.
Mesela sifonu az çeksek, kısa duş alsak, bulaşığı elde yıkamasak bile susuzluğu engellemede etkisi az oluyor. Çünkü, yeraltı su tabakalarının daha diplere çekilmesinin ana nedeni, bizim evlerimizde tükettiğimiz su değil, tarım ve sanayide kullanılan ve ayrıca şişelenip satılmak üzere çalınan su. Bizim tüketimimiz, onların yanında devede pire kadarmış.
Keza bireysel enerji tüketimimiz, ticarî, sınaî, tarımsal, kamusal ve askerî kaynaklı tüketimin dörtte birini bile bulmuyor. Yani hepimiz geri dönüşüme önem versek, hatta odun sobasına geçsek bile, bunun küresel ısınma ve hava kirliliği üzerinde kayda değer bir etkisi olmuyor.
Sade ve ilkeli çevreci gibi yaşayalım, tamam; ancak bireysel değişimin toplumsal değişime denk düşmediğini; gezegeni öldüren şeyin, kapitalist hırs olduğunu da bilince çıkartalım!”
Ticarî, sınaî, tarımsal, kamusal ve askerî kaynaklı tüketimin boyutlarını tahmin etmek zor olmasa gerek. Düşünsenize bu kanallara giden enerjinin, suyun, maddi kaynakların kısıldığını?
Bana çok mantıklı geldi anlatılanlar. Ama yine de bireysel olarak kaynakları iyi kullanıp, çevreye duyarlılığı elden asla bırakmayacağız.